(TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun yaşı , ihtiyaçları, eğitim durumu ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası artırım oranı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır. Tarafların Ankara 11....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkiline duruşma gün ve saatinin bildirilmesine ilişkin tebliğin usulsüz olduğunu, müvekkilinin aylık sabit bir gelirinin olmadığını, borç batağında olduğunu, mahkemece hükmedilen tutarı ödeyebilmesinin imkansız olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir. TMK. 182/2.maddesine göre; "velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır"....
Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların TMK 161 maddesi uayrınca boşanmalarına, kadın ve çocuklar lehine iştirak ve yoksulluk nafakasına ve kadın lehine manevi tazminata hükmedildiği , kararın her iki tarafça istinaf edildiği, davalı/b.davacı kadının istinaf dilekçesine bakıldığında yerel mahkemenin kurduğu hükmün -nafaka ve tazminatların çok düşük olduğu belirtilerek - boşanma, nafaka ve manevi tazminat yönlerinden kaldırılmasını talep ettiği, yerel mahkemece kadının zina nedeniyle açmış olduğu boşanma davasının kabulüne karar verildiği halde kadın istinafında , boşanma kararının kaldırılmasını talep etmiş ise de; kadının davasından feragat edip etmediğinin anlaşılamadığı, feragat iradesinin açıkça ortaya konulması gerektiği, davadan feragat edildiğinde, feragat nedeniyle boşanma davasının reddine karar verileceği, bu sebeple feragatin sonuçları da açıklanarak, davalı /b.davacı kadına ihtaratlı tebligat çıkarılarak istinaf dilekçesinde boşanma davasından...
olarak görev yaptığı, kira ödediği ve hakkaniyet ilkesi de birlikte değerlendirildiğinde iştirak nafakasının azalatılması koşullarının oluşmadığı, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın isabetli olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK 'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının birlikteliğinden T8 isimli çocuklarının dünyaya geldiğini, davalının müvekkilini evlenecekleri konusunda sürekli oyaladığını, eşinden boşanır boşanmaz müvekkiline resmi nikah kıyacağı konusunda vaatlerde bulunarak müvekkilinden üç ay süre istediğini ve eşinden boşandıktan sonra çocuğun haklarını vereceğini beyan ettiğini, ancak eşinden boşandıktan sonra sözünde durmadığını, türlü bahanelerle müvekkilini kandırmaya devam ettiğini ve babalık davası açmaması konusunda da ikna etmeye çalışarak dava açmasına engel olduğunu belirterek çocuğun babasının davalı olduğunun tespiti ile çocuğun baba hanesine tesciline, çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına ve TMK 304 maddesi kapsamında 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının birlikteliğinden T8 isimli çocuklarının dünyaya geldiğini, davalının müvekkilini evlenecekleri konusunda sürekli oyaladığını, eşinden boşanır boşanmaz müvekkiline resmi nikah kıyacağı konusunda vaatlerde bulunarak müvekkilinden üç ay süre istediğini ve eşinden boşandıktan sonra çocuğun haklarını vereceğini beyan ettiğini, ancak eşinden boşandıktan sonra sözünde durmadığını, türlü bahanelerle müvekkilini kandırmaya devam ettiğini ve babalık davası açmaması konusunda da ikna etmeye çalışarak dava açmasına engel olduğunu belirterek çocuğun babasının davalı olduğunun tespiti ile çocuğun baba hanesine tesciline, çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına ve TMK 304 maddesi kapsamında 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
Ancak nafaka takdir edilirken; velayet kendisine tevdi edilmeyen tarafın ekonomik imkanları yanında; çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları da dikkate alınmalı, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeği ve yüklendiği sorumluluklar da gözönünde bulundurulmalıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderleri de göz önünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'...
yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK ‘nın 362. maddesi gereğince KESİN olarak OYBİRLİĞİ ile karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava ve karşı dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Mahkemece verilen karar boşanma ve velayet hükümleri yönünden taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir....
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. (HMK m. 166/1). Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır (HMK m. 166/4). Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat (TMK m. 174/1- 2), yoksulluk nafakası (TMK m. 175) gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür....