Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

için düzenlediği faturalarda devlet destekleme primlerine isabet eden katma değer vergisinide hesaplanan katma değer vergisi beyanlarına dahil etmediğinin ihtilafsız olduğu, gübre alım satımındaki devlet destekleme prim miktarı ve uygulanan katma değer vergisi oranı aynı olduğundan alım satıma ilişkin devlet destekleme primlerine isabet eden katma değer vergisi miktarının aynı olduğu, hal böyle olunca; alış ve satış faturalarında yer alan devlet destekleme primlerinin katma değer vergisi beyanlarına yansıtılıp yansıtılmamasının ödenmesi gereken katma değer vergisi bakımından fark yaratmayacağı, indirilecek ve hesaplanan katma değer vergisi miktarlarının aynı olacağı, bu nedenledir ki olayda vergi ziyaının varlığından söz edilemeyeceği, öte yandan, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29/3 maddesi hükmü gerekçe gösterilerek alışta devlet destekleme primine isabet eden, katma değer vergisi indiriminin dikkate alınmaması hususunun Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesini "Vergilendirmede Vergiyi doğuran...

    belirlenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.Mahkemece, bilirkişi raporları doğrultusunda araçtaki boyanın gizli ayıplı olduğu kabul edilerek davanın kabulü yönünde karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme sonucunda, 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK'nun 4/2 maddesi gereğince, tüketicinin seçimlik haklarının olayımızda önem arzettiği açıktır.Kanun gereğince tüketici, ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, bedel iadesi, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....

      Vergi Mahkemesinin ... gün ve E:...; K:...sayılı kararının; ödenmesi taahhüt edilen katma değer vergisi, damga vergisi matrahına dahil edildiği takdirde, verginin vergilendirilmesi gibi, sisteme aykırı bir uygulama meydana geldiği, bu nedenle Katma Değer Vergisi Kanunu ile Damga Vergisi Kanunu kükümlerine aykırı olarak verilen kararda isabet bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır. Tetkik Hakimi ...'...

        Ancak; Taşınmaz belli bir bedel alınarak davalıya satıldığından bu bedelin davacı tarafından iadesi gerekir. Aksi takdirde davacı sebepsiz zenginleşecektir. Davacıya iadesi gereken bedel ise taşınmazın satışının yapıldığı sırada ödenen tutarın dava tarihindeki güncelleştirilmiş değeridir. Mahkemece bu değerin ne olacağı bilirkişi incelemesi ile saptanmalı, bu arada bulunacak değere göre mahkemenin görevi düşünülmeli, şayet bulunacak değer sulh mahkemesinin görevinde kalmakta ise bu miktar davalıya ödenmek üzere davacıya depo ettirilmeli, istek bu şekilde hüküm altına alınmalıdır. Değinilen bu yönün gözardı edilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 15.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          E GÖRE SATIŞININ YERİNDE OLMADIĞI, BÖYLE BİR YERİN O TARİHTE YÜRÜRLÜKTE OLAN 2490 SAYILI KANUNA GÖRE SATILMASI GEREKTİĞİNDEN TESİS EDİLEN İŞLEMDE İSABETSİZLİK BULUNMADIĞI HK....

            İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili kararı özetle, bedel iadesi taleplerinden yargılama sırasında feragat etmelerine rağmen aynen iade yanında bedel iadesine de karar verilmesinin doğru olmadığı, dilekçede gösterilen 50.000,00 TL'nin harca esas değer olmasına karşın dava değeri olarak değerlendirilmesinin, bilirkişi raporuna itiraz edilmesine rağmen, reddine karar verilen ziynetlerin varlığının tanık beyanları ile ispatlanmış olduğunun gözetilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleriyle, kararın kaldırılması, talep olunan ziynetlerin "aynen iadesine" karar verilmesi, karardaki "aynen iade mümkün olmadığı takdirde yasal faiziyle birlikte bedelin iadesi" hükmünün kaldırılmasına karar verilmesi, talepli olarak istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinafa cevap dilekçesinde istinaf itirazlarının reddini istemiştir. GEREKÇE: Dava, ziynet eşyası alacağına ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

            Mahkemece, ayıplı bulunan bir (1) adet makinenin ayıpsızı misli ile değiştirilmesine karar verilmiş ise de, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi mevcut olup, ayıp halinde iş sahibinin haklarını düzenleyen BK'nın 360. maddesinde, eserin reddi ile bedelin iadesi, bedel indirimi ve onarım hakları mevcut olup, ayıpsız misli ile değiştirilmesi hususu düzenlenmemiştir. Davacı da dava dilekçesinde davayı terditli olarak açmış, ayıpsız misli ile değişimi olmadığı taktirde bedel indirilmesini istemiştir. Bu durumda mahkemece bedel indirimi konusunda Dairemizin ve Yargıtay'ın kökleşmiş içtihatlarına göre “nisbi metod” uygularak indirilecek bedel bulunup davacıya iadesi gerekirken bu hususlara riayet edilmemesi hatalı olmuştur. Nisbi metoda göre, kararlaştırılan ücret ile eserin ayıplı değerinin çarpılması sonucu elde edilecek bedelin, eserin ayıpsız değerine oranlama suretiyle, indirilecek bedel belirlenir....

              Ancak; Taşınmaz belli bir bedel alınarak davalıya satıldığından bu bedelin davacı tarafından iadesi gerekir. Aksi takdirde davacı sebepsiz zenginleşecektir. Davacıya iadesi gereken bedel ise taşınmazın satışının yapıldığı sırada ödenen tutarın dava tarihindeki güncelleştirilmiş değeridir. Mahkemece bu değerin ne olacağı bilirkişi incelemesi ile saptanmalı, bu arada bulunacak değere göre mahkemenin görevi düşünülmeli, şayet bulunacak değer sulh mahkemesinin görevinde kalmakta ise bu miktar davalıya ödenmek üzere davacıya depo ettirilmeli, istek bu şekilde hüküm altına alınmalıdır. Değinilen bu yönün gözardı edilerek hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 29.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Ancak; Taşınmaz belli bir bedel alınarak davalıya satıldığından bu bedelin davacı tarafından iadesi gerekir. Aksi takdirde davacı sebepsiz zenginleşecektir. Davacıya iadesi gereken bedel ise taşınmazın satışının yapıldığı sırada ödenen tutarın dava tarihindeki güncelleştirilmiş değeridir. Mahkemece bu değerin ne olacağı bilirkişi incelemesi ile saptanmalı, bu arada bulunacak değere göre mahkemenin görevi düşünülmeli, şayet bulunacak değer sulh mahkemesinin görevinde kalmakta ise bu miktar davalıya ödenmek üzere davacıya depo ettirilmeli, istek bu şekilde hüküm altına alınmalıdır. Değinilen bu yönün gözardı edilmesi bozmayı gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 15.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  Noterliği'nin ... sayılı 19.04.2018 tarihli ihtarnamesi keşide edildiğini, ihtarnamede malın iadesine hazır oldukları belirtildiğini, karşılığında anılan 600.000,00 TL bedelin kendilerine iadesi talep edildiğini, davacının ihtarnameye cevap vermediğini, bedel iadesi yapmadığını, Karşıyaka ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile, makinelerin iadesine yönelik takip başlatıldığını, bu takipte icra müdürlüğü; takibe konu ilamda 600.000 TL satım bedelinin iadesi karşılığında malların iadesine karar verildiğinden bahisle ... malın teslimi işlemi yapılması talebine karşılık öncelikle bu bedelin icra dosyasına depo edilmesine karar verildiğini, ... ise bu miktarı depo etmediği gibi karara itiraz da etmediğini, takibe devam edemediğini, malları iade alamadığını, müvekkili şirket tarafından da anılan 600.000,00 TL bedel tutarlı alacağın tahsili amacıyla Karşıyaka ......

                    UYAP Entegrasyonu