"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı ve katılma alacağı ....... ile.... .... aralarındaki katkı payı ve katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair...... Aile Mahkemesi'nden verilen 01.12.2014 gün ve 449/844 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.06.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ....... geldi. Başka kimse gelmedi....
K A R A R Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde davacının çalışarak edinilen taşınmazlara katkı sağladığını, evlilik birliği içinde davalı adına edinilen 2552 ada 13 parsel ile 2564 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar bulunduğunu ileri sürerek 10.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 21.01.2016 tarihli dilekçede, 54.600,00 TL katılma alacağı, 27.150,00 TL katkı payı alacağı olmak üzere talep ettikleri toplam alacağın 81.750,00 TL olduğunu açıklamıştır. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katkı payı alacağı ve artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 239/3.maddesi hükmüne göre; aksine anlaşma yoksa, tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına faiz yürütülür. Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi buna ilişkin mahkeme kararının verildiği tarihtir. Katkı payı alacağına da dava ve ıslah tarihinden geçerli olarak faiz yürütülmesi gerekir. Mahkemece, mal rejiminin tasfiyesi ile davacı lehine hüküm altına alınan katılma alacağı ve katkı payı alacağının toplam miktarına göre dava tarihinden itibaren faiz hükmedildiği, alacağın 13.136.40 TL katkı payı alacağı kalan 35.130,00 TL sinin de katılma alacağı olduğu, davacının dava dilekçesinde faiz talebi olmadığı, ıslah dilekçesi ile faiz talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır....
Davacı ...’nin isteği, katılma alacağı, karşı davacı ...’nin isteği ise katkı payı alacağı niteliğindedir. Evlilik içinde 01.01.2002 tarihi sonrası eşlerden biri adına edinilen mal varlığı üzerinde diğer eşin yasadan kaynaklanan artık değerin yarısı oranında katılma alacağı isteme imkanı bulunmaktadır (TMK’nun 231, 236/1.m.). TMK'nun 222. maddesi gereğince, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bir eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekir. Katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin çalışıp çalışmaması veya herhangi bir katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi de yoktur. Katılma alacağı yasadan kaynaklanmaktadır....
Ancak; davacının isteği edinme tarihleri itibarıyla katkı payı alacağı niteliğinde olduğuna göre taşınmazların dava tarihi itibarıyla belirlenen rayiç değerlerinin (350.345 TL, 50.000 TL ve 16.971 TL) usulüne uygun şekilde belirlenen davacının katkı oranları ile çarpılarak davacının katkı payı alacağının bulunması gerekirken, karar tarihine en yakın değer olarak belirlenen (398.076 TL, 60.000 TL ve 19.799,50 TL) değerlerin katkı oranları ile çarpılması sonunda davalı aleyhine fazla şekilde katkı payı alacağına hükmedilmiş olması doğru olmamıştır. Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olup hükmün bu nedenle bozulması gerekir....
Somut olayda, bozmadan sonra yapılan yargılama neticesinde davacı tarafın katkı payı alacağı talebi hakkında yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmiş ise de; hüküm incelendiğinde ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar olmadığı anlaşılmaktadır. İlk kararda hüküm altına alınan ve bozma kapsamı dışında bırakıldığı anlaşılan davacının gelirle katkı payı alacağı 17.212,50 TL olup, davacı lehine 6 adet bilezik yönünden de katkı payı alacağı hesap edilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma, talebin daha ziyade katılma alacağı istemi gibi yorumlanarak yapıldığından karar vermeye ve tarafların taşınmazın edinilmesine yaptığı katkı oranını belirlemeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece tarafların çalışma ve gelirlerine ilişkin belgeler ilgili yerlerden getirtilerek davacının taşınmazın alınmasına ve iyileştirilmesine yaptığı katkı belirlenmemiştir....
Katkı payı alacağı davalarında kesin ve net bir sonuca ulaşılamadığı durumlarda fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesinin de göz önünde bulundurulacağı unutulmamalıdır....
Davalı,çekişmeli taşınmazın davacı hakkında katkı payı alacağı davası açmayacağı ve davacının malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir talebinde bulunmayacağı vaadine dayalı olarak verildiğini belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,davalının davacıya katkı payı alacağı davası açmaması karşılığında taşınmazın temlik edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....
Katkı payı alacağına ilişkin dönem bakımından, kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi hükmü uyarınca aileyi geçindirme yükümlülüğü ve tarafların sosyal konumları gereği kişisel giderleri göz önünde bulundurularak, dava konusu taşınmazın alım tarihi itibariyle eşlerin her birinin ayrı ayrı toplam gelirleri içinde yapabilecekleri tasarruf miktarı belirlenerek toplam tasarruf miktarı içerisinde davacının katkı oranı hesaplanıp ve bu oran nizalı taşınmazın dava tarihi itibariyle değeriyle çarpılarak davacının katkı payı alacağı tespit edilmelidir....