Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık davacılar anne ve babanın destek tazminatı talep edip edemeyecekleri noktasında toplanmaktadır. İş kazası nedeniyle işçinin ölümü halinde ana ve baba yararına maddi tazminata karar verilebilmesi için ana ve babaya Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kısa vadeli sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması gerekmektedir. Kendilerine gelir bağlanan ana ve babanın destekten yararlandığı varsayılmaktadır. Bu nedenle mükerrer ödemeyi önlemek için tespit edilen tazminat miktarından bağlanan gelirlerin peşin sermaye değeri düşülmelidir....

    Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “Genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır....

      Somut olayda; 19 yaşında olan davacı; ortaokul mezunu olup iş bulduğu zaman çalışan ve annesinin desteği ile geçinen bir kimse olup düzenli bir gelire sahip olmadığı, günün ekonomik koşulları ve iş bulma imkanı da dikkate alındığında; zorunlu ve gerekli ihtiyaçlarını karşılayacak derecede gelir elde edemeyen davacının yardıma muhtaç hale geldiği açıktır. Bu nedenlerle, mahkemece; davacı tarafça istenilen nafakanın, davalı baba için kanuni bir ödev haline gelmiş olduğu gözetilerek; davacının ihtiyaçlarını karşılayacak, davalı babanın geliri ile orantılı olacak şekilde, hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle istemin tümüyle reddedilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

        Anne ve babanın yararı, tarafların boşanmadaki kusurları, ahlâki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Çocuğun üstün yararının anne ve baba karşısında etkilenmesi durumunda ise çocuğun yararını koruyacak ve menfaat çatışmasını engelleyecek düzenlemeler devreye girecektir. Çocuğun üstün yararı, ana ve babanın isteklerinden önce gelir. Dava konusu çocuklardan Elif Su (02/09/2009 doğumlu) idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri; iç hukuk tarafından çocuğun idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda çocuğa kendilerini ilgilendiren davalarda kendi görüşünü ifade etmesine müsade edilmesini ve yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde, ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerekliğini öngörmektedir....

        Davalının sigortalısı olan hekim kusurlu davranmayıp, davacı anneyi aydınlatmış olması halinde, anne ve babanın gebeliği sonlandırma hakkını kullanmasına fırsat vermiş olacak ve bu şanslarının kaçmasına sebebiyet vermeyecekti. Ne var ki, davacıların kavuşacağı imkan, gebeliği sonlandırmaya yönelik olup, down sendromunun tedavisine olanak tanımayacaktı. Bilinen tıbbi gelişmelere göre, kalıtsal olan ve bir fazla kromozom ile oluşan down sendromunun tedavisi ne anne karnında ne de doğumdan sonra tedavi edilememektedir. Bu nedenle davacıların zararı, çocuğun down sendromlu olması değil, çocuğun dünyaya doğmuş ve kendisine bakmak zorunda kalmaları nedeniyle, bakım ve beslenme giderleri ile manevi olarak üzüntü duymalarıdır. Davacı anne ve babanın bu zararının karşılanması talebi bu anlamda hukukidir ve haklıdır. Bu nedenle davacı anne ve babanın tazminat talebi mahkememizce yerinde görülmüştür....

          Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın, babalık sıfatı kendiliğinden ortadan kalkacaktır....

          Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “Genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır....

            Başkanlığını hasım göstererek kendilerine iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanması gerektiğinin tespiti noktasında dava açması için önel vermek, davacı anne ve babanın müracaatı veya açılacak tespit davası neticesinde davacı anne ve davacı babaya gelir bağlanır ise bu kez davacı anne ve davacı babanın diğer davacı eş ve çocuklar ile birlikte ölenin desteğinde olduğunun kabulüne göre maddi tazminat talebinde bulunan davacılar yönünden maddi zararı hesaplatmak, aksi halde ise (davacı anne ve davacı babanın ölenin desteğinde olmadığının anlaşılması halinde) bu kez yalnızca davacı eş ve çocukların ölen sigortalının desteğinde olduğunu göz önüne alarak hesap yaptırmak ve sonucuna göre tüm delilleri bir arada değerlendirip yukarıda yapılan açıklamalar da göz önünde bulundurularak karar vermek gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir....

              Söz konusu değişiklikle, ana ve babaya gelir bağlanabilmesi için birinci olarak hak sahibi eş ve çocuklara bağlanan gelirlerden artan hisse bulunması, ikinci olarak ana ve babanın her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirlerden asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklardan hak kazanılan gelir ve aylıklar dışında gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması koşulu ile toplam % 25 oranında gelir bağlanacağı kabul edilmiştir. Ayrıca ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması halinde ise hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunmasa bile ana ve babanın her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirlerden asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklardan hak kazanılan gelir ve aylıklar dışında gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması koşulu ile toplam % 25 oranında gelir bağlanacağı benimsenmiştir....

                Söz konusu değişiklikle, ana ve babaya gelir bağlanabilmesi için birinci olarak hak sahibi eş ve çocuklara bağlanan gelirlerden artan hisse bulunması, ikinci olarak ana ve babanın her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirlerden asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklardan hak kazanılan gelir ve aylıklar dışında gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması koşulu ile toplam % 25 oranında gelir bağlanacağı kabul edilmiştir. Ayrıca ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması halinde ise hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunmasa bile ana ve babanın her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirlerden asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklardan hak kazanılan gelir ve aylıklar dışında gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması koşulu ile toplam % 25 oranında gelir bağlanacağı benimsenmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu