Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından davalının Natoyolu şubesine 20.09.2017 tarihinde gönderilen yazıda “ihale edilen işin kesin kabulünün henüz yapılmadığı, firmanın yükümlülüğünü henüz yerine getirmediği, teminat mektubunun süresinin 30.09.2018 tarihine kadar uzatılması gerektiği, en geç 27.09.2017 tarihine kadar vade uzatım yazısı teslim edilmezse ayrıca tazmin talebinde bulunulacağının” belirtildiği, yazının anılan şubenin adresten ayrılması nedeniyle bila tebliğ iade edildiği, taraflar arasında davalı Banka tarafından davacı lehine düzenlenen teminat mektubunun davacıya teslim edildiği, teminat mektubunun 30.09.2017 tarihine kadar süreli olduğu, anılan süre dolmadan davacı tarafından davalıya teminat mektubunun süresinin uzatılması ve/veya tazminine ilişkin herhangi bir yazılı talep iletilmediği, davacının davalı Bankaya talebini ilettiği tarihte teminat mektubunun süresinin dolduğu hususlarında herhangi bir ihtilaf...
sayılı yazı ile aralarındaki sözleşmenin 31.12.2018 tarihinde yenilenmeyerek fesh edileceğinin ayrıca 54.000,00.TL' lik teminat mektubunun süresinin de aynı tarihte sona ereceği için personelin tüm hakedişlerinin bankaya yatırıldığını gösteren belgenin ...' a ibraz edilmesinin yine sözleşmenin sona ermesinden sonra personel ile ilgili riskin ...' a yüklendiğinin bu nedenle bu tarihten sonra 3 aylık geçerliliği olan 100.000,00.TL değerinde yeni bir banka teminat mektubunun ibraz edilmesi gerektiğinin aksi halde uhdelerinde bulunan teminat mektubunun nakte çevrileceğinin ihtar edildiğini müvekkili tarafından bu ihtarnameye cevap verildiğini, talebin haksız olduğunu zira, müvekkilinin işçilerle ilgili sorumluluğunun mevcut olduğunu, yeni bir banka teminat mektubu sunulması talebinin hukuka aykırı olduğunu, Mersin 8....
Şti. arasında yapılan sözleşmenin kesin teminat mektubunun davalı banka tarafından düzenlendiğini, müvekkili idare tarafından yasal sürede teminat mektubunun tazmini talebinde bulunulmasına rağmen, bankaca herhangi bir ödeme yapılmadığını ve davacı idarenin tacir olmadığından dava öncesi arabulucuya başvurulmadığını belirterek 1.300.000 TL kesin teminat mektubu bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
ve hesaplama ilkelerine uygun olduğu anlaşılmakla takip tarihi itibariyle bankanın komisyon alacağının 9.065,69 TL asıl alacak, 914,07 TL temerrüt faizi, 45,75 TL BSMV olmak üzere toplam 10.025,46 TL olduğu, Deposu talep edilen teminat mektupları ile ilgili olarak; davalı lehine düzenlenmiş 2.000.000,00 TL ve 600.000,00 TL bedelli iki adet teminat mektubu olduğu, 2.000.000,00 TL bedelli teminat mektubunun muhatabının talebi üzerine davadan sonra 30.11.2018 tarihinde nakde çevrilerek bedelinin ödendiği, 600.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun 30.04.2019 vade tarihli olduğu, vadesi dolan ve yenilendiğine dair delil sunulmayan teminat mektubu yönünden banka riski ortadan kalktığından bu mektuba ilişkin davacının depo talebi konusuz kaldığı, itirazın iptali davalarında haklılık durumu takip tarihine göre belirlendiği, takip tarihi itibariyle kefil olan davalılardan teminat mektubu bedelinin depo edilmesi talep edilemeyeceği gibi takipten sonra dava sırasında dava konusu teminat mektubunun...
Davalılar temyiz dilekçelerinin ekinde 16.09.2011 tarihinde davaya konu 17.03.1997, 15.5.1997 ve 02.06.1997 tarihli 3 adet teminat mektubunun davacı bankanın Sefaretler şubesine iade edildiğine ve bu 3 adet teminat mektubunun elden teslim alındığına dair belgeleri sunmuştur. Borcu söndüren, sona erdiren sebep ve belgeler yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir. Nitekim, dava konusu 3 adet teminat mektubunun davacı bankaya iade edildiği davacı banka vekilinin 11.01.2012 tarihli temyize cevap dilekçesi ile de kabul edilmektedir. Bu durumda davalılar tarafından temyiz dilekçesinin ekinde sunulan teminat mektubunun davacı bankaya iade edildiğine dair belgeler değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir....
Uyuşmazlık; ----tarihinde hakkında -------- verilen ---- kefili olarak davacı tarafından dava dışı ---- muhatap olarak verilen------ vadeli kesin teminat mektubunun nakde çevrilmesi için müracaat edildiği sırada dava dışı ----- hakkında ----kararı olması nedeniyle söz konusu teminat mektubunun ---- tarihinde süresinin sona ermesine rağmen iflas idaresi tarafından usulüne uygun olarak teminat mektubunun uzatılma talebi olup olmadığı ve bu sırada dava dışı muhatap ----tarafından teminat mektubunun tahsil edilmesi nedeniyle davacının borçlu olup olmadığı hususlarıdır. Dava dışı asıl borçlu--- davalı banka arasında --- tarihli ---- limitli ----düzenlenmiş, davacının da kefil sıfatıyla bahse konu kredi sözleşmesine imza attığı, ardından yine dava dışı müflis ---- vadeli---- düzenlenerek verildiği görülmüştür....
Banka ait 06.06.1997 tarihli 146.250 Euro bedelli ve 72.750 Euro bedelli banka teminat mektubu teslim ettiğini, davacının sözleşme kapsamında üzerine düşen yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiklerini, 11.12.1999 tarihinde geçici kabul 28.12.2001 tarihinde de kesin kabul işlemlerinin yapıldığını, buna rağmen davalının davacıya teminat mektubu iadelerini gerçekleştirmediğini, kesin kabul işleminin üzerinden 17 yıl geçtikten sonra 12.11.2018 tarihli ... yazısıyla davacının alt yüklenicisi ... LTd.Şti'nin ...'na 308.887,69 TL tutarında projeye ilişkin borcunun ödenmediğini ve bu sebeple 72.750 Euro tutarındaki banka teminat mektubunu nakde çevrildiğini davacıya bildirdiğini, buna ilaveten 146.250 Euro tutarındaki banka teminat mektubunun iadesi talebinin 23.05.2019 tarihli yazı ile reddedildiğini, davacı tarafından davalıya .......
Davalı ... vekilinin cevap dilekçesi ile özetle; Düzenlenen teminat mektubunun zamanaşımının 10 yıllık süreye tabi olduğunu, teminat mektubundan kaynaklı olan komisyon alacaklarının da aynı zamanaşımına tabi olduğunu, teminat mektubunun 25.05.2006 tarihinde düzenlendiğini, davacı tarafın yaklaşık 15 yıl sonra 2020 yılında icra takibi başlattığını, belirttikleri bu husustan teminat mektubu ve söz konusu mektubun düzenlenmesinden kaynaklanan komisyon alacağının zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın kendi müvekkillerince düzenlenen teminat mektubunu ve gayri nakdi krediden kaynaklanan komisyon borçlarından dolayı müvekkillerinin zarara uğradığını ileri sürdüğünü, söz konusu teminat mektubunun müvekkili ... tarafından alındığını, alınan bu teminat mektubunun Alanya . Asliye Hukuk Mahkemesi ... Esas sayılı dosyasına sunulduğunu, mektubun şuan halen Alanya . Asliye Hukuk Mahkemesi ... esas numaralı dosyada bulunduğunu, Alanya ....
Bursa Şubesinin 30.09.2015 tarihine kadar geçerli 400.000.00 TL tutarındaki kesin banka teminat mektubunu verdiği, davacının bu teminat mektubuna kefil olduğunun belirtildiği, ancak dava dosyasında kefil olduğu ile ilgili bir tesbitin yapılamadığı, SGK Bursa Şubesinin, davalı ... A.Ş. ye yazmış olduğu 05.07.2013 tarihli yazısında, ... A.Ş. nin muhtelif yıllara ait 5.000.000.00 TL prim borcunun bulunduğu ve bu nedenle, ... A.Ş.nin alacaklarından borç miktarınca haciz yapılmasının yazılı olduğu, ... A.Ş. ile dava dışı ... A.Ş.arasındaki sözleşmenin 31.07.2013 tarihinde sonlandırıldığı, davalı ... A.Ş.'nin , ... A.Ş.'den almış olduğu 400.000.00 TL tutarındaki kesin banka teminat mektubunun tamamını 16.08.2013 tarihinde paraya çevirdiği, teminat mektubunun paraya çevrildiği tarih olan 16.08.2013 tarihi itibariyle ... A.Ş.' nin , davalı ... A.Ş. den ( 117.630.34 ) TL alacaklı durumda olduğu, daha sonraki tarihlerde, davalı ... A.Ş.'nin, ... A.Ş.'nin SGK'ya olan prim borçlarını ve ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 08/11/2017 NUMARASI : 2014/1363 2017/979 DAVA KONUSU : Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka ile dava dışı üçüncü şahıs arasında türev ürünler çerçeve sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin nakit teminat için bloke ve rehin talimat mektubu imzaladığını, müvekkili bu işlemden bir gün sonra 14/09/2011 tarihinde vazgeçtiğini ve davalı bankaya bu durumu bildirdiğini, bankaca taleplerinin reddedildiğini, banka tarafından müvekkili hesaplarına el konularak üçüncü şahsın borcu için müvekkiline ait hesaplardaki parayı mahsup ettiğini, bu işlemin açıkça yasaya aykırı olduğunu belirterek bankaca tahsil edilen miktarın sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesi 06/11/2013 tarih ve 2013/129 E: 2013/469 K....