Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

faiz oramıyla kredi kullanılması nedeniyle, davacının daha yüksek faizle kredi kullandırılması nedebiyte, kredi kullanan davacının zararının varlığına ve buna bağlı olarak zarar miktarının tespitine yönelik bir değerlendirme yapılmasının bu haliyle mümkün butunmadığı kanaatini bildirmiştir. 24/05/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Bankacılık uygulamasında, kredi faizini belirleyen faktörlerden birisinin de kredi vadesi olduğu göz önüne alındığında, 450.000,00 TL tutarlı 24 ay vadeli bir kredi yıllık 49.84 faiz oranıyla kullanılacak iken, bunun yerine 436.176.00 TL tutarlı 48 ay vadeli yıllık 4012.48 faiz oranıyla kredi kullanılması nedeniyle, davacının daha yüksek faizle kredi kullandırılması nedeniyle, kredi kullanan davacının zararının varlığına ve buna bağlı olarak zarar miktarının tespitine yönelik bir değerlendirme yapılmasının bu haliyle mümkün bulunmadığı, yönünde kök raporumuzdaki görüş ve kanaatimizi aynen koruduğumuz, ancak takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacı...

    . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında kredi kartı üyelik sözleşmesi gereğince davalıya kredi kartı tahsis edildiğini, davalının borcunu ödememesi nedeniyle yapılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek davalı tarafından yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kredi kartı başvurusunda bulunmadığını, kredi kartı teslim almadığını, kredi kartını kullanan kişinin yanında çalışan..olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; icra takibine konu kredi kartının bizzat davalının kendisine tebliğ edilmediği, teslim belgesindeki imzanın davalıya ait olmadığı, şüpheli olarak yargılanan. delil yetersizliğinden beraat ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm temlik alan davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 74. maddesine göre, hukuk hakimi, ceza mahkemesince verilen beraat kararı ile bağlı değildir....

      Kredi kuruluşunun, krediye bağlı hayat sigortası sözleşmesinden doğan sigorta bedeli üzerindeki rehin hakkı ise uygulamada, poliçeye ve sözleşme genel şartlarına eklenen kayıtlar ile sağlanmaktadır. 19. Krediye bağlı hayat sigortası sözleşmelerinde, kredi kuruluşu “öncelikli (aslî) ve değiştirilemez lehtar” olarak belirlenmektedir. Buna göre, sigorta sözleşmesinin kredi borçlusu tarafından akdedildiği hâllerde, TBK’nın 129 maddesi anlamında “üçüncü kişi yararına sözleşme” bulunmaktadır. Ayrıca, krediye bağlı hayat sigortası sözleşmesinde ise, sigorta ettiren kredi borçlusunun sigorta bedeli üzerindeki “tasarruf yetkisi” kredi kuruluşunun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 1493/3. maddesi çerçevesinde değiştirilemez lehtar olarak atanması ile birlikte sona ermektedir. 20....

        “Bilgilendirme yükümlülüğü” başlıklı 7. maddesinde “(1) Kredi ile bağlantılı olarak yapılacak sigortalar konusunda, kredi sözleşmesi yapılmadan önce, kredi kuruluşu tarafından kredi kullanana bilgi verilir. Söz konusu bilginin verilmesine ilişkin usul ve esaslar Müsteşarlıkça tespit edilir. (2) Kredi kuruluşunun aracı olduğu kredi bağlantılı sigorta sözleşmelerine ilişkin bilgilendirme yazılı olarak yapılır. Kredi kullanan tarafından imzalanan bilgi formunun bir örneği kredi kuruluşu veya şirket tarafından saklanır. (3) Ancak, kişilerin fiziki olarak karşı karşıya gelmesinin söz konusu olmadığı hallerde veya işin mahiyetinin gerektirdiği durumlarda elektronik ortamda veya ilgilinin bilgi formuna erişimini mümkün kılan benzeri araçlarla bilgilendirme yapılabilir....

          ın davacı Banka ile visa kredi kartı üyelik sözleşmesi ve genel kredi sözleşmesini imzaladığını, diğer davalıların kredi kartı üyelik sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, kredi hesabının kat edilerek ihtar çekilmesine rağmen ödenmediğini, bunun üzerine kredi kartı borcu ve kredi borcu nedeniyle ayrı ayrı icra takibi yapıldığını, genel kredi sözleşmesi ile ipotek belgesine istinaden ayrıca ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle de takip başlatıldığını, itiraz üzerine takiplerin durduğunu ileri sürerek; davalı S.. B..'ın kredi kartından kaynaklanan ve diğer davalıların kefil olduğu 13.200 TL ile krediden kaynaklanan 9.850 TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı S.. B.., zamanaşımı def'inde bulunmuş, davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar, kefil oldukları borcun ödendiğini savunmuşlardır. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, ..............

            ın davacı Banka ile visa kredi kartı üyelik sözleşmesi ve genel kredi sözleşmesini imzaladığını, diğer davalıların kredi kartı üyelik sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, kredi hesabının kat edilerek ihtar çekilmesine rağmen ödenmediğini, bunun üzerine kredi kartı borcu ve kredi borcu nedeniyle ayrı ayrı icra takibi yapıldığını, genel kredi sözleşmesi ile ipotek belgesine istinaden ayrıca ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle de takip başlatıldığını, itiraz üzerine takiplerin durduğunu ileri sürerek; davalı S.. B..'ın kredi kartından kaynaklanan ve diğer davalıların kefil olduğu 13.200 TL ile krediden kaynaklanan 9.850 TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı S.. B.., zamanaşımı def'inde bulunmuş, davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar, kefil oldukları borcun ödendiğini savunmuşlardır. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, ..............

              Hükmü bulunduğunu," Taraflarca imzalanan kredi sözleşmelerinde ve kredi Geri ödeme Planında belirtildiği şekli ile davacıya davalı bankaca kullandırılan kredi türü “Sabit Kar paylı Konut Finansmanı Kredisi olduğunu, (Kredi sözleşmesi kapsamında aynı) tarihte davalı banka tarafından 200.000,00TL limitli kullandırılan iş bu davanın korkusu Sabit Kar paylı Konut Finansman Kredisi'nin 6502 Sayılı TKHK'nun 30. Maddesinde şekline göre bağlı kredi olduğunu belirttiği dolayısı ile 15/11/2016 tarihli konut finansmanı kredisi sözleşmesinin “Bağlı Kredi” niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. (benzer yönde Samsun BAM 5. Hukuk Dairesinin 19/11/2021 tarih, 2021/1516 esas, 2021/1643 karar sayılı ilamı) 6502 sayılı Yasanın 35/2. Maddesindeki "Bağlı kredilerde, konutun hiç ya da gereği gibi teslim edilmemesi nedeniyle tüketicinin bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen seçimlik haklarından birini kullanması hâlinde, satıcı ve konut finansmanı kuruluşu müteselsilen sorumludur....

              Somut olayda, tacir olan taraflar arasında imzalanan 27.05.2015 tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca davacıya 5.528.680,00 Euro tutarlı kredi kullandırılmış, söz konusu kredi 03.08.2017 tarihinde vadesinden önce ödenmek suretiyle kapatılmıştır. 6098 Sayılı TBK'nın 96. Maddesinde "Sözleşmenin hükümlerinden veya özelliğinden ya da durumun gereğinden tarafların aksini kastettikleri anlaşılmadıkça borçlu, edimini sürenin sona ermesinden önce ifa edebilir. Ancak, kanun veya sözleşme ya da adet gereği olmadıkça borçlu, erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapamaz." şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca kural olarak borcun erken ifasına engel bir durum bulunmamakla birlikte borcun erken ifası nedeniyle aksi sözleşme, kanun veya adet gereği olmadıkça indirim talep edilemeyecektir....

              den gelen yazı cevaplarında da taşınmazın satışına ilişkin olarak davacı tarafından kredi kullanıldığı ve taşınmaz üzerine banka lehine ipotek konulduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça dosyaya ibraz edilen 05/06/2015 tarihli yazılı belgeye itiraz edilmediği, bu belgenin tapudaki devir işleminden önce düzenlendiği iddia edilmiştir. Taşınmazın satış bedelinin 2.250.000,00 USD olduğu, ancak kullanılan kredi nedeniyle bu satış bedelinin tapuda farklı gösterildiği yine tarafların kabulündedir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Sanık hakkında ''başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama'' suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik Cumhuriyet Savcısı ve sanık tarafından yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazların reddine ancak; Sanığın mağdurun uğradığı zararı kovuşturma aşamasında giderdiği anlaşıldığından hakkında verilen cezada; TCK'nın 168/2. maddesi yerine TCK'nın 168/1. maddesi uyarınca indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini, Kabule göre de; TCK.nın 245/1,43/1 maddesi uyarınca hapis cezası yanında tayin olunan 13 gün adli para cezasından TCK.nın 168/1. maddesi gereği 2/3 oranında indirim yapılırken adli para cezasının hesap hatası sonucu 4 gün yerine 10 gün adli para cezası,TCK.nın 62. maddesi gereği 1/6 oranında indirim yapılırken hapis cezasının hesap hatası sonucu 3 gün yerine 8 gün adli para cezası,TCK'nın 52/...

                  UYAP Entegrasyonu