Ancak; 1-Yapımı devam eden bina inşaat alanından inşaat kalıp malzemesinin çalınması nedeniyle sanık hakkında TCK'nın 142/1-e. maddesi yerine 141/1. maddesinin uygulanması, 2-TCK'nın 35. maddesinin uygulanması sırasında, ¼ ila ¾ arasında bir oranda indirim yapılabileceği gözetilmeden 1/6 oranında indirim yapılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'in temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, CMUK'un 326/son maddesi gereğince sanığın ceza süresi yönünden kazanılmış hakkının korunmasına, 29.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Tehdit, hakaret, yaralama HÜKÜMLER : Mahkumiyet,beraat Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Katılan sanıklar arasında bina yapımı masraflarının ödenmesiyle ilgili anlaşmazlık olması nedeniyle birbirlerine yönelik tehdit ve yaralama suçunu işlediklerinin iddia ve kabul edilmesine, Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına, sanık ... hakkında hukuki alacağın tahsili amacıyla tehdit suçundan hüküm kurulmasına, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu'nun 27/12/2016 tarihli ve 2016/215, 19/04/2017 tarihli ve 2017/110 sayılı kararlarının içeriğine, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 13/12/2018 tarihli ve 2017/402 esas, 2018/644 sayılı kararına ve temyizin kapsamına göre, işin incelenmesi Yüksek 6....
Mahkemece, davacı taşınmazına taşkın binanın taşkın kısmının yıkılması halinde binanın tamamının yıkılacağı, bu nedenle binanın tamamının değeri nazara alındığında dava değerinin mahkemenin görevini açtığı belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Elatmanın önlenmesi ve kal davalarında dava değerini, elatılan zemin ve kal'e konu muhtesat değeri oluşturur. Eldeki davada da yapılan keşifte davacı taşınmazına bilirkişi raporunda B ve E harfleri ile gösterilen kısımda taşkınlık olduğu saptanmış, elatılan zeminin 362,10 YTL. binanın taşkın kısmının da 2.016,09 YTL değerinde olduğu saptanmıştır. O halde dava değeri, zemin ve taşkın kısmın toplam değeri olan 2.378,19 YTL.dir. Bu değere göre dava Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmektedir. Mahkemece, bu yön gözetilmeden HUMK. nun 74. maddesi hükmüne de aykırı şekilde davacının kal talebi kapsamında olmayan bina kısmının da değeri nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir....
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahallinde yapılan keşif sonucunda alınan Fen ve İnşaat Mühendisi bilirkişi raporlarında davalının (birleştirilen dosya davacısının) ... parselinin davacının (birleştirilen dosya davalısının) ... parseline tecavüzlü olduğu, bu tecavüzün 6,44 m2'lik bölümünde bina girişi- merdiven; 23,22 m2'lik bölümünde bina, 15,45 m2'lik bölümünde ise bahçe duvarı bulunduğu bina girişindeki betonarme merdiven ile binanın arka cephesinde inşa edilen bahçe duvarının yıkılmasının teknik açıdan mümkün olduğu, dört katlı binanın 23,22 m2'lik tecavüzünün (ön cepheden 1,78 m arka cepheden 1,49 m) kaldırılmasının (yıkılmasının) ise binanın statik güvenliği açısından tehlikeli olacağı bildirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kamu malına zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Sanığın, su borcunun ödenmemesi nedeniyle ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu dava konusu 15 parsel sayılı taşınmazına davalı komşu parsel malikinin bina çatı ve saçak paylarını taşırmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, müdahalenin keşfen saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 03.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asıl davada; davacı vekili, müvekkilinin 885 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, komşu 884 parsel maliki olan davalının kötüniyetli olarak müvekkilinin taşınmazına taşırarak inşaat yaptığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine, inşaatin kal’ine, bunlar mümkün olmazsa arsa bedelinin ve arsanın bütünlüğünün bozulması nedeniyle kaybettiği değerin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....
Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir. TMK'nın 722.maddesinde; "Bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur. Ancak, sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesi aşırı zarara yol açmayacaksa, malzeme sahibi, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebilir. Aynı koşullar altında arazinin maliki de, rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin, gideri yapıya yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebilir." Aynı kanunun, 723.maddesinde ise; "Malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür....
Mahkemece davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacıya ait kadastral parseller ile imar parselleri keşif yapılarak çakıştırılmış ve davacının taşınmazına tecavüzlü olduğu iddia olunan yapının davalıya ait kadastral parsel içerisinde kaldığı, davacının kadastral parseline tecavüzün olmadığı ancak imar uygulaması ile oluşan davacı parseline tecavüzün bulunduğu tespit edilmiştir....