Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir....

Mahkemece, dosya kapsamı, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre mülga Köy Hizmetleri Müdürlüğü tarafından 1989 yılında yapımı tamamlanan beton arkın davacının taşınmazına ulaşmadan bitirildiği, beton kanallardan gelen suların davacının taşınmazına zarar verdiği, davacının tarlası içerisindeki toprak arktan doğan zarardan davalı kooperatifin sorumlu olması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının müdahalesinin men'ine, 1.000.00 TL eski hale getirme tazminatı ile 195.00 TL maddi zararın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dava, kooperatif üyesi olan davacının tarlasına davalı tarafça açıldığı iddia edilen arkın kapatılarak eski hale getirilmesi ve ark yapımı suretiyle müdahalenin önlenmesi talebine ilişkindir. Kararı, davalı temyiz etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden malik olduğu 5062 ada 17 parsel sayılı taşınmazına, bitişik 18 parsel sayılı taşınmazın maliki olan davalının duvar yaparak binasının giriş ön kısmını daralttığını ileri sürerek duvarın yıkılmasına karar verilmesini, aşamada verdiği dilekçe ile bilirkişi raporunda tecavüzlü olduğu bildirilen bina, bahçe ve duvarın yıkılmasını istemiştir. Davalı ..., davacının da taşınmazına tecavüzünün olduğunu, 1991 yılında aralarında anlaşma yaptıklarını davalı ..., her iki taşınmaz arasındaki sınırın davacının da bulunduğu ortamda rıza ile belirlendiğini ve duvar çekildiğini, tarafların bu belirlemeye göre bina yaptığını bu durumun 20-25 yıldır devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, müdahale olgusunun keşfen saptandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 727 parsel sayılı taşınmazına, komşu 725 parselin paydaşlarından olan davalının 725 parsel üzerine inşa ettiği binayı taşırmak suretiyle müdahale ettiği gibi, taşınmazın bir bölümüne de ağaç dikmek, çardak koymak ve avlu olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuş, yargılama sırasında ise bina ile ilgili talebinden vazgeçtiğini vekili aracılığıyla açıklamıştır. Davalı, bina ve eklentilerinin kadastrodan önce yapıldığını, bu nedenle TMK'nun 724. maddesi gereğince işlem yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı taşınmazına davalı tecavüzünün keşfen saptandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'...

        Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. TMK'nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....

          Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; dosya içerisinde bulunan 12.10.2012 tarihli ziraat bilirkişisi raporunda davalının kendi taşınmazına diktiği ağaçlarının ileride davacı taşınmazına zarar vereceği belirtilmiştir. Somut zarar henüz gerçekleşmeden, muhtemel zarar nedeniyle komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi istenemez. Davalı tarafından dikilen ağaçlar nedeniyle henüz gerçekleşmiş bir somut zararın bulunmadığından mahkemece yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 03.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde bina sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak bina sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir. Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır. Öncelikli koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır....

              HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/3137 KARAR NO : 2022/408 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BOZDOĞAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/211 ESAS SAYILI ARA KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : Bozdoğan Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/10/2021 tarih 2020/211 Esas sayılı ara kararına karşı, davalı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın Belediye hizmet binası yapılması koşulu ile 5393 sayılı kanunun 75/d maddesince bedelsiz olarak davalıya devir edildiğini, ancak yasal prosedürlere uyulmadığını, yerel seçimler sonucu belediyenin el değiştirmesi sonrası kullanıma ilişkin sorunlar doğduğunu, davalının taşınmazın kiralama ile kullandırmak...

              Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davacı, taşınmazın maliki olan babasının izni ile bina yaptığını ileri sürmüş ise de davacının bina yaptığı tarihte taşınmaz 1/2 hisse ile davacının babası ... oğlu ... ve 1/2 hisse ile dava dışı ... adına kayıtlıdır. Tapulu bir taşınmazda malikin rızası ile bina yapan kişinin ileride mülkiyetin kendisine devredileceği inancı taşıdığı düşünülerek iyiniyetli olduğu kabul edilebilir. Ancak, paylı mülkiyete konu taşınmazlarda paydaşların tamamı taşınmaz üzerinde hak sahibi olduğundan paydaşlardan birinin rızası ile bina yapan kişi iyiniyet iddiasında bulunamaz. Bu durumda davacının temliken tescil davasında sübjektif koşul kanıtlanamadığından davanın reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

                Davacı, taşınmazına, davalı ...’nun kendi taşınmazında konut inşaatı yapımı esnasında zarar verdiğini, inşaat esnasında yapılan istinat duvarları sebebiyle manzarasını kapattığını, davalı ... Belediyesinin davalı ...’na konut inşaatı hususunda verilen izinlerde gereken denetimi yapmadığını belirterek uğramış olduğu zararın giderilmesine yönelik davalılardan maddi tazminat talep etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalı ... Belediyesinin vermiş olduğu ruhsatların kanun ve yönetmeliklere uygun olduğu gerekçesiyle davalı ... bakımından davanın reddine, davalı ... bakımından alınan bilirkişi raporu doğrultusunda kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalardan Davacının, davalı ... Belediyesi’nin davalı ...’na konut yapımı için verilen izinlerde gereken denetimi yapmadığını ileri sürdüğü dolayısıyla tazminat isteğini bu davalı yönünden hizmet kusuruna dayandığı anlaşılmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu