Türk Medeni Kanunu'nun 327/.... maddesinde çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/.... maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.( TMK. nun 329/.... maddesi ) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. ( TMK. nun 330/.... maddesi ) TMK.'nın 331. maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası artırım oranı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır....
Aile Mahkemesi'nin 2017/998 Esas ve 2018/178 Karar sayılı ilamı ile TMK 166/3 maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma ilamı ile müşterek çocuk Nisanur'un velayetinin anneye verilerek, müşterek çocuk lehine aylık 250,00- TL iştirak nafakasına hükmedildiği, verilen kararın 14/05/2018 tarihinde kesinleştiği, müşterek çocuğun boşanma kararı verildikten sonra babası ile birlikte kaldığı, ihtiyaçlarının babası tarafından karşılandığı, bakım ve gözetiminin babası tarafından yapıldığı anlaşılmakla ve küçüğe fiilen bakan ana veya babanın, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabileceğine dair TMK. nun 329/1.maddesi de gözetilerek açılan davanın reddine (benzer nitelikte Yargıtay 3.HD Başkanlığı'nın 21/09/2017 tarihli 2017/14198 E. ve 2017/12551 K. sayılı ilamı) karar vermek gerekmiştir" şeklindeki gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, yerel mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, davalının kayıtlarının araştırıldığını ancak davacı kayıtlarının araştırılmadığını, zabıta tarafından usulüne uygun araştırma yapılmadığını, davalının mali müşavir olup ek kira geliri olup yalnız yaşadığı gerekçeli kararda belirtilmiş ise de, davalının evli olup 2 çocuğunun olduğunu, halen eşi ve çocuklarıyla yaşadığını, iştirak nafakasının bu hususlar da gözetilerek belirlenmesi gerektiğini, nafaka artışının fahiş olduğunu belirterek davalının ödeme gücüne göre hakkaniyet ölçülerine indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, TMK 337/2.madde gereğince velayeti annede olan müşterek küçük çocuk için iştirak nafakasının artırımı davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile nafakanın aylık 1.500,00 TL ye yükseltilmesine karar verilmiştir....
Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gelir seviyeleri ve yaşantıları, müşterek çocuğun yaşı ve gider durumu, davalının yeniden evlenmesi, yeni eşinden de yaşı küçük iki çocuğunun olması, birlikte değerlendirildiğinde; İlk Derece Mahkemesince davaya konu müşterek çocuk TMK.'nun 182/2,328/1,330/1 maddeleri uyarınca takdir edilen iştirak nafakası miktarının yetersiz olduğu anlaşıldığından, davacı kadının İlk Derece Mahkemesince verilen kararda takdir edilen iştirak nafakası miktarının yetersiz olduğu yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararda; 1 ve 2 no'lu hüküm fıkralarının tüm sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılarak 6100 sayılı HMK.'...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/264 E.- 2014/154 K.sayılı ilamı ile hükmedilen 150'şer TL iştirak nafakasının 600'er TL arttırılarak 750 TL yardım nafakası denilerek gerekçe ile hüküm arasında ve hükmün kendi içerisinde çelişki oluşturulduğu, tek bir nafaka olduğu halde 150'şer TL diyerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verildiği görülmekle, davalı tarafın iştirak nafakasının %500 oranında arttırım yapıldığı yönündeki istinafında davanın yanlış nitelendirilmesi ve buna göre gerekçe ve hüküm oluşturulması nedeniyle haklı olduğu gerekçenin ve hükmün düzeltilmesi gerektiği anlaşılmıştır....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda: "Dava dilekçesi içeriğinden ve davacıya ait nüfus kayıt örneğinin incelenmesinden; babalığın tespiti istenilen küçük Cemre Gürdap'ın babasının Müslüm annesinin ise Ceren olduğu, TMK'nun 301. maddesi gereğince çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuğun isteyebileceğinin belirtildiği, buna göre diğer ilgililerin veya baba olduğunu iddia eden kişinin babalık davası açamayacağı, davacının davacı sıfatı bulunmadığından HMK'nun 114. maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle; davanın HMK'nun 114 ve 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir. Davacı davanın reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Ana ve babanın evli olmaması halinde, velayet anaya aittir (TMK m.337/1)....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda: "Dava dilekçesi içeriğinden ve davacıya ait nüfus kayıt örneğinin incelenmesinden; babalığın tespiti istenilen küçük Cemre Gürdap'ın babasının Müslüm annesinin ise Ceren olduğu, TMK'nun 301. maddesi gereğince çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuğun isteyebileceğinin belirtildiği, buna göre diğer ilgililerin veya baba olduğunu iddia eden kişinin babalık davası açamayacağı, davacının davacı sıfatı bulunmadığından HMK'nun 114. maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle; davanın HMK'nun 114 ve 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir. Davacı davanın reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Ana ve babanın evli olmaması halinde, velayet anaya aittir (TMK m.337/1)....
Her ne kadar davalı vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı hükmedilen iştirak nafakası miktarının fahiş olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; yerel mahkemece toplanan deliller neticesinde,müşterek çocuğun davalı baba tarafından tanındığı ve hali hazırda davacı anne ile birlikte kaldığı, babanın müşterek çocuk için düzenli olmayan bir şekilde zaman zaman destek sağladığı, çocuğun kreşe gittiği, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, TÜİK’in yayınladığı TÜFE oranları, davalının yaşadığı ülke dikkate alınarak döviz kurundaki değişimler ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak, talebin kısmen kabulü ile dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 1.500 TL İştirak nafakasının davalı babadan alınarak davacı anneye verilmesinde usul ve esas açısından herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, hükmedilen nafaka miktarının yerinde olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde...
Davalının “evlilik ürünü soybağı” sebebiyle (Ömer Uğur GENÇCAN, 743 ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununa Göre Soybağının Kurulması, Reddi, Düzeltilmesi, İtiraz Davaları ve Soybağının Hükümleri, Yetkin Yayınevi, Ankara 2002, Kısaltma: GENÇCAN-Soybağı, s. 634) bir soybağı sorunu yoktur. TMK. m. 285 f. II hükmüne göre çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik ile hükmüyle kayden kurulmuş durumdadır. (Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, Yetkin Yayınevi, Ankara 2007 , Kısaltma: GENÇCAN-TMK-2, s. 2015-2084) Dolayısıyla mevcut kayıtlar “değiştirilmediği sürece” davacının evlat edinme davasının dinlenebilmesini engelleyecek hiçbir soybağı statüsü engeli bulunmamaktadır. B)DAVACI BABALIK DAVASI AÇABİLİR Mİ? Davacı evlat edinmek isteyen babalık davası açamayacak durumda olması sebebiyle genetik baba olarak yapabileceği tek şeyi yapmış ve zorunlu olarak evlat edinme davası açmıştır....
TL iştirak nafakasını hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....