Davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtladığı takdirde de bu bedel davacının kanıtladığı bedeldir. Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunarak önalım hakkını kullanmış ise satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını tanık, keşif, bilirkişi dahil her türlü delil ile kanıtlama imkanına sahiptir. Davacının bedelde muvazaa iddiasına ilişkin bildirdiği tanıklar dahil tüm delillerin toplanması ve değerlendirilmesi gerekir. Ancak dava konusu taşınmazın uzman bilirkişi tarafından keşfen belirlenen değeri bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamak için tek başına yeterli olmayıp diğer delillerle birlikte tamamlayıcı niteliktedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, Yargıtay 14 Hukuk Dairesinin ve dairemizin yerleşik uygulaması ve kararları da bu yöndedir....
Mahkemece, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre, davacının davalı ve dava dışı diğer hissedardan aldığı taşınmazın, taraflar arasındaki işlem tarihi itibariyle toplam değerinin 90.000,00 TL olduğu, davalı tarafın 1/2 hissesinin bedelinin ise 45.000,00 TL olduğu bu durumda taşınmazın gerçek bedelinin çok üzerinde bir bedel ile davalı tarafça davacıya satıldığı taraflar arasında satışı yapılan taşınmaz nedeniyle yapılan görüşmeler sonucu satışın iptal edilmeyip bedelde indirim yapılması hususunda anlaşıldığı ve davacı tarafça indirim bedeli olan 25.000,00 TL'nin tahsili için yapılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın hakkaniyet ve nesafet ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle itirazın iptaline karar verilmiş ise de, davacının sunduğu protokol incelendiğinde, protokolün davacı ile taşınmazın diğer hissedarı olan dava dışı... arasında yapıldığı, davalının imzasının olmadığı, anılan protokolde, dava dışı ...'...
Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Davacı 487 parsel sayılı taşınmazda 24.10.2011 tarihli resmi senette satış bedelinin tapuda çok yüksek gösterildiğini, gerçek satış bedelinin tespit edilerek davalılar adına olan payların iptali ile adına tescilini istemiştir. Tapudaki satış işleminin tarafı olmayan davacı bedelde muvazaa iddiasını her türlü delil ile ispat edebilir. Mahkemece mahallinde üç kez keşif yapılmıştır. Keşifler sonucu belirlenen farklı bedellere ilişkin raporlar muvazaa iddiasını ispata yeterli değildir. Ancak diğer delillerin tamamlayıcısı durumundadır. Bu nedenle bedelde muvazaa iddiasına ilişkin olarak davacının ve varsa davalının delilleri toplanmalı, tanıkları dinlenmeli, gerekirse davacı vekilinin delil listesinde yer alan yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir....
Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası kısmen kabul edilerek satış bedeli olarak kabul edilen 156.900,00 TL ile tapu harç ve masrafları toplamı 160.200,00 TL depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmişlerdir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı, gerçekte 130.000,00 TL olan satış bedelinin resmi akitte 210.000,00 TL olarak gösterildiğini belirterek bedelde muvazaa iddiasını ileri sürmüş, mahkemece bedelde muvazaa iddiası kısmen kabul edilerek satış bedeli olarak kabul edilen 156.900,00 TL ile tapu harç ve masrafları toplamı olarak 160.200,00 TL depo ettirilerek davanın kabülüne, karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmiştir....
Davalı, dava konusu payı gerçek değerini ödeyerek satın aldığını, bedelde muvazaa yapılmadığını savunmuştur. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamaması halinde iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığından tapuda gösterilen satış bedeli ve tapu harç ve masrafları toplamı 255.170,00TL üzerinden önalım hakkının tanınmasına karar verilmiştir....
Davalı, dava konusu payları gerçek değerini ödeyerek satın aldığını, bedelde muvazaa yapılmadığını savunmuştur. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamaması halinde iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığından tapuda gösterilen satış bedeli ve tapu harç ve masrafları toplamı 100.735,30 TL üzerinden önalım hakkının tanınmasına karar verilmiştir....
Somut olayda; davacı vekili, bedelde muvaaza iddiasında bulunarak müvekkilinin önalım hakkı nedeniyle davaya konu payların iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiş, davalılar bedelde muvaaza iddiasını kabul etmeyerek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının bedelde muvaaza iddiası kabul edilerek tapudaki satış akdinde yazılı bedelden daha düşük bir miktarın depo edilmesine karar verilmiş ise de; davalı ... ile davalıya pay satan diğer davalı ...'in bedelde muvaaza yaptıkları hususu geçerli delillerle kanıtlanamamıştır. Bu durumda mahkemece, davacı tarafa tapudaki satış bedeli, harç ve masrafları depo etmesi için uygun bir süre verilmesi, belirtilen miktarın verilen süre içinde depo edilmesi halinde önalım hakkı nedeniyle tescil hükmü kurulması gerekirken, geçerli bir saptamaya dayalı olmayan rakamın hükme esas alınarak tescil hükmü kurulmuş olması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir....
Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı, satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak, keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda; 217 ada 27 parsel sayılı taşınmazda 1/3 pay 15.05.2015 tarihli satışla davalıya 70.000,00 TL bedelle satılmıştır. Davacı, dava konusu payın gerçekte 30.000,00 TL'ye satıldığını, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. İnşaat bilirkişisi 16.02.2016 tarihli raporunda 1/3 hissenin değerinin 17.920,00 TL olduğunu saptamıştır. Mahkemece, davacı tarafa bu bedel depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşif tek başına yeterli delil değildir. Sadece davacının diğer delillerini doğrulamak bakımından önem arz eder....
Davalı, dava konusu payı gerçek değerini ödeyerek satın aldığını, bedelde muvazaa yapılmadığını savunmuştur. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamaması halinde iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığından tapuda gösterilen satış bedeli ve tapu harç ve masrafları toplamı 306.100 TL üzerinden önalım hakkının tanınmasına karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi’nin 08.09.2015 tarih ve 2015/5489 Esas 2015/7913 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanabilmesi için dinlenen davacı tanıklarının akitte taraf olmayan, satış bedelinin ödenmesi sırasında tarafların yanında olan, görgüye dayanan bilgileri bulunan kişiler olması gereklidir. Somut olayımızda muvazaa iddiasının kanıtlandığına dair beyanına dayanılan tanık Hüseyin Gözüyanık ve Remzi Vural'ın dava konusu taşınmazın satış bedelinin miktarının ne kadar olduğuna dair görgüye dayalı beyanları olmadığından, bu tanıkların beyanına dayanılarak muvazaa iddiasının ispat edilmiş sayılması doğru olmadığı gibi, keşif ile belirlenen bedelin de tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp, davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır, bu durumda davacı tarafın bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamamıştır....