Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Malzeme maliki ve arazi sahibi iyiniyetli ise malzeme sahibine muhik bir tazminat ödenmelidir. Muhik tazminatın tespit ve takdiri ise hakime ait bir görevdir. Olayın özelliğine göre malzemenin dava tarihindeki değeri gözetilerek takdir edilir. Malzeme sahibi kötüniyetli ise arsa sahibi malzemenin kendisi yönünden taşıdığı en az değeri öder.Bu değer inşaat nedeniyle taşınmazda meydana gelen objektif değer artışı oranı olmayacağından burada da olayın özelliğine göre hakimin geniş takdir yetkisi bulunmaktadır (TMK.m.4). Somut uyuşmazlıkta bilirkişi 14.05.2009 tarihli raporunda 1931 sayılı parsel üzerindeki ev, bina ve deponun dava tarihindeki rayiç değerini bulmuş, mahkemece de bu değer hüküm altına alınmıştır. Oysa, yukarıda sözü edildiği üzere iyiniyetli malzeme malikinin tazminat olarak isteyebileceği değer malzemenin dava tarihindeki değeridir. Bu değer asla yapı değerine denk kabul edilemez....

    Bina daha yapım aşamasında kaçak olarak yapılmış, Hazineye ait taşınmaz üzerine bina inşa eden kişinin Hazineye karşı temliken tescil isteğinde bulunması mümkün olmadığı gibi sonradan bu taşınmazı satın alan kişi yasal prosedüre uygun olarak malik olsa bile bina nedeniyle temliken tescil isteğinde bulunamaz. Mahkemenin ifraz sırasında yapılan hata nedeniyle binanın taşkın hale geldiği, sınırdaki hatanın düzeltilmesi ile sorunun giderileceği tapunun iptalinin gerekmeyeceği şeklindeki gerekçelerle değil de açıklanan nedenlerle temliken tescil isteğinin reddi gerekirdi. Bu red gerekçesine bağlı olarak da davacının tapu iptali ve tescil isteği dinlenemeyeceği, ifraz ile oluşan çap ayakta kaldığı veya binanın taşkınlığı devam ettiği sürece beyanlar hanesindeki kaydın terkini mümkün değildir. Mahkemenin, bu nedenle belirtme kaydını terkin etmesi doğru olmamıştır. Ayrıca, mahkeme belirtme kaydını terkin ederken ifraz ile oluşan sınırı da düzeltmiştir....

      ın olayda bir kusurunun olmadığı, bina maliki davalı ... BK’nun 58. maddesi gereğince sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle davalı ... hakkında açılan davanın reddine, 41.513,00 TL’nin 13.05.2004 ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile davalı... İdaresinden tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ...İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir....

        Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmaktadır. Sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk-bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır. Zira, malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir. İlliyet bağını kesen sebepler ise; mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurudur....

        Dava TTK.nun 1301 maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. BK.nun 58/1. maddesine göre, bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasında yahut muhafazasındaki kusurundan dolayı mesul olur, hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu maddede, bina malikinin sorumluluğu kusura dayanmayan bir sebep sorumluluğu olarak düzenlenmiştir. Bu itibarla, binanın yapım veya bakım eksikliğinden kaynaklanan bir sebeple ortaya çıkan zarardan bina maliki sorumludur. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; binanın imalat bakım ve onarımının Bayındırlık teknik şartnamesi standartlarına uygun yapılıp yapılmadığının, inşaat mühendisi ile makine mühendisinden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulundan dosyadaki delililere göre tarafların olaydaki kusur oranları ve araçtaki hasar durumu tespit edilerek, BK.nun 58. maddesindeki ilkeler de göz önünde tutularak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

          Malzeme sahibi davacı, üzerine bina yapılan 732 ada 6 parsel numaralı taşınmazın tapuda davalı kardeşi adına kayıtlı olduğunu bildiği halde bina inşasına katkı verdiğinden, iyiniyetli olmadığı açıktır. Davacının tapu iptali ve tescil isteminin reddi açıklanan nedenle doğru olup, buna ilişkin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Davalının temyiz itirazlarına gelince; Şayet, arazi sahibinin arsası üzerine yapılan binada malzeme maliki bir katkı vermişse, malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, bu zenginleşmeye karşılık taşınmaz malikinin malzeme malikine bir tazminat ödemesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta; dinlenen tanıklar, davacının binanın yapılışı sırasında katkıda bulunduğunu bildirmiştir. Davacının isteyebileceği tazminat, binanın tüm değerine göre yaptığı katkı oranına karşılık gelecek parasal tutardır. Oysa mahkemece, bu konu araştırma ve inceleme dışı bırakılmıştır....

            Alacaklının duran takibin devamını sağlayabilmesi için, icra mahkemesince verilmiş bir itirazın kaldırılması kararını (İİK. m. 68) ya da genel mahkemece verilmiş itirazın iptali ilamını (İİK. m.67) icra dosyasına sunması gerekir. İtirazın iptali ilamı, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlayan bir ilamdır. İtirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için, itirazın iptali kararının kesinleşmesi gerekmez. Ancak, itirazın iptali kararını temyiz eden borçlu, Yargıtay'dan icranın durdurulmasına karar verilmesini isteyebilir. İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca, ilamsız icra takibinin başlatıldığı dosya üzerinden takibe devam edilmesi gerekir. Buna göre, itirazın iptali ilamı doğrultusunda, icra müdürlüğünce dosya alacağının hesaplanarak bu miktar üzerinden takibe devam edilmesi zorunlu olup, ayrıca borçluya icra emri düzenlenip gönderilemez....

              Karşı dava dilekçesine davacı-karşı davalı vekilinin cevap dilekçesinde; Davanın konusunun itirazın iptali olduğu, itirazın iptali davasında maddi-manevi tazminat talepli karşı dava açılmasının işbu davanın konusu olmadığını belirterek karşı davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Asıl dava taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, karşı davanın ise aynı sözleşme kapsamında malzeme bedellerinin iadesi, ayıplı ve eksik ifa iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Deliller toplanılmış, bilirkişi raporu alınmıştır. Davaya dayanak Ankara ...İcra Müdürlüğünün ......

                Mahkeme keşfen alınan kök ve ek bilirkişi raporu kapsamında davalının kendisine ait binanın çatısının ve bacasının bakımını yapmaması nedeniyle %100 kusurlu olduğu ve araçta 5.000 TL değer kaybı ve toplam 1.400 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 6.400,00 TL meydana geldiği,bina malikinin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 69/1 " Bir binanın veya diğer yapı eserinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür." maddesi uyarınca bina malikinin kusursuz sorumluluğunun olduğu, kendisine ait binanın, çatının, bacanın ve diğer mütemmim cüzlerinin bakımından sorumlu olduğu gerekçesiyle "Açılan davanın kısmen kabulü ile 11/08/2019 tarihli ek rapor uyarınca değer kaybı ile kazanç kaybı toplamı olan 6.400,00 TL nin 08/08/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar vermiştir....

                Bununla birlikte malzeme sahibinin tescil istemi reddedilmişse taşınmaz malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden taşınmaz malikinin malzeme malikine muhik bir tazminat vermesi gerekir. Malzeme maliki iyiniyetli değilse tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemeyeceği, aynı yasanın 723.maddesinde düzenlenmiştir. Eldeki davada, mahkemenin yeterli inceleme yapmadan davacıyı iyiniyetli kabul etmiş ve taşınmazdan ayrılarak tescili istenilen kısmın ifrazının mümkün olmaması nedeniyle davanın reddine karar verdiği halde ikinci kademedeki istem olan bina bedellerinin tazmini konusunda olumlu ya da olumsuz bir karaR vermemiştir. Somut olayda; malzeme malikinin ikinci kademe istem olarak Türk Medeni Kanunun 723. maddesi uyarınca tazminat talep etmiş olması nedeniyle davacının iyiniyetli olup olmadığının belirlenmesi önem arz etmektedir. Dosyadaki deliller davacının iyiniyetli olduğunun kabulüne yeterli değildir....

                  UYAP Entegrasyonu