Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ten sorularak tespit edilmeli, birleşen davada 1 nolu bina için bakiye iş bedeli talep edildiğinden 1 nolu bina ile ilgili olarak işin kesin hesabı bilirkişi incelemesi ile çıkartılmalı ve sonucuna göre asıl ve birleşen davadaki talepler yönünden hüküm kurulmalıdır. Mahkemece alınan raporlar 1 nolu bina inşaatı yönünden kesin hesap niteliğinde görülmediğinden hükme esas alınamaz. Asıl davada el atılan teminat tutarları talep edildiğinden çıkartılacak kesin hesap sonucuna göre davacının el atılan 1 ve 16 nolu binalar için verdiği teminat mektupları ile ilgili olarak sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı taşeron yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 17.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....

    Temliken tescile konu edilen tek katlı bina bakımından ise; her ne kadar binanın ifrazdan önce mi ya da sonra mı yapıldığı tam olarak tespit edilememişse de, bu durumun sonuca bir etkisi yoktur. Zira, dava konusu 653 ve 654 nolu parsellerin oluşumuna esas olan ifraz işlemi ana taşınmazın ... ile ...'ın mülkiyetlerinde bulunduğu zamanda yapılmıştır. İfraz işlemiyle taşınmazın paydaşları olan ... ile ... ana taşınmazdaki mülkiyet haklarını sonlandırarak yeni müstakil mülkiyet durumu oluşturmuş ve haklarını müstakil mülkiyete konu 653 ve 654 nolu parsellerin çap kapsamıyla sınırlamışlardır. Başka bir ifadeyle, tek katlı bina ifrazdan önca yapıldığı kabul edilse dahi, ifrazla bina üzerindeki haktan vazgeçilmiştir. Kaldı ki, temlik davacısı ... ifrazla oluşan mülkiyet durumu üzerinden çap satın alan kişi konumunda olup, hakkı çap kapsamıyla sınırlı olacağından, tek katlı bina ile ilgili bir hak talep etme olanağı kalmamıştır....

      Bilindiği üzere; başkasının taşınmazına, temelli ve kalıcı nitelikte yapı yapılması durumunda, Medeni Kanun'un 684 ve 718. maddelerinin hükümleri gereğince yapı üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüzü) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Yasa koyucu bu konumdaki taşınmaz maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi genel hükümlere bırakmamış, Medeni Kanun'un 722, 723, 724. maddelerinin özel hükümleri ile düzenlemeyi uygun bulmuştur. Bir kimse kendi malzemesi ile başkasının taşınmazına sürekli esaslı ve tamamlayıcı (mütemmim cüz) nitelikte yapı yapmışsa ve Medeni Kanun'un 724. maddesine göre "yapının değeri açıkça arazinin değerinden fazlaysa iyiniyetli taraf uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesini isteyebilir."...

      Mahkemece, davalıların sonradan yaptıkları bina eklentisinin imar mevzuatına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar temyiz etmiştir. Davalı tarafın kendi taşınmazına yaptığı bina eklentisinin salt ruhsatsız olduğu, imara aykırı bulunduğu ileri sürülüp, TMK’nun 737. maddesi uyarınca yıkım ve eski hale getirme istenemez. Yapının imara aykırı olması yanında bir zararın doğması da şarttır. Salt imara aykırılık, idari mercileri ve idare mahkemelerini ilgilendiren bir husustur. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonucunda davalının kendi taşınmazı içerisine yapmış olduğu yapı nedeniyle bir zararın doğmuş olduğu belirlendiği takdirde davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmelidir. TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir....

        Davacı, 794 ada 3 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, komşu parsel maliki davalının ruhsatsız ve imara aykırı olarak taşkın bina inşa ettiğini, bahçe çiti çektiğini, taşkın kısımda aynı zamanda pencere dahi açarak cephe oluşturduğunu, bu haliyle kendi arsasına inşaat yapamayacağını, arsa satılmak istendiğinde değer kaybedeceğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemiştir. Davalı, davacının taşınmazına bir müdahalesi olmadığını, dava konusu binanın 1992 yılında yapıldığını, binayı yaptırmadan önce gerekli ölçümleri yaptırıp aplikasyon krokisini düzenlettiğini, kendisine gösterildiği şekilde temel attığını, davacının taşınmazına bilerek isteyerek müdahale etmediğini, iyiniyetli olduğunu, taşkın kısımdaki arsanın bedelini ödemeye hazır olduğunu, uygun bedel karşılığında temliken tescil istediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....

          Davacı vekili, davacının mülkiyetinde bulunan 126 ada 13 parsel sayılı taşınmaza davalının haksız elatmasının önlenmesi ile kaçak bina eklentilerinin yıkılarak taraflarına teslimine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuş, 126 ada 13 parsel parsel sayılı taşınmazdan müvekkilinin taşınmazına sınır ve müvekkilinin yaptığı evin davacının taşınmazına taşırılan kısımlarının ve evin saçak boyuna denk gelen 30 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile müvekkiline ait 126 ada 3 parsel parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının maliki olduğu taşınmaza davalının binasının taşkın olduğunun belirlendiği ancak davalının iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de karar Dairemizin 16.06.2014 günlü ve 2014/4123-8028 sayılı ilamı ile ''...bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereği yerine getirilmemiştir....

            Davacı-birleştirilen davalı vekili; 2887 parsel sayılı taşınmazın kendisine, 2726 parsel sayılı taşınmazın davalı-birleştirilen davacılara ait olduğunu, davalı ...’in kendi taşınmazına bina yaparken davacıya ait taşınmaza taştığını, ayrıca bina ile birlikte dış cephe duvarı da yaptığını, bu nedenle taşınmazına yapılan el atmanın önlenmesi ile üzerine yapılan inşaatın ve duvarın yıkılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

              un TCK’nın 315. maddesinde tanımlanan silahlı terör örgütüne vermek üzere el yapımı bombaları depolamak suretiyle bulundurmak şeklindeki eyleminin temadi eden suçlardan olduğu, üç farklı zamanda üretildiği tespit edilemeyen el yapımı patlayıcıların bulundurulması hukuki ve fiili kesinti gerçekleşinceye kadar eylemlerin tek suç oluşturacağı, patlayıcı maddelerin miktarının fazlalığı veya birden fazla nakledilmesi halinde bu durumun TCK’nın 61. maddesi uyarınca cezanın belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği gözetilmeden, suça sürüklenen çocuğun temadi eden ve tek suç oluşturan eylemleri nedeniyle birden çok suçun gerçekleştiği kabul edilerek zincirleme suç hükümlerinin uygulanması, 2-Hükmün esasını oluşturan kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında suça sürüklenen çocuk ...'...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Siyasi partilerin kullanımında olan bina, tesis veya eşyaya zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir....

                  Mahallesi 1587 ada 2 (...-...) ve 3 (...) no'lu parsellerde bulunan binalarda oturmakla komşu olan ve yapımı devam inşaat nedeniyle aralarında uyuşmazlık çıkan taraflardan sanık ...'in, suç tarihinde tartıştığı katılan ...'...

                    UYAP Entegrasyonu