Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; "3194 sayılı İmar Kanunu 31. maddesine göre; inşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarih olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılması mümkün olmadığı, kullanma izni alan bağımsız bölümlerin bu hizmetlerden yararlandırılacağı; 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 87. ve 88. maddeleri de belediyelerce ve belediyeye bağlı müesseselerce kanalizasyon tesisi yapılması halinde bunlardan faydalanan gayrimenkul sahiplerinden kanalizasyon ve su tesislerinden harcamalarına katılma payı alınacağını öngördüğü, bu yasal hükümlerin bir arada değerlendirilmesi sonucunda; su ve kanalizasyon bağlantıları yapılmayan binalara iskan izni verilmesi mümkün olmadığı gibi, katılma payı ödenmeden bu hizmetlerden yararlanılması da mümkün olmadığı, bu bağlamda su ve kanalizasyon harcamalarına katılma payının yükümlüsünün, yapı kullanma izni almakla yükümlü olan kişi olduğu, dolayısıyla...

    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 147 ada 18 parsel sayılı taşınmazdaki 24 nolu bağımsız bölümün davacı, komşu 23 nolu bağımsız bölümün davalı adına kayıtlı olduğu, yerinde yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporlarından, mimari projeye aykırı olarak davalıya ait bağımsız bölümün davacıya ait bağımsız bölüme 40 cm tecavüzlü olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 683. maddesinde " Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanım, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir" hükmü düzenlenmiştir....

      Belediyece bildirilen projeye aykırılıkların giderilmesi ve genel iskân ruhsatının alınması için davacı yükleniciye yetki ve uygun mehil verilerek projeye aykırılıklar giderildiği ve iskân ruhsatı alındığı takdirde, birlikte ifa yoluna gidilerek dava konusu son bağımsız bölümün tapusunun iptaliyle yüklenici adına tesciline karar verilmesi gerekirken tüm bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı dava dilekçesinde 8 nolu bağımsız bölüme ait arsa payının arsa sahipleri adına olan kaydının iptâli ile adına tescilini talep ettiği halde davalılarca, davacıya verilen satış yetkisinin kaldırılmasına ilişkin işlemin iptâline karar verilmesi ile yetinilmesi de kabul şekli açısından doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 08.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Yasanın bu buyurucu hükmü ile kat malikleri kurulunun bu konuda beşte dört çoğunlukla verilmiş kararı bulunduğu gözetilerek bu konudaki istemin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması, 3-Davalının bağımsız bölümünün ön cephesinde bulunan pencerelerin ortasındaki kayıtların projeye aykırı şekilde kaldırıldığı, binanın ön cephesindeki ana giriş kapısının sağına ve soluna metal kaplama taktırdığı ve ayrıca bağımsız bölümün giriş merdivenlerine trabzan yaptırdığı ve bu hususların projeye aykırılık teşkil ettiği bilirkişi raporu içeriğinden anlaşılmasına karşın, bu konulardaki projeye aykırılıkların onaylı mimari projeye uygun eski hale getirilmesine de karar verilmesi gerekirken, bu istemlerin reddi yolunda hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....

          Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.05.2001 tarih ve 1998/659 Esas, 2001/132 Karar sayılı dava dosyasına ibraz edilen 05.02.2001 bilirkişi raporu arasında (dava konusu 3963 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kain 6 nolu bağımsız bölümün yeri konusunda) çelişki bulunmaktadır. Ne varki, Mahkemece, bu çelişki giderilemeden (ilk dava dosyasının aksine) davacının dava konusu ettiği yerin 6 nolu bağımsız bölüm olmayıp 4 nolu bağımsız bölüme isabet ettiği ve bu yerinde davalının kullanımında olmadığı belirtilerek pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir....

            yarattığını ve başta komşu daire C2 kat maliki olarak kendisine ait bağımsız bölüme ve diğer komşu dairelere aşırı motor gürültüsüyle rahatsızlık verdiğini ve klimaların kademeli çalışma alanında ki daima üç kademeli 64 000 BTÜ olarak çalıştırıldığını, yüksek derecede ısı yoğunluğunun oluştuğunu, bu nedenlerle klima motorlarının apartman ortak kullanma alanından kaldırımak suretiyle C 1 kat malikinin kendilerine ait bağımsız bölüme/eski yerine taşınması konusu ve her türlü mahkeme ve dava takip avukat masrafları, bilirkişi çalışmalarını gerektirecek harcırah ve ve yol giderleri posta masraflarının vs. davalılar tarafından karşılanması konularını talep ve dava etmiştir....

            yarattığını ve başta komşu daire C2 kat maliki olarak kendisine ait bağımsız bölüme ve diğer komşu dairelere aşırı motor gürültüsüyle rahatsızlık verdiğini ve klimaların kademeli çalışma alanında ki daima üç kademeli 64 000 BTÜ olarak çalıştırıldığını, yüksek derecede ısı yoğunluğunun oluştuğunu, bu nedenlerle klima motorlarının apartman ortak kullanma alanından kaldırımak suretiyle C 1 kat malikinin kendilerine ait bağımsız bölüme/eski yerine taşınması konusu ve her türlü mahkeme ve dava takip avukat masrafları, bilirkişi çalışmalarını gerektirecek harcırah ve ve yol giderleri posta masraflarının vs. davalılar tarafından karşılanması konularını talep ve dava etmiştir....

            Apartmanının, 6 bağımsız bölümden ibaret olup ... ve 5 numaralı iki bağımsız bölümün davalı ... adına kayıtlı olduğunu, binanın ... katında ortak kullanım alanı olan ve binaya ait depo olarak anılan nitekim tüm kat maliklerinin hakkı olan iş bu alanın davalının haksız işgali suretiyle diğer kat maliklerinin kullanımına kapatılarak engellendiğini, depo anahtarı bulunmadığından depoya giriş imkanı dahi olmayan tapuda malik olarak görülen diğer ... nolu bağımsız bölüm hak sahiplerinin ortak kullanım haklarına tecavüzün söz konusu olduğunu, iş bu alandan kullanım ve yararlanma haklarının açıkça ihlal edildiğini belirterek ecrimisil talepleri saklı kalmak kaydıyla ortak kullanım alanı olduğunun tespiti ile davalı tarafça yapılan haksız işgal nedeniyle müdahalenin men’i istemlerinin kabulü istenilmiştir....

              Mahkemenin gerekçesine dayanak olarak aldığı Dairemizin 30.04.2013 tarih ve 2013/4970-7040 E.K. sayılı ilamındaki bahse konu taşınmazın yapı ruhsat tarihi 12.09.2008 tarihi olup, somut olayda ise dava konusu bağımsız bölümün bulunduğu binanın yapı ruhsat tarihi 10.08.2001 tarihidir. Buna göre, davaya konu bağımsız bölümün bulunduğu binanın yapı (inşaat) ruhsat tarihinin 10.08.2001 tarihi olması, davacının dava konusu bölümüne ait doğalgaz faturası da dikkate alındığında, davacının maliki olduğu bağımsız bölümün bulunduğu binanın inşaatının tamamlanarak belediyecilik hizmetlerinden yararlanır durumda olması karşısında, İmar Kanununun geçici 11. maddesinde aranan şartların gerçekleştiği ve bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

                olduğunu, 16 nolu bağımsız bölüme değerinden çok fazla arsa payının verildiğini, 16 nolu bağımsız bölümün dışında kalan bağımsız bölümlerin arsa paylarında bir fazlalığın bulunmadığını bildirerek arsa paylarının yeniden düzenlenmesine, 16 nolu bağımsız bölüme ait fazla arsa payına ilişkin kısmının tapu kaydının iptaline, iptal edilen arsa payının orantılı olarak diğer 16 bağımsız bölüme dağıtılmasına ve bu şekilde tapuya işlenmesine karar verilmesi istenilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu