SAVUNMA VE KARŞI DAVA: Davalı vekili tarafından sunulan 22/01/2021 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların boşanmalarına müşterek çocuğun derhal anneye teslim edilmesine, dava sonuçlanıncaya kadar müşterek çocuğun velayetinin geçici olarak sonuçlandıktan sonra velayetin tamamen müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk ile davalı arasında şahsi ilişki tesis edilmemesine, dava sonuçlanıncaya kadar müşterek çocuğun velayetinin geçici olarak, dava sonuçlandıktan sonra velayetin tamamen müvekkiline verilmesine, alkol bağımlısı olan ve haysiyetsiz yaşam süren davacı ile müşterek çocuk arasında şahsi ilişki tesis edilmemesini, dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren dava sonuçlandıktan sonra kesin olarak müvekkili için 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, müşterek çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasının davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tedbir Nafakası, Ev Eşyasından Yararlanma ve Eşlerin Mallarının Yönetimine İlişkin Önlemler Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davacı tarafından Türk Medeni Kanununun 199. maddesine göre tasarruf yetkisinin sınırlandırılması isteğinin bulunmadığının anlaşılmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50'şer TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası - Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması :Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre yersiz görülen temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.05.2016 (Per.)...
GEREKÇE : Dava, müşterek çocuğun boşanma kararı ile babaya verilen velayetinin değiştirilerek, öncelikle tedbiren ve sonra nihai olarak anneye verilmesi ve çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası isteğine ilişkindir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Velayetin değiştirilmesi yönünden yapılan incelemede; Taraflar Bodrum 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 11/12/2013 tarihinde kesinleşen kararı ile anlaşmalı olarak boşanmışlar, 18/12/2010 doğumlu Yağmur'un velayeti davalı babaya verilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....
Hâkim, eşlerden birinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisini kaldırırsa, re'sen durumun tapu kütüğüne şerhedilmesine karar verir. Bu düzenleme ile yasa, tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına iki halde gidilebileceğini öngörmüştür. Bunlardan birincisi sınırlandırmayı ailenin ekonomik varlığının korunması gerekli kılmalı, ikincisi ise evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesinin bunu gerektirmesidir. Her iki halde de yasa, sınırlandırmanın ölçülü olmasını aramıştır. Ölçülülük, sınırlandırma ile ulaşılmak istenen amaç bakımından sınırlandırmanın gerekli ve orantılı olmasını gerekli kılar. Hangi malvarlıklarına ilişkin olduğu somut olarak gösterilmeksizin genel ve soyut nitelikte tasarruf yetkisi kısıtlamasına gidilemez. TMK.nun 406.maddesinde düzenlenen vesayet gerektirir istisnai haller dışında eşin tüm mal varlığı üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılması (kısıtlanması) mümkün değildir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda: " davaya konu boşanma isteminin reddine, tarafların müşterek çocukları Ahmet Çağın BEBEK için velayetin davacı babaya tedbiren verildiği 22/09/2017 tarihinden başlayıp kararın kesinleşme tarihinde sona ermek üzere aylık 200,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak müşterek çocuğun bakım ve ihtiyaçlarında kullanılmak üzere davacı babaya verilmesine, davacının iştirak nafakası talebinde karar verilmesine gerek ve yer olmadığına, davalının kendisi için tedbir nafakası isteminin reddine, davalının müşterek çocuk için tedbir, iştirak nafakası istemlerinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili davanın reddine karar verilmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinafa cevap vermemiştir. Mahkemenin, davacının davasının ret kararı ve gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumlu ve yerinde olduğu kanaatine varıldığından, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 21/06/2021 NUMARASI : 2019/717 ESAS, 2021/400 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA KARAR : Taraflar arasındaki davaların yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, taraflarca tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; TMK 161 ve 166 maddeleri uyarınca tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, müşterek çocuk için aylık 2.500 TL tedbir - iştirak nafakası, müvekkili için aylık 1.500 TL tedbir - yoksulluk nafakası takdir edilmesine, takdir edilen nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, müvekkili için 400.000 TL maddi, 300.000 TL manevi tazminat takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Kadın için tedbir-yoksulluk nafakası verilmemesi açısından: TMK'nun 169. maddesi "Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır." hükmünü içermektedir. Kadın için tedbir nafakası verilmemesi hatalı olup, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kadın yararına aylık 2.000,00TL tedbir nafakasına karar verilmiş olup kadın vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir. Kadının düzenli geliri olduğu, yoksulluk nafakası verilmemesi doğru olduğu anlaşıldığından kadın vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Müşterek çocukların yaşı ve ihtiyaçları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, düzenlenen sosyal inceleme raporları, müşterek çocukların uzun süre baba yanında kalmaları sebebiyle alıştığı ortam dikkate alındığında boşanma sonucunda velayetin babaya verilmesinde, kadının birleşen velayet davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından (mahkemenin boşanma davasına ilişkin kurulan hüküm içerisinde velayet konusunda karar verilmesi gerekirken birleşen velayet davasına ilişkin hüküm fıkrasında velayetin düzenlenmesi sonucu etkili görülmediğinden) kadının bu konudaki istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir....
Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; Davacı davalı ile yurt dışında yaşadıklarını, davalının Fransa'da kendisine kamuya açık alanda şiddet uyguladığını, davalı ile boşanma aşamasında olduklarını, kendisinin Kayseri'ye gelerek dava konu taşınmazda kalmaya başladığını taşınmazın aile konutu olduğunu, davalının sebepsiz yere mal varlığını azaltma çalıştığını, belirterek TMK.nun 197. maddesi kapsamında tedbir nafakası ve TMK.nun 199. Maddesi kapsamında tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına talep etmekte, ayrıca ihtiyati tedbiren taşınmazın aile konutu olması nedeniyle tarafına tahsisini ve davalının emekli maaşına tedbir uygulanmasına talep etmektedir....