Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Boşanma davası sırasında ara kararı ile takdir edilen tedbir nafakası kararına dayalı olarak daha önce icra takibinde bulunulduğu, davacı tarafından ödemeler yapıldığı, takip talebinde nafaka alacağı sebebi ile yapılan ödemeler mahsup edilerek talepte bulunulduğu, ilamsız icra takibinde nafaka alacağı dışında yapılan harç ve masrafların ilamlı icra takibinde mahsubu talebinin yerinde olmadığı ve icra müdürlüğü kotasına ilişkin icra dosyasının farklı icra müdürlüklerinin esas numarasını aldığı, ilama dayalı olarak takipte bulunulduğu ve ödemelerin mahsup edildiği hususu takip talebinde yer aldığından, aynı alacak tekrar talep edilmediğinden, mükerrer takip şikayeti yerinde değildir. Bilirkişi hesaplamasına göre mahsup edilen alacak tutarında eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Şirket'inin davacı tarafa hisse devir sözleşmesiyle birlikte davalı tarafça devredilmiş olduğu, devir hususunun boşanma protokolünün 2 numaralı bendinde yer aldığı ve dava dışı şirketle ilgili olarak ceza ihbarname bildirimlerinin tahakkuk ettirilmiş olduğu, davacı tarafça şirketin vergilendirme dönemlerine dair alacağın tahsili için icra takibi başlatılmış olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, boşanma protokolüne konu olan şirket devrinde devir alanın, protokol tarihi ve hisse devir tarihinden önceki döneme ait olan vergi cezalarının tamamından sorumlu olup olmayacağı, davacı devir alan tarafından boşanma protokolüne rağmen davalı devir edenden ceza bedelini tahsil talebinin usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığı ile davalı yararına kötü niyet tazminatına karar verilmiş olması ve mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir....

Şirket'inin davacı tarafa hisse devir sözleşmesiyle birlikte davalı tarafça devredilmiş olduğu, devir hususunun boşanma protokolünün 2 numaralı bendinde yer aldığı ve dava dışı şirketle ilgili olarak ceza ihbarname bildirimlerinin tahakkuk ettirilmiş olduğu, davacı tarafça şirketin vergilendirme dönemlerine dair alacağın tahsili için icra takibi başlatılmış olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, boşanma protokolüne konu olan şirket devrinde devir alanın, protokol tarihi ve hisse devir tarihinden önceki döneme ait olan vergi cezalarının tamamından sorumlu olup olmayacağı, davacı devir alan tarafından boşanma protokolüne rağmen davalı devir edenden ceza bedelini tahsil talebinin usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığı ile davalı yararına kötü niyet tazminatına karar verilmiş olması ve mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir....

    Bu durumda, erkeğin ziynet alacağı talebine yönelik verdiği cevap, ispat yükü ve savunması yönünden erkeğin yemin deliline dayandığı da dikkate alınarak inceleme ve değerlendirme yapılması, ayrıca, dosyaya ibraz edilen düğün CD ve fotoğraflarının da bilirkişi marifetiyle tespitinin (değer dahil) yapılması, toplanan tüm delillerin sonucuna göre alacak talebi hakkında karar verilmesi gerekirken mahkemece eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmıştır. 3- Mahkemece, asıl ve birleşen dava kapsamında taleplerin değerlendirilmesine yönelik kurulan hüküm fıkrasında, hükmün anlaşılabilirliği ve infazında tereddüt oluşturmaması yönünden asıl ve karşı boşanma davalarının kabulü yönünden oluşturan hükmün altında tarafların velayet, nafaka, tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve sonucu hakkında hüküm kurulması gerekirken esas ve birleşen dava bakımından ayrı başlıklar altında hüküm kurulması şeklen karışıklığa sebebiyet vermiş olup, yeniden verilecek kararda bu hususun düzeltilmesi gerekir....

    Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; kararda boşanma kararının kesinleştiği, bu sebeple boşanmanın fer'ieri olan tazminat, yargılama giderleri v.s. alacak kalemlerinin icra edilebilir hale gediği gerekçe gösterilmiş olmakla, bu gerekçenin taraflarınca kabul edilemeceğini, boşanma iradeleri karşılıklı olduğundan, Aile Mahkemesinin tarafların boşanmaları hükmüne iki tarafın da itiraz etmediğini, ancak boşanma kararının fer'isi niteliğinde bulunan tazminat ve sair hükümlerin istinaf edildiğini, istinaf incelemesinin devam etmekte olduğunu, boşanma hükmüne tarafların istinaf başvuru dilekçelerinde açık bir itiraz olmamasının, istinafa taşınan kararda üst mahkemenin bu hükmü de incelemesine engel olmadığını, yargılama aşamasında, kamu düzeninden olan ve üst mahkemenin re'sen inceleyeceği bir usul ya da esasa ilişkin eksiklik yapılmış olması durumunda bölge adliye mahkemesinin hükmü bozacağını, bu durumda ilamın bütün olduğu hususu iş bu kararı veren mahkemece dikkate alınmadan karar verildiğini...

      Mahkemece, davalı erkeğin cevap dilekçesindeki boşanma ve alacak talebi hakkında "usulünce açılmış bir dava bulunmadığından, davalı erkeğin bu talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde taleplerin dava olarak kabulü ile boşanma ve alacak yönünden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup; bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece davacı kadın ağır kusurlu olarak kabul edilip boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı erkek eşin, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, davacı kadın eşe ise izafe edilebilecek bir kusurun bulunmadığı anlaşılmaktadır.Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu anlaşılmaktadır....

        Takibe dayanak ilam ile tarafların boşanmalarına, tarafların müşterek çocukları için hükmedilen tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına, davacı kadın lehine yoksulluk nafakasına, maddi ve manevi tazminata hükmedildiği, alacaklı kadın tarafından birikmiş nafaka, tazminat, yargılama gider ve vekalet ücreti ile faizleri için takibe başladığı, Mahkemece UYAP üzerinden celp edilen İpsala Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017 / 299 esas ve 2021/103 karar sayılı dosyasının incelenmesinde davalı erkek tarafından boşanma kararı yönünden de istinaf kanun yoluna başvurulduğu, dosyanın istinaf incelemesinde olduğu ve boşanma ilamının kesinleşmediği, İcra emrinde 09.11.2017- 31.05.2018 tarihleri arasında 8080,00 TL, 31.05.2018- 18.10.2018 tarihleri arasında 2.968,00 TL, 18.10.2018- 08.04.2021 tarihleri arasında 19.285,00 TL çocuklar için nafaka alacağının ve 09.11.2017- 08.04.2021 tarihleri arasında işleyen nafaka alacak faizinin talep edildiği anlaşılmıştır....

        Hukuk Dairesi 2009/4145 esas 2009/4548 karar sayılı ilamı) yabancı mahkemeden verilen ve kesinleşen boşanma ilamı MÖHUK madde 59 gereği kesin delil ve kesin hüküm olarak kabulü sonucunu doğuracağından ve kararın Türkiye'de tenfizi istenebileceğinden davacı tarafa Türkiye'de tenfiz davasını açması için süre verilmesi gerektiği; somut olayımızda ise boşanma kararı olmadığından Türkiye'de tanıma ve tenfizinin de istenemeyeceği ; boşanma ile ilgili karar Türkiye' de tanıncaya kadar ve Türk Kanunları uyarınca kesinleşinceye kadar evlenmenin hukuken hükümlerini devam ettireceğinden ve açıklanan nedenlerle davanın görülebilirlik koşulu gerçekleşmediğinden davacının talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmasının uygun olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır." gerekçesi ile; "Yurt dışında verilen boşanma kararı olmadığından ve dolayısıyla mal rejimi davasının görülebilmesi koşulu gerçekleşmediğinden taraflar arasında mal rejimi sona ermediğinden davacının mahkememizde...

        in duruşmada “davalı ile boşanma ve ferilerinde anlaştık, buna göre davalıdan herhangi bir şekilde ziynet, eşya, maddi, manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası talebim yoktur” şeklinde beyanda bulunduğu, mahkemece hükmün 3.bendinde “tarafların birbirlerinden tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, ziynet ve eşya talepleri olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına” ve 8. bendinde “5 maddeden ibaret bila tarihli protokolün aynen tasdikine ve kararın eki sayılmasına” karar verildiği belirlenmiştir....

          Bu iki alacak türünün özellikleri, koşulları ve hesaplama yöntemleri arasında farklılıklar bulunmakla birlikte, tasfiye davalarına özgü usul ve esasa yönelik genel ilkelerin tamamı her iki dava türü için de geçerlidir. 18. Eldeki davada olduğu gibi mal rejiminin tasfiyesinde evlilik birliğinin anlaşmalı boşanma neticesinde sona ermesi hâli özellik arz eden durumlardan biridir. Öyle ise uyuşmazlığın çözümü için “anlaşmalı boşanma” kavramının da açıklanması gerekmektedir. 19. Bilindiği üzere TMK’nın 166. maddesinin 3. fıkrasında eşlerin anlaşmalı olarak boşanma ve esasları düzenlenmiştir. Buna göre evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır....

            UYAP Entegrasyonu