WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda yönetmeliğin bu hükmü göz ardı edilmiş 2215 parselle yapılan bina kuzey bitişik 2220 parsele sınır teşkil eder şekilde yapılmıştır. Bu tür yapıların zemin altını teşkil eden temel duvarları inşaatın yapıldığı sırada rutubet ve sızmalardan korunmalı olarak izole edilmeleri gerekir. Duvarın yapımı sırasında herhangi bir izolasyon işleminin yapıldığı ileri sürülmediğine göre, davalı tarafından izolasyon zayiatı yapılmış gibi bu yerde yapılacak iyileştirme işleminde izolasyon masrafının davalıya da yükletilerek hüküm kurulması doğru değildir....

    Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde bina sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak bina sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir. Nitekim, davacı ..., davacı ve davalı ...’e karşı kötü niyet iddiasında bulunmuş ve onun Türk Medeni Kanununun 724.maddesinden kaynaklanan haklarını kötü niyetle bertaraf ettiğini ileri sürmüştür....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Somut olayda; sanık ...'ın, suç tarihinde ... Köyü Çamtepe İnönü Mevkiinde bulunan 1089 parsel sayılı taşınmazına gitmek amacıyla katılan ...'...

        Gerçekten, bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Görülüyor ki, davadaki istemin dayanağı Türk Medeni Kanununun 724.maddesidir. Araştırma ve incelemenin bu madde hükmü çerçevesinde yapılıp sonuçlandırılması gerekir. Kuşkusuz, davanın kabulü için 724.maddede sayılan şartların tümünün varolması halinde de dava konusu edilen taşınmaz bölümünün ifrazının imar mevzuatı dahilinde olanaklı bulunması gerekecektir. Mahkemece davalı belediyeden ifrazın mümkün olup olmadığı sorulmuş, belediyece imarın ifraz suretiyle yapıldığı, yeniden ifraz olanağı bulunmadığı bildirilmiştir. Ne var ki, keşif sonucu düzenlenen krokide davacının yaptığı binanın 233 ada 1, 2 ve 3 sayılı parselleri kapsadığı görülmektedir....

          Davalılar davanın reddine savunmuş, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir. 2-Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Daha açığı dava konusu yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için gerekli arazi parçasıdır. Harçlar Kanunu’nun 16.maddesinde taşınmaz aynına yönelik davalarda taşınmazın değeri dikkate alınarak yargılama harcı alınacağı düzenlenmiştir....

            Türk Medeni Kanunu'nun 729/2 maddesi; "Bir kimse başkasının fidanını kendi arazisine ya da kendisinin veya bir üçüncü kişinin fidanını başkasının arazisine dikerse, başkasının malzemesini kullanarak yapılan yapılara veya taşınır yapılara ilişkin hükümler bunlar hakkında da uygulanır"; Aynı Kanun’un 722 maddesi; ‘’Bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur. Ancak, sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesi aşırı zarara yol açmayacaksa, malzeme sahibi, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebilir’’; Aynı Kanun’un 723. maddesi ‘’Malzeme sökülüp alınamazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğuna zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir. ** Bilindiği gibi; Türk Medeni Kanun'un 684 ve 718. maddeleri gereğince yapı üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz'ü) haline geleceğinden o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Yasa koyucu bu konumdaki taşınmaz maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi genel hükümlere bırakmamış, Türk Medeni Kanun'un 722, 723, 724. maddelerinin özel bölümleri ile düzenlemiştir. Bir kimse kendi malzemesi ile başkasının taşınmazına sürekli, esaslı ve tamamlayıcı (mütemmim cüz'ü ) nitelikte yapı yapmış ise ve Türk Medeni Kanun'un 724. maddesine göre "yapının değeri açıkça arazinin değerinden fazlaysa iyiniyetli taraf uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesini isteyebilir."...

                Değinilen maddenin düzenlemesine yol açan asıl neden, meydana getirilen yapının korunmasındaki mevcut olan genel iktisadi yarardır.Aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme malikine (muhik) bir tazminat vermesi gerektiği, malzeme maliki iyi niyetli değilse tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemeyeceği, aynı yasanın 723. maddesinde belirtilmiştir. Bu durumda, 4.3.1953 tarih 10/3 sayılı içtihatları Birleştirme Kararının gerekçesinde benimsenen ve uygulamada kararlılık kazanmış ilke uyarınca aşırı zarar nedeniyle yapı yıkılamıyorsa, iyi veya kötü niyete göre, haklı (muhik) tazminat veya en az levazım bedelini ödeyip ödemeyeceği, arsa maliklerinden sorulmalı, kabul ettiği takdirde bu bedel karşılığı yapının taşınmaz malikine aidiyetine karar verilmelidir....

                  Ancak, taşkın durumdaki ağaç kökleri ile dalları nedeniyle davacının mülkiyet hakkının kısıtlandığı sunulan raporla kanıtlanmıştır. Mahkemece, kanıtlanan bu olgu nedeniyle davalı taşınmazındaki davacı taşınmazına taşkın ağaç kökleri ile dallarının kesilmesine karar verilecek yerde, zarar oluşmadığı gerekçesi ile istemin reddine karar verilmesi doğru bulunmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 08.05.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu