Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

mahkemenin verdiği iptal kararında devrin şeklen satış olması sebebiyle anılan kararı vermiş olduğunu v e bu durumun davalıların iyi niyetli olduğunu göstermediğini, aksine davalıların onayı ile binayı yapan müvekkillerin iyi niyetli olduğunu, yerel mahkeme kararına gerekçe olarak TMK’nun 722 ve 723.maddelerini gösterildiğini, TMK’nun 722.maddesinde “bir kimsenin kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini yada başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanması” düzenlendiğini, binanın yapımında bir başkasının malzemesi kullanılmış olmadığını, Öte yandan müvekkillerin bina yaptığı taşınmaz, bina yapıldığı sırada müvekkil adına kayıtlı olup bir başkasının taşınmazı olmadığını, Fatsa 1....

Ayrıca hak sahibi kişi, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten tazminat da talep edebilecektir. Fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ve malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK'nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1- 120- 96 sayılı kararı)....

Somut olayda; sanığın katılanın yönetici olduğu apartmanda kiracı olarak oturduğu, bina ortak elektrik borcunu ödememesi nedeniyle bina yönetim kurulunun kararıyla sanığa ait dairenin elektriğinin apartman panosundan kesildiği ve panoya kilit asıldığı, sanığın bu asma kilit ve kilidin takılı olduğu lama demirini kırmak suretiyle bina ortak malına zarar verildiği olayda, dosya kapsamı, iddia ve tutanak karşısında, unsurları itibariyle oluşan atılı suçtan mahkumiyetine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde mahkemede suçu inkar ettiğinden beraatine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/12/2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespit edilmesinden sonra varsa davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Kural olarak, sorumlu olan kişinin, meydana gelen zararı tümü ile tazmin etmesi gerekir. Tayin edilen tazminat miktarının da zararı tümü ile gidermesi gerekir. Ancak bazı durumlarda zararın meydana gelmesinde ya da miktarının artmasında bizzat zarara uğrayan tutumu ve davranışının da payı bulunur....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/11/2019 NUMARASI : 2015/449 ESAS, 2019/287 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : Dairemize ait 02/10/2020 tarih, 2020/323- 963 Esas ve Karar sayılı kararı, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 01/03/2022 tarih, 2021/1900 E. 2022/1532 K. sayılı ilamıyla bozularak dosya dairemize gönderilmekle dairemizin 2022/1207 esasına kaydı yapılıp incelendi....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/09/2020 NUMARASI : 2019/344 ESAS - 2020/238 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : Kocaeli 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/344 Esas - 2020/238 Karar sayılı kararına karşı davacı tarafça İstinaf Kanun yoluna başvurulmakla yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA ve SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Kocaeli İli, Başiskele İlçesi, Ş.Bahçecik Mah. 280 ada, 17 parselde hissedar olduğunu, komşu 280 ada, 16 parseldeki taşınmazın sınırlarına 10044 m2 kayma yapılarak tapuya tescil ettirildiğini, davalıya ait parsel içerisindeki binanın 1....

      Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir. Malzeme sahibinin TMK’nın 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır....

        Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Katılanın, Sancaktepe İlçesi ......

          Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. TMK'ın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir....

            Aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme malikine (muhik) bir tazminat vermesi gerektiği, malzeme maliki iyiniyetli değilse tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemiyeceği, aynı Yasa'nın 723. maddesinde belirtilmiştir. Bu durumda, 04.03.1953 tarihli ve 10/3 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararının gerekçesinde benimsenen ve uygulamada kararlılık kazanmış ilke uyarınca aşırı zarar nedeniyle yapı yıkılamıyorsa, iyi veya kötüniyete göre, haklı (muhik) tazminat veya en az levazım bedelini ödeyip ödemeyeceği, arsa malikinden sorulmalı, kabul ettiği takdirde bu bedel karşılığı yapının taşınmaz malikine aidiyetine karar verilmeli, aksi halde yıkım isteği reddedilmelidir....

              UYAP Entegrasyonu