Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe, tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2020/1720 Esas ve 2020/5581 Karar sayılı ilamında; Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/11/2021 NUMARASI : 2020/344 ESAS, 2021/718 KARAR DAVA KONUSU : BABALIK KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı kayyımı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı kayyımı dava dilekçesinde özetle; davacının kardeşi Özlem Kaplan'ın davalı ile olan evlilik dışı birlikteliğinden dünyaya geldiğini, davalının kardeşi ile evlenme vadiyle birlikte olduğunu, davalının davacının biyolojik babası olduğu kendisine söylendiği halde kabul etmediği ve kız kardeşini terk ettiğini, çocuğun baba adına nüfusta Emrullah gözüktüğü ancak Emrullah'ın davacının kardeşi Emre'nin babası olduğu, çocukların her ikisi aynı gün nüfusa tescil edildiği için kayıtlara bu şekilde...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/196 KARAR NO : 2022/255 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GÖLCÜK AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/09/2021 NUMARASI : 2020/779 ESAS, 2021/680 KARAR DAVA KONUSU : BABALIK KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı T3 ile T5 evlilik dışı birliğinden dünyaya geldiği, annesi Saniye ile davalı Sadettin'in 1987 yılında evlendikleri, davalı Sadettin tarafından nüfusa kendi çocuğu olarak kaydettirildiği ileri sürülerek davalı Sadettin ile müvekkili arasındaki soybağının iptaline, İsmail ile arasında babalığın tespitine karar verilmesini talep...
Mahkemece, çocukların velayetinin kaldırılması davası yönünden görevsizlik, vesayet davası yönünden ise velayet davasının bekletici mesele sayılmasına ilişkin karar davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, velayet hakkına sahip.... ölümü sebebi ile Türk Medeni Kanununun 404.maddesi gereği çocukların vesayet altına alınması istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; çocukların anne ve babası ....13.07.2001 tarihinde evlenmişler, bu evlilikten 2002 doğumlu Yasemin, 2003 doğumlu Yasin ile 2005 doğumlu ... dünyaya gelmiştir.... Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.04.2017 gün ve 2007/21-32 sayılı ilamı ile boşanmaları üzerine çocukların velayeti de 24.01.2015 tarihinde ölen İsmail'e bırakılmıştır. Türk Medeni Kanununun 336.maddesine göre boşanma halinde velayet çocuk kendisine bırakılan tarafa ait olup velayet hakkı sahibinin ölümü durumunda çocuğun velayeti doğrudan sağ eşe geçmez....
Tüm bu açıklamalar ışığında; velayet hakkı tevdi edilen annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebinin velayet hakkı kapsamındaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğu, velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı, aynı hukuksal konumda olan erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil edeceği, evlilik birliği içinde doğan çocuğun taşıdığı ailenin soyadını, evlilik birliğinin sona ermesi ile kendisine velayet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, somut olayda söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına da aykırı bulunmadığı ve çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişmeyeceği (TMK m. 27) dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesinin benzer olaylarda verdiği hak ihlaline ilişkin kararları da gözetilerek, davanın kabulüne...
un anne ve babasının boşandıkları, küçüğün velayet durumunun açık olduğu gerekçesiyle aile mahkemesine ihbarda bulunulmuştur. ... Aile Mahkemesince velayet altında bulunmayan her küçüğün vesayet altına alınacağından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince TMK'nın 335. maddesinde yer alan "Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz. Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar." hükmü gereğince asıl olanın küçüğün velayet altında bulundurulması olduğu, velayeti askıda olan küçüğün anne ve babasının sağ ve ergin oldukları, velayet hakkının kullanılmasına dair yasal bir engelin olmadığı gerekçesiyle öncelikle velayetin düzenlenmesinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Türk Medenî Kanununun 335. maddesine göre, "Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır....
Aile Mahkemesince tanındığını, yaşı küçük çocuğun velayetinin anneye veya babaya verilmediği belirtilerek küçüğün velayet durumunun açık olduğu gerekçesiyle Aile Mahkemesine ihbarda bulunulmuştur. ... Aile Mahkemesince, velayet altında bulunmayan her küçüğün vesayet altına alınacağından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince, TMK'nın 335. maddesinde yer alan ''Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar'' hükmü gereğince asıl olanın küçüğün velayet altında bulundurulması olduğu, velayeti askıda olan küçüğün anne ve babasının sağ ve ergin oldukları, velayet hakkının kullanılmasına dair yasal bir engelin olmadığı gerekçesiyle öncelikle velayetin düzenlenmesinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....
ın anne ve babasının boşandıklarını, yaşı küçük çocuğun velayetinin anneye veya babaya verilmediği belirtilerek küçüğün velayet durumunun açık olduğu gerekçesiyle Aile Mahkemesine ihbarda bulunulmuştur. ... .... 4. Aile Mahkemesince, velayet altında bulunmayan her küçüğün vesayet altına alınacağından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. ... .... 2. Sulh Hukuk Mahkemesince, TMK'nın 335. maddesinde yer alan ''Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar'' hükmü gereğince asıl olanın küçüğün velayet altında bulundurulması olduğu, velayeti askıda olan küçüğün anne ve babasının sağ ve ergin oldukları, velayet hakkının kullanılmasına dair yasal bir engelin olmadığı gerekçesiyle öncelikle velayetin düzenlenmesinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....
ın anne ve babasının boşanması sonucu velayetinin annesine verildiği, velayet verilen annenin 31.12.2011 tarihinde öldüğü, babanın ise sağ olduğu, ihbar üzerine yapılan yargılamada babaya ihbar yapılmadan vasi atandığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 335/1. maddesinde; ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz hükmü, 336.maddesinde ise; evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim, velayeti eşlerden birine verebilir. Velayet, ana ve babadan birinin ölümü halinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir hükmü yer almaktadır. Velayet hakkındaki hükümler kamu düzenine ilişkin olup, aslolan ergin olmayan çocukların velayet altında bulunmasıdır....
S.) ise, ergin çocuğun kısıtlanarak TMK'nun 419/3 maddesi uyarınca velayet altına alınmış olmasının kısıtlı hakkında velayet hükümlerinin uygulanacağı anlamına gelmeyeceğini, ana veya babanın ergin olmayan çocukları üzerindeki doğum ile başlayan kanunen sahip oldukları velayet hakkı ile kısıtlama nedeniyle TMK'da yer alan 419/3. maddesi gereği kendi velayetlerine bırakılan ergin çocukları üzerindeki hak ve yetkilerinin farklı olduğunu, ikinci halde kısıtlanan ergin çocuğa atanan velinin vasi gibi olacağını ve vesayete ilişkin hükümlerin uygulanacağını belirtip, görev yönünden vesayete ilişkin hükümlerin uygulanacağını belirterek görevsizlik önünde hüküm kurmuştur. Türk Medeni Kanununun 419/3. maddesine göre velayet altında bırakılmalarına karar verilen çocuk ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanacaktır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesidir....