Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kendilerine gelir bağlanan ana ve babanın destekten yararlandığı varsayılmaktadır. Bu nedenle mükerrer ödemeyi önlemek için tespit edilen tazminat miktarından bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin işverene rücu edilebilir kısımları düşülmelidir....

    Kendilerine gelir bağlanan ana ve babanın destekten yararlandığı varsayılmaktadır. Bu nedenle mükerrer ödemeyi önlemek için tespit edilen tazminat miktarından bağlanan gelirlerin peşin sermaye değeri düşülmelidir....

      İlk derece mahkemesinin özetle: "davanın kabulü ile; davacının sürekli iş göremezlik oranının 18,2 olduğunun tespiti ile davacının kuruma müracaat tarihini takip eden aybaşı olan 01/09/2020 tarihinden itibaren iş göremezlik geliri bağlanması gerektiğinin tespiti ile her bir aylığın hak ediş tarihlerinden itibaren faiziyle birlikte davacıya ödenmesine..." karar verdiği görülmüştür. Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kuruma başvuru ön koşulunun gerçekleşmediğini, hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, kabul edilen maluliyet oranını kesinlikle kabul etmediklerini beyanı ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; zamanaşımı itirazlarının yanı sıra davanın esasına ilişkin olarak davacının 16.03.2004 tarihinde müvekkilin babası ve kardeşinin bakımı için aylık 500,00 TL karşılığında bakım sözleşmesi imzaladığını, önce bakıma muhtaç babanın ve akabinde 06.04.2013 tarihinde diğer bakıma muhtaç kişinin vefatı ve davacının sebebi bilinmeyen bir tutukluluk haline dayalı olarak iş akdinin sonlandırıldığını, sigorta çıkışının ise 11.12.2013 tarihinde sehven 31.03.2013 olarak beyan edildiğini, davacının hizmet süresinin 16.03.2004- 06.04.2013 tarihleri arasını kapsadığını, davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile sair işçilik alacaklarına hak kazanamadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın, babalık sıfatı kendiliğinden ortadan kalkacaktır....

      Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle velayetin anneye ait bulunmasına, çocuğun yasal temsilcisinin anne olduğunun anlaşılmasına, davacının küçüğün yurt dışına çıkışta babanın muvafakatının aranmaması isteğinde hukuki yararının bulunmadığına ve kararın sonucu itibariyle doğru olmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.20.10.2011 (Per.)...

        Türk Medeni Kanunu’nun 21. maddesine göre velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeridir. Somut olayda, mallarının korunması istenen çocuklar 28.12.2013 tarihinde vefatı sonucu, velayeti kullanan babayerleşim yeri mahkemesinin yetkili olacağı hususu kuşkusuzdur. Dosya kapsamından, adrese dayalı nüfus kayıt sistemi bilgilerine göre sağ kalan eşin (babanın) yerleşim yerinin “ olduğunun anlaşılmasına göre, uyuşmazlığın örülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Büyükçekmece 3. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 05.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın, babalık sıfatı kendiliğinden ortadan kalkacaktır....

          ın ev hanımı olduğunun tespit edilmiş olması karşısında, davacıların ölen oğullarının desteğine muhtaç olmadıklarının kabulü mümkün görünmemektedir. Açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre, çocuğun ölmeyip yaşaması halinde, ileride anne babasına mali olarak ve bu mümkün olmasa bile hizmet ederek ve bakımlarını sağlayarak destek olacağının kabulü gerekir. Davacı anne babanın ölen oğullarının desteğinden yoksun kaldıkları kabul edilip, bu davacılar yönünden de hesaplama yapan 18.04.2015 tarihli bilirkişi raporuna göre tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; 1.630,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 19.3.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            ın gerçek babasının hanesine tescil edilmesi istemi Türk Medeni Kanununun 301 ve devamı maddelerinde düzenlenen babalığın tespiti istemine ilişkin bulunduğu, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK118-395) kaynaklanan bütün davalarda aile mahkemesinin görevli olduğunun hükme bağlandığı; görev hususunun da kamu düzenine ilişkin olduğu; dikkate alındığında, mahkemece, babanın davalı ... olduğunun tespitine ve ...'...

              UYAP Entegrasyonu