HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere 1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, A-MADDİ TAZMİNAT DAVASI YÖNÜNDEN; -Davacının davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat davasının, davacı ile davalı ----- sulh olması sebebiyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, -Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 80,70-TL nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, -Maddi tazminat yönünden taraflarca vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, B-MANEVİ TAZMİNAT DAVASI YÖNÜNDEN; -Davalı -- aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, Taktiren---- manevi tazminatın ---- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, -Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 3.415,50-TL harçtan başlangıçta alınan 237,51-TL peşin harcın mahsubu ile 3.177,99-TL nin davalı ---- alınarak hazineye irat kaydına, -Davacılar tarafından manevi tazminat...
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1.maddesi uyarınca boşanmalarına, istenmediğinden maddi ve manevi tazminat, nafaka, yargılama gideri ve vekalet ücreti taktirine yer olmadığına" karar verilmiştir....
kabulüne ve babalığın tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece de bu kapsamda maddi tazminat,manevi tazminat ve nafakaya hükmedilmiştir. Boşanma davası içinde ileri sürülen bu istemler boşanmanın eki niteliğinde olduğundan; ayrıca harca tabi olmadığı gibi, istemlerin kabulü veya reddi halinde de vekalet ücretine hükmedilemez. Bu yön gözetilmeden, kabul edilen maddi tazminat,manevi tazminat ve nafaka için, davalı erkek aleyhine ayrı ayrı nispi harca hükmolunması doğru olmadığı gibi, hükmolunan maddi tazminat,manevi tazminat ve nafaka üzerinden davacı kadın yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davacı kadının ziynet isteminin reddine karar verilmesine rağmen ziynet istemine ilişkin yargılama giderlerinin davalı erkeğe yükletilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Yukarıda açıklanan sebeplerle, yerel mahkemece verilen maddi - manevi tazminat ve nafaka ile kusur yönünden verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından, davalının istinaf taleplerinin esastan reddine, davacı vekilinin maddi ve manevi tazminat miktarı yönünden istinaf talebinin kısmen kabulüyle aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir....
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı kadın vekili tedbir, yoksulluk nafakası, maddi, manevi tazminat ve vekalet ücreti yönlerinden davadan kısmen feragat etmiş olmakla ilk derece mahkemesi kararının 3,4 ve 5.bentlerinin KALDIRILMASINA, -Davacı kadının tedbir, yoksulluk nafakası, maddi, manevi tazminat ve vekalet ücreti taleplerinin feragat nedeniyle REDDİNE, 2- Davalı erkek vekilinin boşanmaya ilişkin ve yine reddedilen feriler yönünden vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin istinaftan feragat nedeniyle REDDİNE, 3- Davacı kadının nafaka ve tazminatlardan feragati kapsamında davalı erkeğin bu yönlere ilişkin istinaf talebi konusuz kaldığından davalı erkeğin nafaka ve tazminat taleplerine yönelik istinaf talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 4- Davacı kadın katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvurmuş olup erkeğin asıl istinafından feragati kapsamında davacı kadının katılma yoluyla istinaf talebinin REDDİNE, 5- İstinaf peşin harcının istek halinde...
Davalı ve kayyım istinafa cevap vermemiştir. Dava, ana tarafından açılan TMK 301 ve devamı maddeleri gereğince babalık, maddi tazminat ve iştirak nafakası davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın esastan reddine karar verilmiştir. TMK 301/3.madde gereğince " Babalık davası, Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye, ana tarafından açılmış ise kayyıma, kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir. " Somut olayda dava ana tarafından açılmış, küçüğe kayyım atanmıştır. Ancak TMK 301/3.madde gereğince davanın Cumhuriyet Savcılığına ve Hazineye ihbarı gerekirken ihbar işlemleri yapılmaksızın taraf teşkili sağlanmadan esastan karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Davacı 02/01/2019 tarihli dilekçe ibraz ederek davalıyla yaptıkları görüşmeler sonucunda aralarında anlaşmaya vardıklarını, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinden feragat ettiğini, hiçbir şekilde nafaka ve tazminat talebi alacağının olmadığını belirterek, boşanma yönünden kararın kesinleşmesini talep etmiştir. Davacı kadının maddi, manevi tazminat ve nafaka taleplerinden feragat etmesi nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının 2 ve 3 nolu bentlerinin kaldırılmasına, davacı kadının maddi ve manevi tazminat ve nafaka taleplerinin feragat nedeniyle reddine, davalının bu yöndeki istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı erkek cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmamış, tanık da bildirmemiş istinaf dilekçesinde bildirdiği aldatma vakıasına ise cevap dilekçesinde dayanmamıştır....
Davalı kadının yasal süre içinde verdiği cevap dilekçesi ile maddi-manevi tazminat ve nafaka taleplerinde bulunduğu ve tazminat taleplerinin Türk Medeni Kanununun 174/1-2 maddesi ile 175. maddesi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Boşanmanın fer'i niteliğinde olan tazminat ve nafaka talepleri için ayrıca harç yatırılmasına gerek yoktur. O halde, boşanmanın fer’isi niteliğindeki nafaka ve tazminat taleplerinin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, uygun olmayan gerekçe ile ''karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK md. 141/1). Davalı-karşı davacı kadının, cevap dilekçesinde yer almayan, ilk defa tahkikat aşamasında ileri sürülen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası isteği, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. Davalı- karşı davacı kadının bu talepleri ile ilgili olarak usulünce yapılmış ıslah talebi de söz konusu olmadığına göre, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebi artık incelenemez. Davalı-karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır....