Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davacı, taşınmazın maliki olan babasının izni ile bina yaptığını ileri sürmüş ise de davacının bina yaptığı tarihte taşınmaz 1/2 hisse ile davacının babası ... oğlu ... ve 1/2 hisse ile dava dışı ... adına kayıtlıdır. Tapulu bir taşınmazda malikin rızası ile bina yapan kişinin ileride mülkiyetin kendisine devredileceği inancı taşıdığı düşünülerek iyiniyetli olduğu kabul edilebilir. Ancak, paylı mülkiyete konu taşınmazlarda paydaşların tamamı taşınmaz üzerinde hak sahibi olduğundan paydaşlardan birinin rızası ile bina yapan kişi iyiniyet iddiasında bulunamaz. Bu durumda davacının temliken tescil davasında sübjektif koşul kanıtlanamadığından davanın reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Davacı, taşınmazına, davalı ...’nun kendi taşınmazında konut inşaatı yapımı esnasında zarar verdiğini, inşaat esnasında yapılan istinat duvarları sebebiyle manzarasını kapattığını, davalı ... Belediyesinin davalı ...’na konut inşaatı hususunda verilen izinlerde gereken denetimi yapmadığını belirterek uğramış olduğu zararın giderilmesine yönelik davalılardan maddi tazminat talep etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalı ... Belediyesinin vermiş olduğu ruhsatların kanun ve yönetmeliklere uygun olduğu gerekçesiyle davalı ... bakımından davanın reddine, davalı ... bakımından alınan bilirkişi raporu doğrultusunda kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalardan Davacının, davalı ... Belediyesi’nin davalı ...’na konut yapımı için verilen izinlerde gereken denetimi yapmadığını ileri sürdüğü dolayısıyla tazminat isteğini bu davalı yönünden hizmet kusuruna dayandığı anlaşılmaktadır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/11/2019 NUMARASI : 2015/449 ESAS, 2019/287 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : Dairemize ait 02/10/2020 tarih, 2020/323- 963 Esas ve Karar sayılı kararı, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 01/03/2022 tarih, 2021/1900 E. 2022/1532 K. sayılı ilamıyla bozularak dosya dairemize gönderilmekle dairemizin 2022/1207 esasına kaydı yapılıp incelendi....
reddi hâlinde dava tarihi itibari ile bina sahibi olan davacı lehine bina değerinin davalı tarafça ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Katılanın, Sancaktepe İlçesi ......
Somut olayda; sanığın katılanın yönetici olduğu apartmanda kiracı olarak oturduğu, bina ortak elektrik borcunu ödememesi nedeniyle bina yönetim kurulunun kararıyla sanığa ait dairenin elektriğinin apartman panosundan kesildiği ve panoya kilit asıldığı, sanığın bu asma kilit ve kilidin takılı olduğu lama demirini kırmak suretiyle bina ortak malına zarar verildiği olayda, dosya kapsamı, iddia ve tutanak karşısında, unsurları itibariyle oluşan atılı suçtan mahkumiyetine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde mahkemede suçu inkar ettiğinden beraatine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/12/2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. TMK'ın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir....
Eldeki davada, mahkemenin yeterli inceleme yapmadan davacıyı iyiniyetli kabul etmiş ve taşınmazdan ayrılarak tescili istenilen kısmın ifrazının mümkün olmaması nedeniyle davanın reddine karar verdiği halde ikinci kademedeki istem olan bina bedellerinin tazmini konusunda olumlu ya da olumsuz bir karaR vermemiştir. Somut olayda; malzeme malikinin ikinci kademe istem olarak Türk Medeni Kanunun 723. maddesi uyarınca tazminat talep etmiş olması nedeniyle davacının iyiniyetli olup olmadığının belirlenmesi önem arz etmektedir. Dosyadaki deliller davacının iyiniyetli olduğunun kabulüne yeterli değildir. Davaya konu taşınmazların bulunduğu yerde kadastro çalışmalarının yapıldığı anlaşılmakta fakat dosyada tapulama tutanakları bulunmadığından kadastro tespitinin kesinleşme ve çap kaydına bağlanma tarihi tespit edilememektedir. Mahkemece taşınmazların kadastro tutanakları getirtilerek kesinleşme tarihleri belirlenmelidir....
Bilindiği üzere; başkasının taşınmazına, temelli ve kalıcı nitelikte yapı yapılması durumunda, Medeni Kanunun 684 ve 718. madde hükümleri gereğince yapı üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası(mütemmim cüzü) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Yasa koyucu bu konumdaki taşınmaz maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi genel hükümlere bırakmamış Medeni Kanunun 722, 723, 724. maddelerinin özel hükümleri ile düzenlemeyi uygun bulmuştur. Bir kimse kendi malzemesi ile başkasının taşınmazına sürekli esaslı ve tamamlayıcı (mütemmim cüz) nitelikte yapı yapmışsa ve (Medeni Kanunun 724. maddesine göre) "yapının değeri açıkça arazinin değerinden fazlaysa iyiniyetli taraf uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesini isteyebilir." Söz konusu madde hükmünden açıkça anlaşıldığı üzere taşınmazın mülkiyetinin yapı malikine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir. Somut olayda, davacı TMK’nun 724. maddesine dayanarak tapu iptali ve tescil, bu istemin kabul edilmemesi halinde tazminat talep etmiştir....