CEVAP: Davalı yanca sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yıllardır çalıştığı kazancını değerlendirmek için kendi taşınmazına bina yapmaya karar verdiğini ve haritacıya ölçüm yaptırarak bina tabanını oturttuğunu, inşaatın %80'inini bitirdikten sonra taşkınlığı farkettiğini ve eski arkadaşı olan davacıyı aradığını, davacının zararını gidermek için sürekli görüşmeler yaptığını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, teknik ölçüm esnasında yapılan hata nedeniyle kendi arsası üzerine yaptığını düşündüğünü, davacı ile çözüm için görüştüklerinde davacının yazın gelince görüşürüz sorun yok yaklaşımı ile inşaata devam ettiğini ancak daha sonra bu dava ile karşı karşıya kaldığını, davacının açmış olduğu davasının reddini, karşı davalarının kabulü ile Kaş ilçesi, Gökçeören Mah....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM-ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 4335 parsel sayılı taşınmazına komşu 3120 parsel sayılı taşınmaz maliki davalının taşkın ev inşa etmek suretiyle tecavüz ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine, yıkıma ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı, 1963 yılında satın aldığı taşınmazı ihtilafsız kullandığını, iyiniyetli olduğunu belirtip uygun bedel karşılığında temliken tescil isteğinde bulunmuştur....
Davacı vekili, müvekkilinin 2841 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, 2842 parsel sayılı komşu taşınmaz maliki olan davalının bu taşınmazı üzerinde bulunan binasının davacının taşınmazına tecavüzlü olduğunu ileri sürerek, davalı tarafça yapılan müdahalenin önlenmesini, tecavüzlü kısmın yıkılmasını ve 20.000.000 TL ecrimisilin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davalının iyi niyetli olarak binayı yaptığını; ancak, davacı taşınmazına tecavüzlü olan kısım var ise temliken tescil istemleri olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Birleştirilen dosyada davacı vekili; davacının 5218 parsel sayılı taşınmazın maliki olup, komşu 5219 parsel sayılı taşınmaz maliki olan davalının binasının davacının taşınmazına tecavüzlü olduğundan bahisle, davalı tarafça yapılan müdahalenin önlenmesi ve tecavüzlü kısmın yıkılması talebinde bulunmuştur....
tescil isteminde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.02.2007 ve 14.04.2009 gününde verilen dilekçeler ile Medeni Kanunun 724. maddesi gereğince temliken tescil, değilse tazminat, birleştirilen davada müdahalenin önlenmesi ve kal istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak ve tazminat davası birleştirilerek yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil davasının reddine, birleştirilen müdahalenin önlenmesi davasının kabulüne, birleştirilen tazminat davasının kabulüne dair verilen 25.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ve davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kendi malzemesi ile başkasının arazisine daimi nitelikli betonarme ev, besihane, samanlık gibi yapıların inşası nedeniyle Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı temliken tescil istemine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki temliken tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 14.02.2019 gün ve 2018/5478 Esas- 2019/1283 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 724. maddesine dayalı temliken tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin ... ili, ... ilçesi, ......
TMK' nun 725. maddesi gereğince temliken tescil, olmadığı taktirde ise; geçit irtifakı tesisi istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalı yana ait taşınmaz içerisinde kalan kısmın temliken tescilinin talebi hususunda haklı olup olmadığı ile temliken tescilin mümkün olmaması halinde taleh konusu ettiği alan üzerinde geçit hakkı kurulup kurulamayacağı taraflar arasında ihtilaflıdır. Temliken tescile ilişkin yartalır oluşmadığı ve yapı kıymetinin taşılan arazi parçasının değerinden açıkça fazla olması bir yana daha düşük değerde olduğu anlaşıldığından ifraz durumunun da mevcut olmaması görülmekle davacının temliken tescil isteminin reddine karar vermek gerekmiştir....
Şayet taraflar arasında üst ... tesisini amaçlayan irade birliği yoksa ve eğer bina sahibi başkasının taşınmazına rızaya dayanmadan bir yapı yapmışsa bu «haksız inşaat» olacak ve kayıt maliki Türk Medeni Kanunun 683. maddesinden yararlanarak haksız elatmanın önlenmesini dava edebilecektir. Türk Medeni Kanununun 827. maddesinde üst ... tesisinde resmi senet aranacağı hükme bağlandığından, üst hakkının ancak yukarıda açıklanan yöntemle resmi senetle kurulmasının mümkün bulunduğu duraksamasız kabul edilmelidir. Resmi senetten maksat ise, resmi bir memur tarafından hazırlanarak taraflar huzurunda imzalanan ve resmi memurca mühür ve imza ile onaylanan sözleşmedir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Taraflar arasında daha önce görülen ve mahkemenin kesin hüküm olarak değerlendirildiği davadaki istem Türk Medeni Kanunun 724. maddesine dayalı temliken tescil talebine ilişkindir....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir....
Öte yandan, kabule göre de; davalının ........2009 havale tarihli dilekçesi ile taşkın kısmın adına tescili için tapu iptal ve tescil talepli dava açacağını bildirdiği, fakat yargılama sırasında dava açmadığı gibi savunma yoluyla açıkca temliken tescil isteğinde de bulunmadığı halde mahkemece, davalının temliken tescil yönünde bir isteğinin olduğu kabul edilerek taşkın kısmın davalı adına tesciline karar verilmiş olması da isabetsizdir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur....