Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespit edilmesinden sonra varsa davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Kural olarak, sorumlu olan kişinin, meydana gelen zararı tümü ile tazmin etmesi gerekir. Tayin edilen tazminat miktarının da zararı tümü ile gidermesi gerekir. Ancak bazı durumlarda zararın meydana gelmesinde ya da miktarının artmasında bizzat zarara uğrayan tutumu ve davranışının da payı bulunur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/09/2020 NUMARASI : 2019/344 ESAS - 2020/238 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : Kocaeli 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/344 Esas - 2020/238 Karar sayılı kararına karşı davacı tarafça İstinaf Kanun yoluna başvurulmakla yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA ve SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Kocaeli İli, Başiskele İlçesi, Ş.Bahçecik Mah. 280 ada, 17 parselde hissedar olduğunu, komşu 280 ada, 16 parseldeki taşınmazın sınırlarına 10044 m2 kayma yapılarak tapuya tescil ettirildiğini, davalıya ait parsel içerisindeki binanın 1....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir. Malzeme sahibinin TMK’nın 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır....
Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Katılanın, Sancaktepe İlçesi ......
Somut olayda; sanığın katılanın yönetici olduğu apartmanda kiracı olarak oturduğu, bina ortak elektrik borcunu ödememesi nedeniyle bina yönetim kurulunun kararıyla sanığa ait dairenin elektriğinin apartman panosundan kesildiği ve panoya kilit asıldığı, sanığın bu asma kilit ve kilidin takılı olduğu lama demirini kırmak suretiyle bina ortak malına zarar verildiği olayda, dosya kapsamı, iddia ve tutanak karşısında, unsurları itibariyle oluşan atılı suçtan mahkumiyetine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde mahkemede suçu inkar ettiğinden beraatine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/12/2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Mahkmece alınan 22.07.2013 tarihli bilirkişi heyeti raporunda seylap nedeniyle oluşan zararın; yıkılan bir adet havuzun tamir bedeli 25.740,00 TL, yıkılan havuzdan denize karışan balıkların değeri 112.000,00 TL, yedi havuzun bakım ve temizliği için 25.000,00 TL, kil platform, şev yapımı için 367.510,00 TL, taş tahkimat yapımı için 420.000,00 TL, stabilize yol onarımı için 10.000,00 TL'den toplam 960.250,00 TL olduğu belirtilmiştir. Aynı bilirkişi heyeti tarafından düzenelnen 01.09.2013 tarihli ek raporda hasarlı emtia (denize karışan balıkların) değerinin 112.000,00 TL olduğu, mevcut emtia (balıkların) değerinin 75.000,00 TL olduğu, toplam emtianın değerinin 187.000,00 TL olduğu; bina, kilden malul balık havuzları, demirbaş, kuluçkahane, makine ve emtia olmak üzere tesisin toplam değerinin 3.767.000,00 TL olduğu belirtilmiştir....
Somut olayda, davacı tarafça davalının taşınmazına dikilen, ve yetiştirilen ağaçlar nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiği ileri sürülmüş, mahkemece dava tarihinde davalı A.. Y.. adına kayıtlı olan taşınmazın 22/08/2013 tarihinde S.. D.. ' e satıldığı,bu durumda davacının dava konusu taşınmaz üzerinde dikilen ağaçlardan dolayı haksız zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak davalıdan tazminat isteyemeyeceği nedeniyle dava reddedilmiştir. Davalının taşınmazı dava tarihinden sonra ağaç dikilmiş hali ile sattığından ağaç dikilmemiş(ağaçsız) haline göre taşınmaz değerinde meydana getirdiği artış oranının belirlenerek taraf talep ve savunmaları doğrultusunda, delilleri toplanıp, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme malikine (muhik) bir tazminat vermesi gerektiği, malzeme maliki iyiniyetli değilse tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemiyeceği, aynı Yasa'nın 723. maddesinde belirtilmiştir. Bu durumda, 04.03.1953 tarihli ve 10/3 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararının gerekçesinde benimsenen ve uygulamada kararlılık kazanmış ilke uyarınca aşırı zarar nedeniyle yapı yıkılamıyorsa, iyi veya kötüniyete göre, haklı (muhik) tazminat veya en az levazım bedelini ödeyip ödemeyeceği, arsa malikinden sorulmalı, kabul ettiği takdirde bu bedel karşılığı yapının taşınmaz malikine aidiyetine karar verilmeli, aksi halde yıkım isteği reddedilmelidir....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. TMK'ın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2016/449 ESAS- 2021/113KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle)|Haksız İşgal Nedenli KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkilinin, İstanbul İli, Maltepe İlçesi, Başıbüyük Mahallesinde kain, 15415 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın sahibi olduğu ve bu taşınmazın üzerinde yapılmış müvekkile ait bir bina bulunduğu; davalıların müvekkilin binasının bitişiğinde bulunan 4 parsel sayılı taşınmazın malikleri olduğu, müvekkilin binasının inşaatı sırasında davalıların, "iki bina arasına pislik birikmesin" diyerek kendilerine ait arada kalan ve atıl durumdaki 8,54 m2'lik yerlerini bağımsız bölüm başına 500 TL olmak üzere toplamda 5.000,00 TL bedelle müvekkile vereceklerini beyan etmiş oldukları, müvekkilinin de bu öneriyi kabul ederek, tevhit ve ifraz işlemlerinin yapılması için gereğini yaptığını, davalılardan sadece T8 sonradan fikir değiştirerek taahhütte...