Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklanan zarar sebebiyle tazminat istemine ilişkindir....

    Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır. (4) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur....

    İcra Müdürlüğü'nün 2013/7101 sayılı dosyanında menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yaptığı ve aracın camına A4 kağıdına yazdığı "Araç Rehinlidir." yazısını yapıştırdığı anlaşılmaktadır. Taşınırlarda hapis hakkı T.M.K'nın 950 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup 950/I maddede alacaklının, borçluya ait olup onun razısıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı borcun muaccel olması ve niteliği itibariyle bu eşyanın alacak ile bağlantısı bulunması halinde borç ödeninceye kadar hapsedebileceği kabul edilmiştir. Somut olayda araç, alacaklı yükleniciye borçlu iş sahibinin rızasıyla onarım için bırakılmıştır. Alacak aracın onarım bedelinden doğduğundan alacak ile araç arasında bağlantı vardır. Davalı yüklenicinin aracı tamir ettiğini, bedeli ödenip aracı almasını iş sahibine 30.07.2013 tarihli ihtarıyla bildirmesi sonucu alacak da 6098 sayılı TBK'nın 479/I. maddesine göre muaccel hale gelmiştir....

      Dava konusu edilen alacak yargılama sırasında hesap raporu alınmasını gerektiriyor veya miktar veya değerinin belirlenmesi yargılama sırasında başka bir olgunun tespit edilmesini gerektiriyor ise talep konusu alacağın tartışmalı veya açıkça belirlenemeyeceği kabul edilmeli ve kısmi dava olarak görülmelidir. Keza alacak miktarı veya değerinin hakimin takdiri veya yasal nedenlerle indirim yapılarak değerlendirildiği durumlarlarda da alacak belirsizdir. Buna göre mahkemece, davacının kısmi dava açabileceği kabul edilerek işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 21.15 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, 25.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Maddesinde, "faydalanan pompaların çalıştırılması, bakım, onarım ve güvenliği için gerekli tedbirleri alacak ve bu hizmetlerin yürütülmesi için yeterli sayıda ve nitelikte personel temin edecektir." 4. Maddesinde, "bakım onarım hizmetleri faydalanan tarafından zamanında ve tam olarak yapılacaktır. Aksi halde bu işler DSİ tarafından yerine getirilirse yapılan giderlerin tamamı faydalanandan geri alınacaktır", yine 17.4.2000 tarihli sözleşmenin 4. Maddesinde, “faydalanan pompaların çalıştırılması, bakım onarım ve güvenliği için gerekli tedbirleri alacak, işletme, bakım, onarım ve güvenlik için yeterli sayıda personel temin edecektir.” 11. Maddesinde de, “tesisin talimatlara uygun işletilmemesi, ...teçhisatların iyi korunmamasından ötürü veya başka nedenlerle tesislerde meydana gelecek zarar, ziyan ve arızalardan faydalanan sorumludur.”...

          Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, anlaşmalı boşanma takibe konu protokolünden kaynaklanan cezai şartın menfi tespitine karar verilmesi olmadığı takdirde takibe konu bedelde indirim yapılmasına ilişkin olup, 07.04.2015 tarihinde açılmıştır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunda değişik 4/1. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı hariç olmak üzere, ikinci kitabından kaynaklanan davalara aile mahkemelerinde bakılır. Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında dikkate alınması zorunludur. Gerçekleşen bu durum karşısında görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

            ISLAH:Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde özetle; Dava dilekçelerindeki talep miktarını dosyada toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda arttırmak suretiyle ve yine fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak ----- alacak taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda, “müspet zarar kapsamında, bakiye hasar onarım bedeline ilişkin---- ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine ve dava konusu hasar onarım bedelinin tespiti için yapılan ---- ekspertiz ücretinin--------- gereğince yargılama gideri olarak davalı tarafından müvekkilime ödenmesine” şeklinde taleplerini arttırdıklarını, talep artırım dilekçelerinin davalıya tebliğini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, talep artırım taleplerinin kabulü ile, dava dilekçeleri ve ıslah talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir....

              Tüketici Mahkemesi'nin 2017/971 Esas ve 2018/661 Karar sayılı ve 16.10.2018 tarihli kararının istinaf incelemesi neticesinde ‘kaldırılmasını’ ve yeniden yargılama yapılarak talebimiz doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini, Sayın Daire aksi kanaatte ise, bedelden indirim yapılacak tutarın fahiş olması ve hangi yöntemlerle belirlendiğinin belirsiz olması sebepleriyle tekraren belirlenmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı mal nedeniyle açılan alacak istemidir. Kararı davacı ve davalılar vekili istinaf kanun yoluna getirmiştir. Dosyanın incelenmesi neticesinde; 6502 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde, malın ayıplı olması durumunda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....

              Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Dava ayıptan kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece Yargıtay (Kapatılan) 19.Hukuk Mahkemesi’nin bozma ilamına uyulmuş, bozma ilamından sonra iki ayrı bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır.Bilirkişi raporlarında araçtaki ayıbın giderildiği, kullanıma engel teşkil etmediği ancak onarım nedeniyle araç bedelinden 3.000,00 TL indirim yapılması gerektiği tespit edilmiştir....

                Davacı, sıfır km satın aldığı araçtaki üretimden kaynaklanan gizli ayıplar olduğu iddiası ile terditli olarak ayıplı ürünün ayıpsız misli ile değişimini, bunun mümkün olmaması halinde ise sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Satışa konu araç üzerinde yaptırılan hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında dava konusu otomobilin sağ ön kapısında var olduğu iddia edilen boşlukların servis tarafından giderildiği, motorundan gelen sesin yan yağ iticilerinden (lifter) kaynaklandığı, bu gizli ayıbın tamir ile giderilebilecek olup toplam onarım bedelinin 1.352,00.-TL olduğu ve araç bedeli üzerinde 2.311,16.-TL değer kaybına neden olacağı mütalaa edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu