Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti. arasında imzalanan kredi sözleşmesini diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, kredi sözleşmesi uyarınca davalılara verilen 2 adet teminat mektubunun iadesinin veya bedelinin depo edilmesinin talep edilmesine rağmen müspet sonuç alınamadığını belirterek davalılar lehine verilen 2 adet teminat mektubunun bedelinin bankaya depo edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir Davalı ... davanın reddini istemiş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine 26.12.2012 tarihli ek karar ile, temyiz başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. Temyiz isteminin reddine dair ek kararı, davalı ... temyiz etmiştir....

    Ancak 08.02.2011 tarihli genel kredi sözleşmesi hükümleri incelendiğinde davalı kefilin gerek teminat mektubu komisyon bedelleri gerekse çek yaprağı depo bedelleri yönünden sorumlu olduğuna dair açık bir hükme rastlanmadığı halde davalının sözleşmenin 20.1.2 'Teminatla ilgili genel hükümler' başlığı altında asıl borçluya yönelik hükmü gerekçe gösterilerek teminat mektubu komisyon bedellerinden sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi kabule göre de 03.07.2015 tarihli ve 397987 sayılı 1.000,000,00 USD bedelli teminat mektubunun süreli olduğu ve yargılama devam ederken 16.03.2018 tarihinde süresinin bittiği, teminat mektubunun ibraz edilmediği dikkate alınmaksızın teminat mektubunun takip tarihi itibarı ile mer'i olduğundan bahisle yazılı şekilde toplamı 2.315,50 TL (süresiz) ve 1.000.000,00 USD bedelli teminat mektupları yönünden takibin devamına karar verilmesi de doğru olmamıştır. 3....

      Davalılar vekili, müvekkillerinin davacı bankaya ibraz edemediği üç adet teminat mektubunun toplam değerinin 1.352.00 YTL olup, teminat mektubunun tutarı talep olunduğu kadar borcu oluşturmayacağını, bu nedenle takibe itiraz edildiğini, bildirerek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir....

        ve ... vekili, davanın reddini istemiştir. Davalı şirket, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşme gereğince geçerli bulunan 19 adet teminat mektubu bedellerinin depo edilmesinin ve sözleşmenin 3. ve 35. maddeleri kapsamında gider vergisinin davalı asıl borçludan ve davalı kefillerden talep edilebileceği gerekçesiyle 496,09 TL bakiye alacağın 28.03.2010 tarihinden itibaren %60 oranında sözleşmesel faiz ile birlikte davalılardan tahsiline, teminat mektuplarından 20.405,23 TL'nin iadesi yapıldığından 19.018,16 TL gayri nakdi alacağın davalılar tarafından davacı banka şubesine depo edilmesine karar verilmiştir....

          KDV için verildiğinin görüleceğini, teminat mektubu içeriğine göre banka teminat mektubunu müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak verdiğini, garantör sıfatı ile vermediğini, teminat mektubunun KDV alacağına ilişkin verildiğini, KDV alacaklarının süreye tabi olduğunu, KDV alacağının doğmasını takip eden ay içerisinde ödenmesi gerektiğini, dosya içinde, davacının erdiği teminat mektubunun paraya çevrildiğine ilişkin bir açıklama olmadığını, 31.05.2002 tarihinde yayınlanan Gümrük Yönetmeliğinden önce bankalarca verilen teminat mektuplarının BK 110/2 ye göre ve Yargıtay kararlarına göre bankaların sorumluluğunun teminat mektubunun düzenlenmesinden itibaren 10 yıllık zamanışımına tabi olduğunu, teminat mektubunun 24.02.1998 tarihinde düzenlendiğini, risk ve teminat mektubunun zamanaşımına uğradığını, icra takibine dayanak gösterilen ve dava dilekçesi ekinde gönderilen kredi sözleşmesindeki isim ve imzaların tam olarak okunamamakta olduğunu, Yargıtay kararlarında da sabit olduğu üzere keflin...

            Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının talebinde kısmen haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazlarının 16.850.62 TL anapara, 8.557,13 TL işlemiş faiz, 427,85 TL BSMV, 27 TL BSMV vergisi, 885,63 TL teminat mektubu komisyon gecikme faizi, 43,62 TL teminat mektubu gecikme faizi BSMV'si olmak üzere toplam 26.791.75 TL yönünden itirazın iptaline, takibin devamına, davalıların %40 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluklarına ve takibe konu toplam 1.800 TL'lik altı adet teminat mektubunun davacı bankaya aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelinin davalılarca depo edilmesine karar verilmiş, hüküm davalılardan ..., ... ve ... vekilince temyiz edilmiştir. 1-Mahkeme hükmü davalı ...'a 041.07.2011 tarihinde, davalı ...'...

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka tarafından verilen teminat mektubunun faizsiz hesapta blokesi ve komisyon alacağı vs.nin tahsili için girişilen icra takibine davalılarca haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar teminat mektubunun Çorlu Asliye Hukuk Hakimliğince bankaya iade edildiğini belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir....

                Davalılar ... ve ... vekili mahkememizin 2015/122 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen 05/06/2017 tarih ve 2017/527 Karar sayılı kararın 08/04/2021 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşmiş olan davaya konu talebin tazmin edilemeyen teminat mektubunun bedelinin depo edilmesi olduğunu, davalıların depo edilmesi talep edilen teminat mektuplarına konu borçtan kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını ancak "Bahsi geçen teminat mektubunda müvekkillere ait imzanın bulunmaması, teminat mektubunun finanse ettiği riskin gerçekleşmemiş olması, depo edilen borcun asli borç değil müvekkilden olmadığı gibi sebepler göz önünde bulundurulduğunda söz konusu teminat mektubunun incelenmesi yargılamanın seyrini değiştirecek niteliktedir....

                  Davalılar ... ve ... vekili mahkememizin 2015/122 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen 05/06/2017 tarih ve 2017/527 Karar sayılı kararın 08/04/2021 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşmiş olan davaya konu talebin tazmin edilemeyen teminat mektubunun bedelinin depo edilmesi olduğunu, davalıların depo edilmesi talep edilen teminat mektuplarına konu borçtan kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını ancak "Bahsi geçen teminat mektubunda müvekkillere ait imzanın bulunmaması, teminat mektubunun finanse ettiği riskin gerçekleşmemiş olması, depo edilen borcun asli borç değil müvekkilden olmadığı gibi sebepler göz önünde bulundurulduğunda söz konusu teminat mektubunun incelenmesi yargılamanın seyrini değiştirecek niteliktedir....

                    Davacının teminat mektubu ve çekten kaynaklanan gayri nakit alacağın depo edilmesinden sorumlu tutulabilmesi için taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinde çek ve teminat mektubu yönünden ayrı ayrı ve açık depo hükmünün bulunması gerekir. Sözleşme hükümleri incelendiğinde, sözleşmenin 34. maddesinde müşteriye ilişkin teminat mektubunun depo edilmesi açıkça düzenlenmiş ise de, kefil yönünden teminat mektubu ve çekten kaynaklanan gayri nakdi alacağın depo edilmesine ilişkin açık bir sözleşme hükmü bulunmamaktadır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde yer alan genel kredi sözleşmesinin 20.7. maddesiyle kefilin sözleşmeyle müşteriye kullandırılan her türlü krediden doğmuş ve doğacak borçlardan sorumlu olduğu düzenlenmiş ise de, anılan hüküm kefil yönünden teminat mektubu ve çekten kaynaklanan gayri nakdi alacağın depo edilmesine ilişkin açık bir sözleşme hükmü niteliğinde değildir....

                      UYAP Entegrasyonu