Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme malikine (muhik) bir tazminat vermesi gerektiği, malzeme maliki iyiniyetli değilse tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemiyeceği, aynı Yasa'nın 723.maddesinde belirtilmiştir. Bu durumda, 04/03/1953 tarihli ve 10/3 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararının gerekçesinde benimsenen ve uygulamada kararlılık kazanmış ilke uyarınca aşırı zarar nedeniyle yapı yıkılamıyorsa, iyi veya kötüniyete göre, haklı (muhik) tazminat veya en az levazım bedelini ödeyip ödemeyeceği, arsa malikinden sorulmalı, kabul ettiği takdirde bu bedel karşılığı yapının taşınmaz malikine aidiyetine karar verilmeli, aksi halde yıkım isteği reddedilmelidir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden malik olduğu 5062 ada 17 parsel sayılı taşınmazına, bitişik 18 parsel sayılı taşınmazın maliki olan davalının duvar yaparak binasının giriş ön kısmını daralttığını ileri sürerek duvarın yıkılmasına karar verilmesini, aşamada verdiği dilekçe ile bilirkişi raporunda tecavüzlü olduğu bildirilen bina, bahçe ve duvarın yıkılmasını istemiştir. Davalı ..., davacının da taşınmazına tecavüzünün olduğunu, 1991 yılında aralarında anlaşma yaptıklarını davalı ..., her iki taşınmaz arasındaki sınırın davacının da bulunduğu ortamda rıza ile belirlendiğini ve duvar çekildiğini, tarafların bu belirlemeye göre bina yaptığını bu durumun 20-25 yıldır devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, müdahale olgusunun keşfen saptandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 727 parsel sayılı taşınmazına, komşu 725 parselin paydaşlarından olan davalının 725 parsel üzerine inşa ettiği binayı taşırmak suretiyle müdahale ettiği gibi, taşınmazın bir bölümüne de ağaç dikmek, çardak koymak ve avlu olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuş, yargılama sırasında ise bina ile ilgili talebinden vazgeçtiğini vekili aracılığıyla açıklamıştır. Davalı, bina ve eklentilerinin kadastrodan önce yapıldığını, bu nedenle TMK'nun 724. maddesi gereğince işlem yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı taşınmazına davalı tecavüzünün keşfen saptandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'...

      Davada, davalının davacıya ait tapulu taşınmazına taşkın inşaat yapması nedeniyle kötüniyetli şagil olduğu anlaşıldığına göre, davacının taşınmazından bina yapmak suretiyle yararlandığı sabit olduğundan işgal edilen kısım için ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde ecrimisil talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu durumda mahallinde yeniden keşif yapılarak, alınacak bilirkişi raporu ile işgal edilen taşınmaz yönünden getirebileceği ecrimisil miktarı emsallerde dikkate alınarak hesaplanmalı, ayrıca her iki raporda farklı rakamlar ile belirtilen m2 birim fiyatı yönünden de yeniden araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekir....

        Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. TMK'nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....

          Davacı, yargılamalar sırasında davasını kısmen ıslah ederek tapu iptali ve tescil istemi kabul edilmediği taktirde tazminat istemiştir. Davalı, 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, temliken tescil isteminin inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona karşı ileri sürülebileceğini, belediyenin sonradan malik olduğunu ve binanın davacı tarafından değil halk tarafından kur'an okuma evi olarak yaptırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, belediyenin pasif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir....

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/746 KARAR NO : 2021/17 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ULUKIŞLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/04/2019 NUMARASI : 2018/193 ESAS, 2019/58 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

            nin idari işlemleri arasında illiyet bağı bulunmadığı, gayrimenkul maliklerinin/bina yönetiminin sorumluluğunda bulunan bina içi su horusunun patlaması sonucu oluşan zarardan davalı ...'ye rücu edilemeyeceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir. Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472 göre sigorta şirketinin halefiyet yoluyla maddi tazminat davasıdır.Davacı ... kendi sigortalısına yaptığı sigorta tazminatı ödemesinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472'inci maddesine göre halefiyet yoluyla tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmektedir. Maddi tazminat; hukuka aykırı şekilde kişilerin zarar görmesi, mal varlığının eksilmesi ve gerçekleşen olay karşısında, etkilendiklerine dair açılan davalardır. Ancak maddi tazminat davası açılabilmesi için, maddi tazminat davası şartları oluşmalıdır....

              Bu durumda, davalının taşınmazındaki ağaçlarını davacı taşınmazına aşkın kullanımı sabittir ve davacı mülkiyet alnına yapılan bu elatmanın giderilmesini istemekte haklıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile taşınmazına geçen dalların kesilerek elatmanın giderilmesine karar vermek gerekirken reddine ilişkin karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının bu yönlere ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 27.02.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                AŞ. vd. aralarındaki tazminat davasına dair ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30/05/2011 günlü ve 2010/523 E.- 2011/387 K. sayılı hükmün Onanması hakkında dairece verilen 05/03/2012 günlü ve 2012/2503 E.- 2012/5521 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davada, davacının taşınmazına yol yapımı sırasında moloz dökülmek suretiyle verilen zarar bedeli (ek dava ile birlikte) 58.650 TL tazminat ile birleşen davada eski hale getirme bedeli ve ecrimisil bedeli olarak 25,000 TL tazminatın davalılardan tahsili talep edilmiştir. Mahkemece, 08/12/2005 tarih, 1998/484 E.- 2005/678 K.sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, ecrimisil talebi ile birlikte davalı ......

                  UYAP Entegrasyonu