Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda, anne ve çocukların oturum hakkına sahip oldukları yurt dışına dil eğitimi için velâyeti annede olan çocukların yurt dışına çıkışının babanın rızasına bağlı kılınmasının ve babanın muvafakat vermemesinin, annenin ve çocukların seyahat özgürlüğünün kısıtlanması ve annenin velâyet hakkını kullanamaması neticesini doğuracağı, dolayısıyla annenin bu yönde hakimin müdahalesini isteyerek talepte bulunmasında hukuki yararının bulunduğu; toplanılan delillerden de, her ne kadar çocukların yurt dışına çıkışı için velâyet hakkına sahip olmayan babanın muvafakatinin arandığına ilişkin fiili durumun mevcut olduğuna dair dosya kapsamında araştırma yapılmamış ise de, gemi kaptanı olduğu ve ... süreli ülke dışında çalıştığı anlaşılan davalı babanın bu isteğe karşı çıkmasında haklı neden olarak öne sürdüğü annenin kişisel ilişkiyi engellediği hususu sunulan delillerle somut bir şekilde ispat edilmediği...

    (X) AZLIK OYU Temyiz edilen mahkeme kararında, davacının çalışma gücünün % 75'ini kaybettiği ve çalışarak hayatını kazanamayacağı başkasının güç ve yardımına muhtaç olduğu yolundaki Haydarpaşa Numune Hastanesinin 21.8.2002 tarihli Sağlık Kurulu Raporuna dayanılarak ve rapordaki bu tespitlerle sınırlı olarak hüküm kurulmuştur. Oysa, 5434 sayılı Yasanın 74 ve ek 14. maddeleri uyarınca, 18 yaşını dolduran ve öğrenci olmayan yetim erkek çocuklara aylık bağlanabilmesi için, " malül ve muhtaç olma " şartlarının bir arada bulunması, başka ifade ile malullük yanında ayrıca muhtaç olma koşulununda kanıtlanması gerekmektedir. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin mahkeme kararının infazı sırasında, Emekli Sandığınca davacının söz konusu rapor yanında muhtaç olduğunun da belgelendirmesi durumunda yetim aylığı bağlanacağı açıktır. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz....

      Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinin; ‘Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır.’hükmüne, Aynı yasanın, 328/1.maddesinin ‘Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.’ Hükmüne amir olduğu, TMK.nun 364- 366 maddelerine göre; herkesin yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlü olduğu, Nafaka davasının mirasçılıktaki sıranın göz önüne tutularak açılması gerektiği,anlaşılmaktadır. TMK'nun 365/3. Maddesine göre nafaka davasının, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmi veya kamuya yararlı kurum tarafından da açılabileceği; TMK'nun 366. maddesinde ise korunmaya muhtaç kişilerin bakımının yükümlü kurum tarafından sağlanacağı ve bu kurumların yaptıkları masraflarını nafaka yükümlüsü kişiden isteyebilecekleri hüküm altına alınmıştır....

      Mahkemece ise müşterek çocukların yaşı itibariyle annenin bakım ve şefkatine muhtaç durumda bulunmaları nedeniyle velayetlerinin davacı anneye verilmesine karar verilmiştir. Oysa mahkemece yapılması gereken yeniden 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan; ortak çocukların ve annenin yaşam koşulları birbirleriyle ilişkileri, anne ve babanın durumu konusunda rapor alınması ve idrak çağında olan ortak çocukların olası sonuçları hakkında bilgilendirilmek suretiyle velayeti ile ilgili tercihlerinin sorularak diğer delillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle velayet konusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

        Somut olayda, yukarıda açıklanan raporlar dikkate alındığında davacı kazalının tespit edilen sürekli iş göremezlik oranlarıyla, bakıma muhtaç durumda olup olmadığı konusunda çelişkiler bulunduğu anlaşılmasına karşın bu çelişkiler giderilip, bakıma muhtaç olup olmadığı kesinleştirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Yapılacak iş, iş kazası sonucu yaralanmasına ilişkin tüm tıbbi evraklar temin edildikten sonra davacı sigortalının tespit edilen sürekli iş göremezlik oranları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve bakıma muhtaç durumda olup olmadığını belirleyebilmek için sırasıyla SGK Yüksek Sağlık Kurulu'ndan ve Adli Tıp 3....

          un şikayetçi babanın yanında kaldığını, 2009 Eylül ayından şikayet tarihine kadar da alacaklı annenin yanında kaldığını” beyan etmektedir....

            Davalıların oğlunun 30.05.2006 tarihinde iş kazası sonucu vefat etmesi nedeniyle, hak sahibi olan davalılara 04.10.2007 tarihli tahsis talebi üzerine 23.11.2006 tarihinden itibaren ölüm aylığı ve olayın iş kazası olduğunun tespiti üzerine de 23.12.2010 tarihinde 30.05.2006 tarihinden geçerli olmak üzere ölüm geliri bağlanmıştır....

              Hukuk Dairesinin 23/05/2019 tarihli, 2017/12826 esas, 2019/5470 karar sayılı ilamı ile dava dilekçesinde, nüfusa kayıtlı olmayan davacının anne ve babasının tespiti istenildiği, Türk Medeni Kanunu'nun 30. maddesinin 2. fıkrasında "Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durum her türlü kayıtla ispat edilir." hükmünü içerdiği,yine 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinin (c) fıkrasında, "Tespit davaları, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil eder." ibaresini içermekle, Mahkemece açılmış bulunan davada davacının annesinin tespiti yönünden davanın nüfus kaydının düzeltilmesi ile ilgili istem olduğu ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine göre asliye hukuk mahkemesinin görevinde bulunduğu dikkate alınarak annenin tespiti yönünden, ilgililer arasında DNA incelemesi yaptırılarak alınacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması,davacının babasının ... olduğunun tespiti...

                HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/862 KARAR NO : 2022/909 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ARALIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/02/2022 NUMARASI : 2022/8 ESAS - 2022/10 KARAR DAVA KONUSU : NÜFUS KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilin gerçek babası T4 ve imam nikahlı eşi olan T1 olduğunu, bu kişilerin maddi durumları iyi olmadığından çocuklarının giderlerine katlanamayacaklarını anladıklarından müvekkili amcası olan T3 ve eşi T2 çocuğu olarak kaydettirdiklerini, müvekkilinin nüfusta gerçek babası ve annesi dışında başka bir anne ve babanın üzerine kayıtlı olduğunu, bu nednele davalarının kabulü ile müvekkilinin , T4 ve T1'un çocuğu olduğunun tespiti ile T4'in aile hanesine yazılmasına ve nüfus kayıtlarının bu yönde düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMELERİNİN KARARLARININ ÖZETİ: Iğdır 1....

                Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve "Genetik annenin kocası olmayan" kayden babanın, babalık sıfatı kendiliğinden ortadan kalkacaktır....

                  UYAP Entegrasyonu