in kendi yaralanması sebebiyle değil annesinin yaralanması sebebiyle manevi tazminat talep ettiği, dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 56. maddesinde ağır bedensel zarar yada ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar para ödenmesine karar verilebilineceğinin düzenlendiği, buna göre yaralananın yakınlarının manevi tazminat davası bakımından hak sahipliği durumunun ön şartı olarak "ağır bedensel"zarar koşulunu getirdiği, yakınların aynı olay sebebi ile ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğü ağır şekilde bozulmuşsa onların da manevi tazminat isteyebileceklerinin kabul edilmesi gerektiği, somut olayda davacı ...'...
yönünden ise, davacı ...’de meydana gelen yaralanmanın ağır bedensel zarar kapsamında olmadığı, zira davacı ...’de sürekli maluliyet oluşmadığı, bu nedenle davacılardan anne ve babanın manevi tazminat isteminde bulunamayacakları, ...’in meydana gelen kazada kusursuz olması, yaralanmasının kendisinde yarattığı manevi zarar, acı ve elem, tedavi süreci, iki aylık iyileşme süresi, kazanın meydana geliş şekli, tazminatın amacı ve kendisinden tazminat talep edilen davalı şirketin kazada %25 oranında kusurlu olmasının da dikkate alındığında davacı ...’in manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 2.500 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 03/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacılar ... ile ...nin manevi tazminat taleplerinin ve davacı ...’ün maddi tazminat talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş; karara karşı, davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava, iş kazası sonucu bedensel bütünlüğü zarara uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
"Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan" başlığı altında düzenlenen 818 sayılı Borçlar Kanununun 46.maddesinde (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Bedensel Zarar başlıklı 54.maddesi) bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir....
Ancak, davacı eş tarafından davacı işçinin zarar görmesinden doğan yansıma nedeniyle manevi tazminat talep edilmiş olup, TBK m.56 "Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir." şeklinde ki düzenleme karşısında, davacı T1 %3 maluliyet oranı göz önüne alındığında ağır bedensel zararın oluşmadığı görülmekle davacı eşin manevi tazminat talebinin şartları oluşmadığından mahkemece bu talebin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davacı T2 'in manevi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....
ın 12.07.2013 tarihinde davalı işverenlik işçisi olarak çalışmakta iken iş kazası geçirdiği ve sağ gözünün %30 oranında görebildiği, % 23 oranında meslekte kazanma gücü kaybı oranı oluştuğunun 18.07.2019 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Bağcılar Sosyal Güvenlik Merkezi Raporunda belirtilmesi karşısında, dava dışı işçinin iş kazası sebebiyle ağır bedensel zarar niteliğinde yaralanmadığı gözetildiğinde ve yine mevcut delil durumu itibariyle davacıların maddi zararlarının oluştuğunu ispatlanamamasına göre maddi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine ve yine 6098 sayılı Borçlar Kanun'un 56/2 nci maddesi "Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir." hükmü gereği, ancak ağır bir nedensel zararın mevcudiyeti halinde yaralananın yakınlarına manevi tazminat hükmedilebileceğinden, dava dışı işçi Mertebe ...'...
den ise 14/02/2020 kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Davacının manevi tazminat talepleri yönünde ise; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 56. maddesinde "Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir." hükmü kapsamından da manevi tazminata karar verilebilmesinin koşulu kişinin bedensel bütünlüğünün bozulması olup bedensel bütünlüğün bozulması kavramı ise her zaman zarar görenin maluliyetinin oluşması (sürekli iş gücü kaybının oluşması) kavramı ile aynı manayı ifade etmeyeceği, bu nedenle davacının kaza nedeniyle yaralandığı ve vücut bütünlüğünün zarara uğramış olduğu anlaşılmakla T.B.K.'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/510 KARAR NO : 2023/554 DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) DAVA TARİHİ : 02/10/2020 KARAR TARİHİ : 15/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan ---sevk ve idaresindeki ----- plakalı otomobil ile davalılardan---- sevk ve idaresindeki ----plakalı otobüsün çarpışması sonucu davalı ---- aracında bulunan müvekkil----- yaşamını tehlikeye sokacak derecede yaralandığı, müvekkilin uğradığı maddi zarar yönünden şimdilik 10.000,00 TL üzerinden ve kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, müvekkilin uğradığı manevi zararın 300.000,00 TL üzerinden davalılar---- kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir....
in kazada yaralandığı, yaralanması nedeniyle ayağının kesildiği ve ağır bedensel zarara uğradığı iddia edilerek, üvey babası olan davacı için manevi tazminat talep edilmiştir. Yukarıda anılan yasal düzenleme de göz önünde bulundurulduğunda, davacının üvey oğlunun maddi ve manevi zararının giderilmiş olmasının, yakını olan davacının manevi zararına etki etmeyeceği, davacının kendi manevi zararı için manevi tazminat isteyebileceği, bu anlamda mahkeme kararının gerekçesinin yerinde olmadığı açıktır. Ayrıca, yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarının beyanları ve dosyadaki nüfus kayıtlarına göre, dava dışı ...'in annesi ile davacının evli olduğu, kazada malul kalan ...'in çocukluk yıllarından beri davacıyla birlikte yaşadığı, kazadan sonra bakımının da davacı tarafından sağlandığı sabittir. Bu nedenle, davacının birlikte yaşadığı ve bakımını gerçekleştirdiği üvey oğlunun uğradığı ağır bedensel zarar nedeniyle manevi tazminat isteyebileceğinin gözetilmemesi doğru değildir....
Açıklanan maddi ve hukuki olgular nedeniyle olayda uygun illiyet ve hukuka aykırılık bağı koşulları oluştuğundan davacı eş ve çocuklar yararına uygun bir manevi tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde manevi tazminat isteminin şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğu ve zarar gören istediğinden yakınlarının manevi tazminat isteyemeyeceklerinden bahisle, eş ve çocukların manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur Davacı ... yararına takdir olunan manevi tazminatın miktarına gelince; Gerek mülga BK'nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır....