Davalı, taraflar arasında yapılmış bir bağış işleminin bulunduğunu ve bağıştan rücu koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; ... plaka sayılı kanal kazıyıcı ve yükleyici iş makinenin davacı şirkete iadesine, ecri misil talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki dava ile kapatılarak davalı Belediyeye devredilmesinden önce kullanılmak üzere ... Belediyesine teslim edilen iş makinesinin tarafına iadesine ve teslim edileceği tarihe kadar kullanım ücreti ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı ise bağıştan rücu koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddini dilemiştir. Davacı, dava dilekçesinde dava değerini 1.000,00 TL olarak göstermiş ve bu miktar üzerinden harç yatırmıştır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Alacak (Bağıştan Dönme Kaynaklı) K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bağışlamadan rücu sebebine dayalı alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı karar ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 Sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 Sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 02.07.2021tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Öte yandan bağıştan dönme(rücu), bağışlayanın bağışlanana varması gerekli tek taraflı beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme(rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir. Bağıştan dönme (rücu) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 295. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 244.) maddesinde aynen; “Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir: 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ıslah ile olmadığı takdirde tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ...'un temyiz isteminden sonra Dairemizin ilamından önce 16/08/2018 tarihinde vefat ettiği, karar düzeltme Yasa yoluna davacı ... mirasçıları vekili olarak Av. ...'nın başvurduğu anlaşılmış ise de, mirasçılar vekili olduğunu iddia eden Av. ...'nın mirasçılar tarafından kendisine verilmiş olan vekaletnamesine dosya içerisinde rastlanamadığından, ilgilisinden temini ile dosya içerisine eklenmesi, ondan sonra karar düzeltme incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 22/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Geçerli bir taşınmaz bağışı bulunmadığından davacı bağıştan rücu nedenine dayanarak taşınmazın adına tescilini isteyemez. Davacı, Medeni Kanunun 634. maddesi hükmüne uygun resmi şekilde düzenlenmiş bir akdin varlığını da ileri sürmediğine göre tescil isteğinin kabulü usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesi ile bozulmuştur. Dava, münhasıran bağıştan dönme koşullarının varlığı ileri sürülerek açılmış olup, davacı tarafça evlilik birliği içinde edinilen malların alımına katkı iddiasından söz edilmemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/310 Esas sayılı dosyasında davacı T3 tarafından açılan dava ile davalı kadının, davacı erkeğe hakareti ve güven sarsıcı davranışlarda bulunduğundan bahisle davalı kadının tam kusurlu olduğu belirlenmek sureti ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, işbu kararın Yargıtay tarafından onanmak sureti ile 10/04/2019 tarihinde kesinleştiği, davacı kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasında davalı erkeğin 14/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde yani boşanma kararı kesinleştikten sonraki bir yıl içerisinde süresinde bağıştan rücu definde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından bağışlamadan rücu kurumunun dava ile ilgisi olmadığından bahisle davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüş ise de, boşanmanın davacı kadının hakareti ve güven sarsıcı davranışı nedeni ile gerçekleştiği, dolayısıyla bağıştan rücu şartlarının oluştuğu, ancak davacının talep ettiği ziynet eşyalarının tümünün...
Belediyesinin davacı ile yapılan protokolde üstlendiği edimini, Belediye Encümeninin 27/05/1991 tarihli ve 1786-1836 sayılı kararları ile yerine getirdiğini, zira 3194 sayılı Kanun'un 18. maddesi uyarınca % 26 düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldıktan sonra kalan taşınmaz miktarı oranında imar parseli verilerek hibeciler adına tapuda kayıt ve tescil edildiğini, davacının bağıştan rücu koşulunun oluştuğu iddiasına dayalı imar planının iptal edilmiş olması imar uygulamasının iptali anlamına gelmediğini, imar planı ve imar uygulamasının iki ayrı işlem olduğunu, benzer uyuşmazlıkta Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli 2017/5 E., 2021/956 K. sayılı kararı ile bağıştan rücu koşullarının oluşmadığına hükmettiğini, yine Yargıtay 5 Hukuk Dairesince verilen bir çok kararda bağıştan rücu koşullarının oluşmadığına hükmedildiğini, imar uygulamasının iptali yani kadastral parsele dönüş kararı vermekle görevli yargı kolunun idari yargı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir...
TBK. nin 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren BK. nin 246. TBK. nin 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur. Somut olaya gelince, bağışlamada tarafların gerçek iradesi önem taşıdığından ve resmi akitten taşınmazın ......... alanı, .........yeri vb yapılması amacıyla temlik edildiği, anlaşıldığından bağışın koşullu olduğu ve koşulun yerine getirilmediği açıktır....
İstinaf Nedenleri Davalı vekili, dava konusu taşınmazın satış işlemi ile devir alındığını, Mahkemece bağıştan rücu şeklindeki hukuki nitelemenin yanlış olduğunu, bu nedenle bağışlamaya dayanılarak tapu iptali ve tescil kararı verilemeceğini, aksi halde dahi bağıştan rücu davası açmak için hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. 3. Gerekçe ve Sonuç Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Amacı ise kişinin, hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi, zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoyması gibi olguları karşıladığı bir gerçektir. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçlar. Bu tazminat bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığıdır. Bu tazminat türü, kişinin haksız eylem sonucu duyduğu acı ve elemin giderilmesini amaçladığı için, zarar gören kişi, öngördüğü miktarı belirleyerek istemde bulunabilir. Manevi zarar, haksız eylemin sonucunda, uğranılan kişilik değerlerindeki azalmanın karşılığı olduğu ve zarar gören tarafından da takdir ve tayin edilebilir bulunduğu için birden fazla bölümler halinde istenemez. Bu tazminat bizzat yaşananın acı ve elemin karşılığı olduğu için, haksız eylemin meydana geldiği anda gerçekleşir....