Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/241 Esas-2017/445 Karar sayılı dosyasında dava açtığı, o davada TEİAŞ’ın bakım ve onarımından sorumlu olduğu enerji nakil hatlarının dava konusu taşınmazdan geçtiği anlaşıldığından hükmedilecek bedelde indirim yapıldığı, karara karşı davacı tarafın istinaf ve temyiz talebi bulunmadığı, dosyanın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, ilk davada ileri sürülmeyen sebeplerin iş bu davada ileri sürülemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesince verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca vekalet ücreti yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazine'ye irad kaydedilmesine, 31/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre dava konusu lisans programının ayıplı olduğunun tespit edildiği,malın ayıplı olması durumunda alıcının bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesini veya ayıp oranında bedelde indirim yapılmasını ya da ücretsiz olarak onarım isteme hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 21/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davalı vekili, satış sözleşmesinin tarafı olmayan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin yalnızca araca garanti veren firma olduğunu, üretimden kaynaklanan arızaların ücretsiz onarımını taahhüt ettiğini, aracın ayıplı olmadığını, araç ayıplı kabul edilse bile bu durumun bedelde indirim nedeni olabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, dava konunu aracın dava açıldıktan sonra 3. kişi...adına kaydedildiği ve 3. kişi tarafından davanın takip edileceği yönünde bir beyanda bulunulmadığından ve davalının da sözleşmenin tarafı olmadığından her iki tarafın taraf ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu aracın yargılama sırasında davacı tarafından 3.bir kişiye satılıp devredildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup ayıplı ifa nedeniyle bedelde indirim yapılarak yükleniciden tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davalının tahkim ilk itirazı üzerine kabulü ile mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir....

          Mahkemece 15.000 TL bedelde indirim yapılması yönündeki kabulü doğru değildir. Bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, araçtaki arızanın garanti kapsamında değiştirilip değiştirilemeyeceği, davacının zararı doğmuşsa bunun miktarı tespit ettirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Somut olaya gelince; kural olarak davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bedelde muvazaa iddiası her türlü delille ispat edilebilir. Ancak keşif bedelde muvazaa iddiasını ispatlamak için tek başına yeterli bir delil olmayıp ancak başka delillerin varlığı halinde anlam ifade edebilir. Davacı iş bu davayı bedelde muvazaa iddiasına dayanarak açmış ve mahkemece bedelde muvazaa iddiası yerinde görülmediğinden, resmi senetteki satış bedeli üzerinden satış bedeli ve masraflarını depo etmesi için davacıya kesin süre verilmiş ancak davacı tarafından ön alım bedeli depo edilmemiştir....

            Davalı, dava konusu payı gerçek değerini ödeyerek satın aldığını, bedelde muvazaa yapılmadığını savunmuştur. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamaması halinde iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Önalım hakkına konu edilen payı davalı 65.000,00 TL bedelle satın almıştır. Muvazaa iddiası kanıtlanamamıştır. Bu durumda iddia olunan bedel ile satış bedeli arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdiri gerekir. Ayrıca bozmadan sonra bozma ilamına uyularak verilen karar yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir....

              Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı bedelde muvazaa iddiasına ilişkin keşif ve bilirkişi incelemesi dışında delile dayanmamış, bilirkişi raporu tek başına bedelde muvazaayı kanıtlamaya yeterli olmayacağından bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır. Bu nedenle bedelde muvazaa iddiaları kanıtlanamadığından tapuda gösterilen satış bedeli ve tapu harç ve masrafları toplamı 306.000,00 TL üzerinden önalım hakkının tanınmasına karar verilmiştir. Davalının istinaf istemi sadece vekalet ücretine yöneliktir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır....

              İhtilaf teslim edilen direklerin ayıplı olup olmadığı, ayıbın süresinde yapılıp yapılmadığı, davalının bedelde indirim talep etme hakkının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktır. Bilirkişilerce yapılan incelemede taraf ticari defterlerinin uyumlu ve davacının takip miktarı kadar davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Cevap dilekçesi ile sunulan delillerin incelenmesi sözleşme konusu ürünlerin ayıplı olduğu ve davacıya süresinde bildirildiği kabul edilse dahi geçi kabul tarihi itibariyle teslim edilen malların ayıpsız ve sözleşmeye uygun olduğu dava dışı idarenin tespitleri ile sabittir. Davalı ürünlerin ayıplı olması nedeniyle şantiyede işlerin 10 gün durduğunu beyan ettiği cevap dilekçesinde bedelde indirim nedeniyle ödeme yapmadığını savunmadığı gibi işi üçüncü kişiye yaptırdığına ilişkin herhangi bir delili de cevap dilekçesine eklememiştir....

                Son olarak, davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş, ancak bedelde muvazaa iddiasını ispat edememiştir....

                UYAP Entegrasyonu