Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı, 1026 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 9 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin kendisine, 11 nolu bağımsız bölümün davalıya ait olduğunu, 9 ve 11 nolu bağımsız bölümlerin kaba inşaatlarının tamamlanarak taraflara tahsis edildiğini, 10 nolu bağımsız bölümün ise boş arsa olarak tarafına tahsis edildiğini, davalının 10 nolu bağımsız bölümü yok sayarak 9 ve 11 nolu bağımsız bölümler arasındaki boşluğu ortak yer olarak gördüğünü ve kendisi tarafından yapılan duvara müdahale ettiğini, oysa ortak yerin 10 nolu bağımsız bölüm zeminde yerleştikten sonra kalan kısım olduğunu, davalının duvarı yıktığını ve kendisini 90.000,000 TL zarara uğrattığını belirterek 10 nolu bağımsız bölümün 9 ve 11 nolu bağımsız bölümler arasında kaldığının ve mülkiyetinin tarafına ait olduğunun tespitine, davalının 10 nolu bağımsız bölüme yaptığı müdahalenin önlenmesine, 90.000.000 TL nin faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir....

    Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ve ''...su ve kanalizasyon bağlantıları yapılmayan binalara iskan izni verilmesi mümkün olmadığı gibi, katılma payı ödenmeden bu hizmetlerden yararlanılması da mümkün değildir. Bu bağlamda su ve kanalizasyon harcamalarına katılma payının yükümlüsü, yapı kullanma izni almakla yükümlü olan kişidir. Dolayısıyla su ve kanalizasyon hizmetlerinden faydalanmayan binaya iskan izninin verilmesi söz konusu değildir. Bu durumda, bir defa alınması gerekli su ve kanalizasyon harcamaları katılma payının iskan izni alınırken ödenmiş olması Yasa gereği olup, yapı kullanma izni (iskan izni) alınmış bir binaya malik ya da kiracı olarak yerleşen kişiden bir kez daha katılım payının alınmasının yasal dayanağı yoktur (bu yönde bkz. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 05.02.2007 tarih ve 11904/1270 sayılı kararı)....

      Yönetim Kurulu toplantısında "Eşit paylı giderler için her bağımsız bölüme eşit olarak aylık bazda 375,00 TL, m2 paylı giderler için ise her bağımsız bölüme brüt m2 başına aylık bazda 2,90 TL aidat tahakkuk edecektir." kararı verildiğini, İş bu karara katılmanın mümkün olmadığını, Ekonomik koşullar değerlendirildiğinde yapılan artışın fahiş açık olduğunu, Tüm dünyanın etkilenmiş olduğu pandemiden dolayı oluşan ekonomik durum düşünüldüğünde, istenilen aidat hayatın olağan akışına aykırı tutarda olduğunu, Ayrıca emsal aidat bedelleri incelendiğinde artışın fahiş olduğu görüleceğini, Yapılan aidat artışı usule ve yasaya aykırı olarak yapıldığını, Tüm bu husular değerlendirildiğinde Yönetim Kurulu kararının iptal edilmesi için işbu dilekçenin tanzimi gereği hasıl olduğunu, Bu nedenlerle davanın kabulüne dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava ,Yönetim kurulu kararının iptali istemli davadır. ... ili, ... İlçesi, ......

        in, kayden davacıya ait çaplı taşınmadaki bağımsız bölüme haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın el attığı belirlenmek ve kayda üstünlük tanınmak suretiyle müdahalenin önlenmesine, ecrimisil isteğinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak, dava konusunun 220 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki ..... nolu bağımsız bölüm olduğu, davalı ...'ın anılan bağımsız bölüme el attığının belirlendiği gözetilerek, bu bağımsız bölüm yönünden el atmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken, maddi hata sonucunda, eldeki davanın konusu olmayan 220 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki...nolu bağımsız bölüm yönünden hüküm kurulmuş olması doğru değil ise de; anılan bu yanlışlığın yargılamanın yeniden yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, hükmün 1. fıkrasında geçen " L Blok 2....

          Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacı tarafından aynı projeden iki adet bağımsız bölüm satın alındığı, bunların; B3 blok 163 no ve B4 blok 163 nolu daireler olduğu, bu bağımsız bölümlerin farklı bloklarda bulunduğu, ancak aynı daire numarasına sahip oldukları anlaşılmıştır. Dosyada mevcut olan ve mahkemece karara dayanak yapılan 04/04/2012 tarihli Konut Tahsis Sözleşmesi ve Fesih Tutanağının incelenmesinde bu tutanağın dava dışı B3 blok 163 nolu bağımsız bölüme ilişkin olduğu ve yine dosyada mevcut olan tahsilat makbuzunun incelenmesinde, tahsilat makbuzunun dava konusu olan B4 blok 163 nolu bağımsız bölüme ait olduğu ve üzerinde hesabın kapatıldığı hususunun yazıldığı anlaşılmaktadır....

            Bu itibarla, inşaatın imar işlem dosyası belediyeden getirtilip yapı kullanma izni alınıp alınmadığı tespit edilmeli, bu araştırma sırasında sözleşmenin 18.03.1988 tarihli olduğu ve inşaatın bu tarihten sonra tamamlanarak yapı kullanma izin belgesinin alınması gerektiği gözden kaçırılmamalıdır. Yapı kullanma izin belgesinin alındığının saptanması halinde şimdiki gibi tapuda devri yapılmayan yedi adet dairenin tesciline karar verilmeli, alınmadığının saptanması halinde ise davacılara gerekli yetki ve süre verilerek yapı kullanma izin belgesinin alınması için imkan tanınmalı, alındığı takdirde aynı şekilde tescile karar verilmeli, alınmadığı takdirde ise yapı kullanma izin belgesi alma masraflarının tümü (varsa ödenmesi gereken vergi borçları da gözden kaçırılmadan) hesaplatılarak buna yetecek miktardaki bağımsız bölüme ilişkin talebin reddine karar verilmelidir....

              K A R A R Davacı vekili; asıl davada, dava konusu 2 nolu bağımsız bölümün davalı ... tarafından rıza dışı kullanıldığından bahisle müdahalesinin men’ini talep etmiştir. Birleşen davada ise, dava konusu bağımsız bölümün davalı ... tarafından rıza dışı kullanıldığından bahisle müdahalesinin men’ini talep etmiştir. Davalılar ... ve ... vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; ilk kararda davanın kabulüne, davalılar ... ve ...’nin dava konusu ...’a ait 2 nolu bağımsız bölüme müdahalelerinin men’ine karar verilmiş olup Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 19.06.2017 tarihli 2014/22215 Esas ve 2017/3621 Karar sayılı ilamı ile dava değeri üzerinden peşin harcın alınması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne davalı ...’nin davacı ...’a ait 2 nolu bağımsız bölüme müdahalesinin men’ine, birleşen davanın kabulüne davalı ...’nin davacı ...’a ait 2 nolu bağımsız bölüme müdahalesinin men’ine karar verilmiştir....

                Bu durumda borcun tasarruf tarihinden sonra doğmuş olması nedeniyle 654 ada 3 sayılı parsel üzerindeki 8 nolu bağımsız bölüme ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile 631 ada 20 sayılı parsel üzerindeki 8 nolu bağımsız bölüme ilişkin hükmün ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle Davalılar Seyfullah, Özlem, Emre ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 654 ada 3 sayılı parsel üzerindeki 8 nolu bağımsız bölüme ilişkin hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar Seyfullah, Eyşan, Emre ve ...'ye verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 4,05 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar Seyfullah, Özlem, Emre, ...'...

                  Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak, kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir." hükmü bulunmaktadır. Açıklanan madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde yapı kullanma (iskan) izni verilmeyen veya alınmayan yapıların izin alınıncaya kadar belediye hizmetlerinden ve tesislerinden faydalanamıyacakları açıktır....

                    İskan ruhsatı için gerekli tüm masraflar ve davalı arsa sahibinin, mahkeme ilamına dayalı gecikme tazminatı alacağı ödenmeden, davalı yüklenici şirketin ve ondan şahsi hak temlik alan davacının, bağımsız bölümün tescilini isteme hakları yoktur. Bu durumda, mahkemece, açıklanan bu hususlar yönünden, davalı yüklenici şirketin, diğer davalı arsa sahibine karşı olan edimlerini yerine getirip getirmediği araştırılarak, yüklenicinin ve buna bağlı olarak ondan şahsi hak temlik alan davacının dava konusu bağımsız bölümün tapusuna hak kazanıp saptanıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Diğer taraftan, temlik işlemine dayalı davalarda arsa sahibiyle ile yüklenici arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır....

                      UYAP Entegrasyonu