"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, adına kayıtlı 2052 sayılı parsele komşu 2051 sayılı parsel maliki davalının çekme mesafesine uymadan bina inşa ettiğini ve pencere açtığını, ayrıca diktiği bitkilerin de taşınmazına zarar verdiğini ileri sürerek el atmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, komşuluk hukukuna aykırı bir durumun oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir....
Davalı, duvar ve ağaçların 161 parsel sayılı taşınmazına tecavüzlü olması nedeniyle sökerek kaldırdığını savunmuştur. Mahkemece, duvar ve ağaçların davalının taşınmazına tecavüzlü olduğu gerekçesi ile elatmanın önlenmesi isteminin reddine, ancak; ağaç ve duvarın yasal yollara başvurulmadan sökülmesinin haksız fiil olduğu gerekçesi ile 1500.00 Y.T.L.nin davalıdan tazmin edilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı ve davalı temyiz etmişlerdir. 1 – Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacının tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir. 2 – Davalının temyiz itirazlarına gelince ; Medeni Kanununun 738 maddesi uyarınca “ ..., kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılarla ilişkin hükümler uygulanır. “ hükmü öngörülmüştür....
Bu hale göre, mahkemece mahallinde keşif yapılarak zararın meydana gelmesine neden olan bacanın hangi binaya ve binanın kime ait olduğu hususları belirlenerek, binanın davalıya ait olduğunun tespiti halinde, BK'nun 58. maddesi gereğince bina sahibinin, davalının yüklenici olduğunun tespiti halinde, binanın yapımının bitirilerek bina sahibine teslimi yapılmış ise bina sahibinin sorumlu olacağı gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 3.4.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır; Türk Medeni Kanununun 724.maddesi hükmünden açıkça anlaşıldığı üzere, taşınmaz mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Malzeme sahibinin TMK’nun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi için, öncelikli koşul iyiniyettir. Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder....
Türk Medeni Kanunu'nun 729. maddesinde; bir kimsenin başkasının fidanını kendi arazisine yada kendisinin veya bir üçüncü kişinin fidanını başkasının arazisine dikmesi halinde, başkasının malzemesini kullanarak yapılan yapılara veya taşınır yapılara ilişkin hükümlerin bunlar hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmıştır. TMK'nın 722. maddesinde ise; bir kimsenin kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanması halinde bu malzemenin arazinin bütünleyici parçası olacağı ancak sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesinin aşırı zarara yol açmaması halinde malzeme sahibinin, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebileceği, aynı koşullar altında arazinin malikinin de rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebileceği hükme bağlanmıştır....
Kendi malzemesi ile başkasının arsası üzerine inşaat yapan kişinin tapu iptali ve tescil talep edebilmesi için başkasının taşınmazına bir yapı yapılmış olması gerekmektedir. Somut olayda, davacı TMK'nın 725. maddesi anlamında bir yapı nedeniyle değil komşu taşınmaza taşkın olarak inşa ettiği duvardan dolayı temliken tescil istemektedir. Fen bilirkişisi raporunda B ve C harfleri ile gösterilen yapıların ise akaryakıt istasyonuna ait yapılar ve halı sahaya ait binalar olduğu, kalıcı nitelikte bir yapı niteliğinde olmadığı anlaşıldığından temliken tescile konu edilemez. Davanın belirtilen bu gerekçe ile reddi gerekirken, tarla niteliğindeki taşınmazın ifrazının mümkün olmadığı gerekçesiyle reddedilmesi doğru görülmediğinden HUMK'nın 438/7 maddesi gereğince hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Dosyanın incelenmesi neticesinde taraf vekillerince dosyaya sureti ibraz edilen EK SÖZLEŞME NO.1 başlıklı belgenin birinci paragrafında, bu ek sözleşmenin taraflar arasında daha önce yapılmış Düzenleme Şeklinde Hasılat Paylaşımlı Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesi'nin 10. maddesine uygun olarak yapıldığının belirtildiği, oysa dosya içerisinde bu ek sözleşmenin dayanağını oluşturan Düzenleme Şeklinde Hasılat Paylaşımlı Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesi'nin bulunmadığı anlaşılmış, taraf vekillerince adi veya resmi yazılı şekilde yapılmış bir Düzenleme Şeklinde Hasılat Paylaşımlı Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesi bulunmadığı bildirilmiştir. Mahkememizin 17/11/2020 tarihli 2017/1150 esas 2020/686 karar sayılı kararı ile zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme, hakkı olmayan yere tecavüz HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir....