"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, kusur tespiti, velayet, tazminatlar ve çocuk yararına verilen nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı birleşen dava dilekçesi ile 10.000 TL.manevi tazminat isteğinde bulunduğu halde, talep aşılarak yazılı şekilde 12.000 TL.manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu yön yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
Ancak; 1)06.12.2007 tarihli tutanak içeriğine göre, devriye görevini yapan polisler tarafından sanığın kesintisiz takip sonucu yakalandığı anlaşılmakta ise de; sanığın Cumhuriyet savcısınca alınan beyanında, hırsızlık suçundan bir saat sonra yakalandığını bildirmesi karşısında; bahse konu tutanak ile sanığın beyanı arasındaki aykırılık gerektiğinde tutanak imzacısı tanıklar ve sanık dinlenilmek suretiyle giderilerek, buna göre suçun teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığının tespiti yerine eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması; 2)5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması; Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 06/12/2012 tarihinde oy birliğiyle...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 1-) Sanıkların, müştekinin işyerinin önündeki dondurma dolabının üzerinde bulunan bir koli biranın çalınması şeklindeki eylemlerinde suça konu biraların çalındığı yerin binanın eklentisi olup olmadığı, ayrıca başkalarının izin almadan girebildiği yerlerden olup olmadığı yerinde araştırılıp belirlendikten sonra sonucuna göre, üçüncü kişilerin izni almadan girebildiği yerlerden olduğunun tespiti halinde, eylemin TCK'nın 141/1. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağıda gözetilerek, sanıkların hukuki durumlarının buna göre belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının ( c ) bendinde yer alan hak yoksunluklarının kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ise mahkum olunan...
ın açıkça sanığın kendisinden üyelik aidatı tahsilatı yaptığını söylemesi, bahsi geçen şahısların ... abonesi olup olmadıklarının belli olmadığı, firma kayıtları üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadığı anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; şikayetçinin dilekçesinde isimleri geçen mağdurların beyanlarına başvurularak şahısların ... abonesi olup olmadıklarının, sanığın bahsi geçen şahıslardan üyelik aidatı tahsilatı yapıp yapmadığının kesin olarak belirlenerek zincirleme suç hükümlerinin uygulama alanının olup olmadığının tespiti, şirket kayıtları üzerinde gerekirse bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılarak sanığın şirket adına herhangi bir tahsilat yapıp yapmadığının açıklığa kavuşturulması, sanığın tahsilat yaptığının anlaşılması halinde suç vasfının belirlenmesi açısından tahsilatın sanığın işten ayrıldığı tarihten önce mi yoksa sonra mı yapıldığının belirlenmesinden sonra, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki...
ın, önceden kasıtlı suçtan hükümlülüğü bulunması nedeniyle 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nın 231.maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı anlaşılmakla, yapılan incelemede, 1- Sanıkların ve dosyaları ayrılan yaşı küçük diğer sanıkların dosyada bulunan beyanlarında ismi geçen ve çalınan arabanın kapısını açtığı iddia edilen ... isimli kişinin esaslı bir şekilde araştırılarak açık kimliği ve adresinin tespiti ile, bu kişinin olay ile bağlantısına dair beyanının alınması, dosyaları ayrılan yaşı küçük diğer sanıkların soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki verdikleri diğer beyanlar ile yargılamalarının ne aşamada olduğunun araştırılması, aracının içerisinde 3-4 kişi olduğunu müştekiye haber veren komşunun açık kimliği ve adresinin tespiti ile, bu kişinin olay ile ilgili tanık olarak beyanının alınması ve suçun işlendiğine dair başka maddi deliller tespit edildikten sonra...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.11.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 05.08.2010 tarihinde vefat eden ...’in terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile mirasın hükmen reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava, mirasın hükmen reddinin tespiti istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ölmeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmişse miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2 )....
ın açıkça sanığın kendisinden üyelik aidatı tahsilatı yaptığını söylemesi, bahsi geçen şahısların ... abonesi olup olmadıklarının belli olmadığı, firma kayıtları üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadığı anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; şikayetçinin dilekçesinde isimleri geçen mağdurların beyanlarına başvurularak şahısların ... abonesi olup olmadıklarının, sanığın bahsi geçen şahıslardan üyelik aidatı tahsilatı yapıp yapmadığının kesin olarak belirlenerek zincirleme suç hükümlerinin uygulama alanının olup olmadığının tespiti, şirket kayıtları üzerinde gerekirse bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılarak sanığın şirket adına herhangi bir tahsilat yapıp yapmadığının açıklığa kavuşturulması, sanığın tahsilat yaptığının anlaşılması halinde suç vasfının belirlenmesi açısından tahsilatın sanığın işten ayrıldığı tarihten önce mi yoksa sonra mı yapıldığının belirlenmesinden sonra, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki...
ın Mahkemece tanık olarak alınan beyanında, suça konu faturaları kendisinin düzenlemediğini, faturalardaki imzaların kendisine ait olmadığını bildirmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; 1- Suça konu faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanığa ya da ...'...
ın anne ve babasının boşanma tarihinden sonra nüfusa tescil edildiği belirtilerek küçüğün velayet durumunun açık olduğu gerekçesiyle aile mahkemesine ihbarda bulunulmuştur. ... Aile Mahkemesince, velayet altında bulunmayan her küçüğün vesayet altına alınacağından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince, TMK'nın 335. maddesinde yer alan ''Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar'' hükmü gereğince asıl olanın küçüğün velayet altında bulundurulması olduğu, velayeti askıda olan küçüğün anne ve babasının sağ ve ergin oldukları, velayet hakkının kullanılmasına dair yasal bir engelin olmadığı gerekçesiyle öncelikle velayetin düzenlenmesinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesince, kısıtlının velayet altına konulduğu, velayet altına bırakılmasına karar verilen çocuklara ilişkin uyuşmazlıklarda velayet hükümlerinin uygulanacağı davaya bakma görevinin Aile Mahkemesine ait olduğu bildirilerek görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 2. Aile Mahkemesi tarafından ise, 18 yaşından büyük kısıtlıya anne ya da babanın veli olarak atanması halinde onunla ilgili işlemlere ve taleplere aile mahkemesince bakılacağı, bütün bunlara rağmen velayet kararı ile vesayet kararlarının veya bunların kaldırılması ya da devamına ilişkin kararların vesayet makamınca alınabileceğine değinerek davanın vesayet dairesi olan sulh hukuk mahkemesi tarafından görüleceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Türk Medenî Kanununun 419/3. maddesi uyarınca, velayet altında bırakılmalarına karar verilen ergin kısıtlı çocuklar ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanacaktır....