Davacı vekili, 393 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline, 1215 parsel sayılı taşınmazınsa davalıya ait olduğunu, davalının kendi taşınmazı üzerinde inşaa ettiği binanın müvekkiline ait taşınmaza taştığını, inşaatın yapımı sırasında müvekkilinin taşınmazı üzerinde bulunan taş duvarın yıkıldığını ve davalının binasını dört katlı inşa etmesi nedeniyle müvekkiline ait evin dışarıdan görüntüsünü engellediğini ileri sürerek davalının müdahalesinin önlenmesine, uğranılan zararın tazminine ve eski hale iadesine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında davacı vekili davayı yalnızca yıkılan duvar nedeniyle tazminata hasretmiştir. Davalı, kendisine ait taşınmaz üzerine bina yapımı için dava dışı yüklenici ....ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, inşaatın yapımına ilişkin bir kusur varsa sorumluluğun yükleniciye ait olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur....
Zira, mahkemece yukarıda yazılı ilkelere göre araştırma yapılmadığı gibi, tarafların yasa yolunu ve alınması gereken harç miktarını doğrudan ilgilendirmesi nedeniyle dava değerinin belirlenmemiş olması kamu düzeni ile alakalı bir husustur. Öncelikle dava değerinin usulüne uygun olarak belirlenmesi gerekir. Bu tür davalarda dava değeri el atıldığı iddia olunan suyun davacı taşınmazına kattığı değerdir. Yani, davacıların taşınmazının sulu değeri ile suya el atılması nedeniyle taşınmazın sulanamaması halinde oluşacak değer arasındaki farktır. Dava değeri belirlendikten sonra varsa eksik harç usulüne uygun olarak tamamlatılmalıdır. Harcın tamamlanmaması halinde ise 492 sayılı Harçlar Kanununun ilgili hükümleri uygulanmalıdır....
Şöyle ki, dava konusu bina Hazineye ait 1293 parsel sayılı taşınmaz üzerine davacı bayii ... ... tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra 1293 parsel ifraz edilmiş, ifraz ile oluşan 1435 parsel 15.11.1985 tarihinde ... ...’ya ..., 1435 sayılı parselde 30.07.2004 tarihinde ifraz edilmiş, tapuya arsa vasfında tescilinden sonra ifrazı ile oluşan kayda yine aynı tarihte “üzerindeki binanın 3.83 m2’lik kısmın 3311 parsele tecavüzlüdür şeklinde belirtme düşülmüş ve taşınmazı aynı tarihte beyanlar sütunundaki belirtme ile birlikte davacı tapudan almıştır. Bina daha yapım aşamasında ... olarak yapılmış, Hazineye ait taşınmaz üzerine bina inşa eden kişinin Hazineye karşı temliken tescil isteğinde bulunması mümkün olmadığı gibi sonradan bu taşınmazı satın ... kişi yasal prosedüre uygun olarak malik olsa bile bina nedeniyle temliken tescil isteğinde bulunamaz....
-TL olduğunun belirlendiğini, bilindiği üzere başkasının taşınmazına, temelli ve kalıcı nitelikte yapı yapılması durumunda, Türk Medeni Kanunun 684 ve 718 maddelerinin hükümleri gereğince yapı üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası(mütemmim cüzü) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olacağını, yasa koyucunun bu konumdaki taşınmaz maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi genel hükümlere bırakmadığını, Medeni Kanunun 722,723,724 maddelerinin özel hükümleri ile düzenlemeyi uygun bulduğunu, bir kimse kendi malzemesi ile başkasının taşınmazına sürekli esaslı ve tamamlayıcı(mütemmim cüz) nitelikte yapı yapmışsa ve (Medeni Kanunun 724 maddesine göre), "yapının değeri açıkça arazinin değerinden fazlaysa iyiniyetli taraf uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesini isteyebilir.", söz konusu madde hükmünden açıkça anlaşıldığı üzere taşınmazın mülkiyetinin yapı malikine...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1690 KARAR NO : 2022/1343 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : YAYLADAĞI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2021 NUMARASI : 2018/308 ESAS, 2021/23 KARAR DAVA KONUSU : Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle Temliken Tescil, Olmazsa Tazminat, Olmazsa Sebepsiz Zenginleşme Nedeniyle Alacak KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalı T3 vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1772 KARAR NO : 2021/1634 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KEÇİBORLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/10/2020 NUMARASI : 2019/31 ESAS 2020/148 KARAR DAVA KONUSU : El Atmanın Önlenmesi ve Yıkım KARAR : Keçiborlu Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/31 E. 2020/148 K. sayılı dosyasında 16/10/2020 tarihli kararına karşı davalı Mehmet İmre vekilince 16/09/2021 tarihli istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle hazırlanan inceleme raporu ile yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mülkiyeti müvekkiline ait alt katı dükkan üst katı konut olmak üzere kullanılan taşınmazına bitişik olmak üzere kendi taşınmazına inşaat yaptığını, ancak inşaat yapılırken müvekkilinin taşınmazına bitişik yapıldığı gibi birde davalının kendi inşaatının olduğu tarafa duvar yapmayıp müvekkilinin taşınmazına ait duvardan faydalanmak suretiyle inşaatını...
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi için birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli; ikinci koşul, yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır. Üçüncü koşul ise, yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. Bu üç koşulun yanı sıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir....
yapılırken zamanın şartlarına uygun olarak ölçümlerin yapıldığını, belediyeye ilgili müracaatların yapıldığını, davalıların binanın davacının taşınmazına taşması hususunda herhangi bir kastı ve kötü niyetinin söz konusu olmadığını, davalı müvekkillere ait yapı bedelinin davacının taşınmazına taşan kısmın kapsadığı arazi bedeline göre çok daha yüksek olduğunu, bu nedenle taşkın yapının kapsadığı alanın bedelini ödeyerek TMK 725 madde kapsamında davalı müvekkillerin de iyi niyetli oldukları göz önünde bulundurularak davalı müvekkiller adına temliken tesciline karar verilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle davacının açmış olduğu haksız ve mesnetsiz davanın reddine, karşı davanın kabulü ile, taşkın yapının kapsadığı alanın bedeli ödenmek koşuluyla davalı müvekkiller adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta davacı, 659 ada 4 sayılı parselin o tarihlerde maliki olan davalılardan ...’in verdiği 15.11.1983 tarihli vekaletnameye dayanmıştır. Bu vekaletnamenin incelenmesinden, gerçekten davalılardan ...’in 659 ada 4 sayılı parselin intikal işlemlerinin yapılması ve kendi adına inşaat yapım işlerinde vekil olması için davacıya vekaletname verdiği görülmektedir. Ne var ki, bu vekaletname taşınmazın haricen davacıya satışına ilişkin değildir. Kayıt maliki ...’in davacıyı vekil tayin etmesi sadece bir vekalet ilişkisinin varlığını gösterir. Vekaletname, davacıya bunun dışında bir hak sağlamaz....