H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan sebeplerle, I-Davalı T3 müşterek çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerinin KABULÜ ile, Gündoğmuş Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 02.05.2019 tarih, 2018/24 esas ve 2019/17 karar sayılı kararının müşterek çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden KALDIRILMASINA ve Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b,2 maddesi uyarınca bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine....
Davacı kadın, dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminatlar için faiz uygulanması talebinde bulunduğu halde; mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve kanuna aykırı bulunmuş ise de, kadının bu konuya ilişkin açıkça bir istinaf talebi olmadığı için sadece yanılgıya değinilmekle yetinilmiştir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). Tedbir nafakası alacaklısının kusuru aranmaz....
(TMK.nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderleri de göz önünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır....
Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davalının ilk derece mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının ağır kusurlu olduğunun anlaşılması karşısında davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi, tarafların kusur dereceleri, davacının kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatleri kapsamında davacı lehine maddi manevi tazminat (TMK m. 174/1- 2) takdir edilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, ilk derece mahkemesince davacı lehine takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarı ile müşterek çocuk Esma için takdir edilen tedbir...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Dosya içindeki tüm bilgi ve belgeler birlikte incelendiğinde: Çarşamba 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/692 esas sayılı kararında davacı ile davalının boşanmalarına karar verildiğini, iş bu karar ile müşterek çocuklara iştirak nafakası bağlandığı, müşterek çocukların her biri için 250 şer TL den toplamda 750 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, taraflar arasında düzenlenen anlaşma protokolünde iştirak nafakasının her yıl belirlenen Üfe oranında artırılması hususunda tarafların anlaşması nedeni ile davalı tarafın davacının da belirttiği üzere her bir çocuk için dava tarihi itibari ile 400 TL den toplamda aylık 1200 TL nafaka ödediği,TMK 327 de : Çocuğun bakımı ,eğitimi ,korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır, TMK 328 de ;Ana ve babanın bakım borcu ,çocuğun ergin olmasına kadar devam eder, TMK330 da; Nafaka miktarı ,çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir düzenlemelerinin...
ın Bingöl Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 04/05/2010 tarih ve 2010/366 E, 2010/351 K sayılı ilamıyla boşandıklarını, boşanma kararı ile müşterek çocuk B....Ö...'ın velayetinin davacı annesine bırakıldığını ve aylık 250 TL iştirak nafakası ödemesine karar verildiğini, o tarihten bu yana çocuğun büyüdüğünü, ihtiyaçlarının arttığını ileri sürerek; aylık 250 TL olan iştirak nafakasının aylık 700 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile aylık 250,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 600,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....
Tüm dosya kapsamı ve davalının istinaf başvurusu değerlendirildiğinde; dosyadaki deliller ve tanık beyanlarına göre, davalının müşterek haneyi terk ettiği ve aynı binada oğlu ile birlikte başka bir dairede yaşadığı, davacının yaşadığı konutun bir kısım faturalarını davalı ve oğlu tarafından karşılanmasının davalıyı nafaka yükümlülüklerinden kurtarmayacağı, birlikte yaşamaktan kaçınan davalı aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma ve davalının ödeme gücü dikkate alındığında, nafaka miktarının da fazla olmadığı anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun tüm yönlerden esastan reddi yönünde karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Kocaeli 3....
müvekkili yararına 2.000 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
eşin evlilik birliği için gerekli giderlere katılmadığı sabittir. 4721 sayılı TMK' nun 186/3.maddesinde; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı ifade edilmiş, 197/2.maddesinde de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır, denilmiştir. 4721 sayılı TMK 183/3 maddesinde ''eşler birlikte yaşamak,birbirlerine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadır. 4721 sayılı TMK 197/3 maddesinde ise''eşlerden birisi haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerinde de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.''...
Maddesi uyarınca davalının evlilik birliğinin devamı süresince müşterek çocukların ve davacı eşin geçimini sağlamakla yükümlü olduğu, TMK 327....