Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK'nın 724. maddesi uyarınca temliken tescil, muhdesatın aidiyetinin tespiti, ıslah ile tazminat istemiyle dava açmış, mahkemece elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, birleştirilen temliken tescil ve muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının reddine karar verilmiş, tarafların temyizi üzerine Dairemizce elatamının önlenmesi, temliken tescil ve muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin hükme yönelik tarafların temyiz itirazları reddedilerek karar onanmış ancak birleştirilen davanın davacıları ... ve ...'nın ıslah yolu ile öne sürdükleri tazminat istemleri hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi nedeniyle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bunun üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak davacılar ... ve ...'nın muhik tazminat talebi kabul edilmiştir....

    Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur....

      , 1974'lü yıllarda kadastro çalışmaları sırasında yanlışlıkla Raif Kısar'ın kardeşi T5 ait 202 parsel içerisine dahil edildiği, müvekkillerin bu durumu sonradan farkına vardıklarını, Raif Kısar sağlığında bu yeri kızı Fatma Mutlu'ya verdiğini ve Fatma Mutlu'nun oğlu T18 tarafından ev ve sera yapılmak suretiyle kullanıldığını belirterek müvekkilleri tarafından kullanılan bölümün ayrılarak temliken tescil edilmesi, temliken tescil edilmesinin mümkün olmaması durumunda tapuda hisse verilmesi, bunun da mümkün olmaması halinde tazminine ve davalıya ait görünen arazide müvekkillerin haklarının korunması ve tescil edilebilmesi için 3.kişilere satışının önlenmesi için tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.06.2006 gününde verilen dilekçe ile Medeni Kanununun 724 vd. maddelerine dayalı temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.11.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, malzeme sahibi tarafından Türk Medeni Kanununun 729 ve 724. maddelerine dayanılarak açılan temliken tescil istemine ilişkindir. Mahkemece dava temliken tescil isteminin kabulünde aranan iyiniyet unsuru oluşmadığından, reddedilmiştir. Kararı davacı temyiz etmiştir. Davacı ve davalı çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazda paylı maliktir....

        Bu kural, fidan diken kimsenin elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Fidan diken kimsenin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki 5.7.1944 tarihli ve 12/26 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan kimsenin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. (Sübjektif koşul) b) İkinci koşul, başkasının arazisine fidan dikmek suretiyle yetiştirilen ağaçların taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından 19.042018 tarih ve 2017/29 Esas 2018/316 Karar sayılı kararında özetle; ".temliken tescil isteyen davacının murisine ait olduğu taşınmaz üzerinde bina yapan ve diğerlerinin de yasal miras oranında pay sahibi olduğunu bilen davacının ve bina sahibinin iyiniyetli kabul edilmesinin mümkün olmadığını, TMK 724.maddesi kapsamında temliken tescil koşullarının da oluşmadığı anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine," dair karar verilmiştir....

          Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil ile alacak istemlerine ilişkindir. Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi için birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli; ikinci koşul, yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır. Üçüncü koşul ise, yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir....

            Davacı-birleştirilen davada davalı vekili, 45 ada 131 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalılar-birleştirilen dava davacılarına ait 45 ada 35 parsel sayılı taşınmazın zemindeki dükkanın kendi taşınmazına tecavüzlü olduğunu belirterek, elatmanın önlenmesi ve yapının kal'ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar-birleştirilen dava davacıları, taşınmazın 75-80 yıl önce murisleri tarafından inşa edildiğini, inşaatta taşma olmadığını, taşma varsa bile bu durumun kendi kusurlarından kaynaklanmadığını, iyiniyetli olduklarını belirterek tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuşlardır. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile elatmanın önlenmesi taleplerinin reddine, temliken tescil taleplerinin kabulüne karar verilmiştir....

              Bu durumda, mahkemece temliken tescil isteminin koşulları oluşmadığı halde yanılgılı değerlendirmeyle ve yazılı gerekçeyle temliken tescil isteminin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de; davacının öncelikli talebi olan tapu iptali ve tescil isteminin kabul edilmesine karşın, davacının terditli talepleri arasında yer alan muhdesatın davacıya ait olduğunun tapunun beyanlar hanesine şerh edilmesi isteminin kabulüne ilişkin hüküm kurulması da isabetli olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davacı, 08.03.1982 tarihli ve 05.07.1988 tarihli anlaşma senetlerine dayanarak temliken tescil talebinde bulunmuş ise de, dosya kapsamı itibariyle taraflar arasında çekişmeli taşınmazın birçok davaya konu olduğu, dosya içerisindeki bilirkişi rapor ve krokilerine göre davacıya ait binanın davalıların murisi ...'e ait 2385 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşa edildiği anlaşılmıştır. Yukarıda açıklandığı gibi temliken tescil talebinde bulunabilmek için iyi niyetin inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmesi gerekir. Şu duruma ve dosyada mevcut delillere göre davacının iyi niyetle başkasının arsasına inşaat yaptığı ispatlanmadığından mahkemece temliken tescil isteminin reddine, elatmanın önlenmesi ve kal isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu