Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan sebeplerle, davalı kadının manevi tazminat miktarına, faize ve kişisel ilişkiye yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, Dairemizce bu hususlarda HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereği yeniden hüküm tesisine, davalının sair istinaf taleplerinin ise HMK'nın 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle 1- Davalı kadının manevi tazminat miktarına, faize ve kişisel ilişkiye yönelik istinaf başvurusunun KABULÜ ile Genç Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 26/05/2021 tarih, 2019/169 Esas, 2021/207 Karar sayılı kararının "-2,3,4- " nolu bentlerinin KALDIRILMASINA ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b.2. maddesi uyarınca yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE....

Ancak; Dava, Türk Medeni Kanununun 301 ve devamı maddelerinde düzenlenen babalığın tespiti, nafaka, doğum giderleri ile manevi tazminat istemine yöneliktir. Davacı kadının manevi tazminat istemi Türk Medeni Kanununun 24. ve Borçlar Kanununun 49.(TBK 58.) maddesine dayanmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda babalık davalarında manevi tazminata ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Davacı kadının 50.000 TL. manevi tazminat talebi aile mahkemelerinin görevi kapsamında olmayıp, genel mahkemelerin görevi dahilindedir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden göz önüne alınır....

    Davacı; davalı babası ile dava dışı annesinin evlilik dışı ilişkisinden doğduğunu, annesi tarafından babalığın tespiti davası açıldığını, takipsiz bırakılması nedeni ile açılmamış sayılmasına karar verildiğini, dava sürecinde DNA testi ile davalının babası olduğunun anlaşıldığını, davalının maddi-manevi olarak destekte bulunmadığını, babalığın tespiti, iştirak nafakası ve tazminat talepli olarak dava açtığını, babalığın tespiti davasının lehe sonuçlandığını, diğer taleplerini atiye bıraktığını, davalının yüksek maaş ile çalıştığını, adına kayıtlı birden fazla gayrimenkul ve araç bulunduğunu ve mal kaçırdığını, maddi manevi destekte bulunmayarak hayal kırıklığına uğrattığını, hukuki ve ahlaki ödevlerini yerine getirmediğini beyan ederek manevi zararının tazminini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiş, duruşmaya katılmamıştır....

      tarafından, davalı ... aleyhine 10/07/2015 gününde adli yardım talepli olarak verilen dilekçe ile evlenme vaadi ile kandırılma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine adli yardım talebi kabul edilerek mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 24/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı ve babalık görevinin yerine getirilmemesi nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

        Çocuklar ile baba arasında babalık duygularını tatmin edecek ve bu hakkın rahatça kullanılmasına engel olmayacak, dini bayram, yarı yıl tatili ve yaz tatilinde de yatılı olacak şekilde daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-Davacı kadının manevi tazminat talebinin reddine yönelik temyiz itirazının incelenmesine gelince; Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davalı erkeğin, davacının ailesini ziyaret etmesine ve özellikle hasta babasını ziyaretine izin vermediği anlaşılmaktadır. Davalı erkeğin kusuru davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup, manevi tazminatı gerektirir. Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesi koşulları kadın yararına gerçekleşmiştir. Öyleyse davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata (TMK m.174/2) hükmedilmesi gerekirken, davacının kişilik haklarının saldırıya uğramadığı gerekçesiyle, bu isteğin reddi doğru bulunmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

          Davacı taraf, evlilik vaadiyle kandırma ve babalığın kabul edilmemesi sebeplerine dayalı olarak manevi tazminat talebinde bulunmuş olup, yerleşik Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, tarafların resmi nikah olmaksızın birlikte yaşadıkları dönemde reşit ve mümeyyiz olan davacının davalı ile bilerek ve isteyerek birlikte yaşadığı dikkate alındığında davacının evlenme vaadi ile kandırılma fiiline dayalı olarak manevi tazminat isteminde bulunması mümkün değildir. Ancak babalığın kabul edilmemesi sebebine dayalı olarak manevi tazminat talep edilmesi mümkün olup, bu hususta da taraflar arasında devam eden babalık davasının henüz neticelenmediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, taraflar arasındaki babalık davasının sonuçlanmasının ve kesinleşmesinin bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi yerinde bulunmamıştır. (Yargıtay 4. HD. 2019/1015 Esas, 2020/2839 Karar; Yargıtay 4....

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/774 Esas 2014/471 sayı ile açılan dava sonucu boşandıklarını, davalının sorumsuz davranışı nedeni ile müvekkilinin hayatının karardığını, çocuk...nin davacının eski eşi... nüfusuna kayıtlı olduğunu beyan ederek, müşterek çocuk...nin nüfus kaydının düzeltilerek davalı nüfusuna kayıt edilmesine, müvekkilinin çevresine karşı küçük düşmesine neden olmasından dolayı 100.000,00 TL manevi tazminat ile müşterek çocuk Eylül için aylık 1.000,00TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava nüfus kaydında baba isminin tashihi davası olarak açılmış olsa da hukuki niteliği itibari ile babalığın tespiti davası olduğu, tüm dosya kapsamına göre davacının evlilik birliği içinde dünyaya getirmiş olduğu kızı...nin halen davacının eski eşi olan...'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Babalık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm tazminatlar, nafaka, kişisel ilişki, velayet, vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle * davacının maddi tazminat talebinin bulunmadığı gibi Borçlar Kanununun 49. maddesi uyarınca harcı yatırılarak usulüne uygun açılan manevi tazminat isteğinin de bulunmadığının anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.03.2007...

              Mahkemece, davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. Bölge adliye mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı; davalı ile evlenmek amacıyla birlikte yaşamaya başladıklarını, ancak davalının evlenmeye yanaşmadığını, hamile iken davalının evi terk ettiğini, davalının çocuğunu tanımaması nedeniyle açılan babalığın tespiti davası sonucunda davalının müşterek çocuğun babası olduğunun tespit edildiğini, davalının babalığını kabul etmemesiyle müşterek çocuklarını tek başına büyütmek zorunda kaldığını belirterek maddi ve manevi zararının tazminini istemiştir. Davalı, davacıya hiçbir zaman evlenme vaadinde bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....

                Feragati nedeniyle davacının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru olmamıştır. 3-Davacı kadın, dava dilekçesinde nafaka talebi olmadığını belirttiği ve cevaba cevap dilekçesi ile tedbir nafakası talep ettiği anlaşılmakla, kadın lehine talep tarihi olan 22.01.2014 yerine dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 4-Müşterek çocuk ile velayeti kendisine verilmeyen ebeveyn arasında kişisel ilişki düzenlenirken, çocuğun yararının yanında, analık ve babalık duygusunun tatmin edilmesine ve geliştirilmesine de özen gösterilmeli, görüşme süresi yeterli olmalıdır. Bu bakımdan velayeti anneye bırakılan 24.07.2012 doğumlu müşterek çocukla baba arasında her hafta Pazar günü saat 10:00’dan 16:00’a, dini bayramların ikinci günü saat 10:00'dan 16:00'a, kadar kişisel ilişki kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

                  UYAP Entegrasyonu