Aile Mahkemesi 2018/659 E. sayılı davanın müşterek 2 çocuk için velayet ve nafaka istemi için açıldığını, davacı tarafın her ne kadar bahse konu takiplerin mükerrer olduğunu iddia etse de alacak kalemleri farklı tarihlerden kaynaklı olduğundan mükerrer bir taleplerinin bulunmadığını, İstanbul Anadolu 5.İcra Müdürlüğü'nün 2019/1714sayılı ilamlı nafaka takibinde müvekkilince talep edilen iştirak nafakasının gerek Kuzey Ata gerekse Ekin için Temmuz 2018,Ağustos 2018,Eylül 2018,Ekim 2018,Kasım 2018,Aralık 2018 nafaka bedelleri olduğunu, taraflarınca güncel talep ettikleri nafaka bedellerinin ise İstanbul 14.İcra Müdürlüğü 2020/17179 sayılı dosya ile yalnız velayeti halihazırda müvekkilde olan küçük Kuzey Ata için mart 2020,nisan 2020,mayıs 2020,haziran 2020,temmuz 2020,ağustos 2020,eylül 2020 nafaka bedelleri olduğunu, mahsup talebinin de haksız ve yersiz olduğunu, nafaka yükümlülüğü doğmadan yapılan bu ödemeler nafaka borcundan mahsup edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini...
Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/45080 numaralı dosyadan şikayette bulunduğunu, boşanma davasında verilen tedbir nafakası kararını ... 3 İcra Müdürlüğünün 2012/10194 esas sayılı dosyası ile icraya koyduğunu, nafaka borçlusunun nafaka ödememesi nedeniyle ... 2 İcra Ceza Mahkemesinin 2013/19 Esas sayılı dosyasından nafaka yükümlülüğüne uymama nedeniyle hapis cezası istediğini, vekalet görevini yerine getirmesine rağmen davalı taraf haklı sebep olmaksızın kendisini 18.03.2013 tarihinde vekillikten azil ettiğini, ancak vekalet ücretlerinin tarafına ödenmediğini, alacaklarının tahsili amacıyla ... 17.İcra Müdürlüğünün 2013/6484 Esas sayılı dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının itiraz ettiğini belirterek 23.400,00 TL üzerinden itirazın iptaline, davalı borçlu aleyhine % 20 den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili bilirkişi rapor sonrası verdiği ıslah dilekçesiyle 52.685,00 TL üzerinden itirazın iptalini istemiştir....
İtiraz birinci fıkrada gösterilen senet veya makbuz yahut belgeye müstenit ise itirazın kaldırılması talebi reddolunur" hükmünü içermektedir. Öte yandan İİK.nın 68/son maddesinin ilk cümlesinde; "İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine tazminata mahkum edilir" hükmü düzenlenmiştir. Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere; takip öncesine ait yapılan ödemelerde hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemelerin görünmesi halinde, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olarak yapıldığına dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin hakkaniyet kuralları gereğince nafaka borcundan mahsubu gerekmektedir. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; HMK.'...
DAVA Davacı-alacaklı vekili dava dilekçesinde; müvekkili için hükmedilen nafaka miktarının, ... 2.Aile Mahkemesinin 2019/710 Esas ve 2020/406 Karar sayılı ilamı ile dava tarihi olan 30/12/2019 tarihinden başlamak üzere aylık 750,00-TL olarak devamı ile bu miktarın her yıl ÜFE oranında artırımına karar verildiğini, nafaka miktarlarına uygulanan artırım nedeniyle taraflarından ek takip talebi düzenlenerek borçluya ek icra emri gönderilmesi talep edilmişse de, icra müdürlüğünce 12/03/2021 tarihli kararı ile ek icra taleplerinin reddine karar verildiğini, icra müdürlüğünün ÜFE artırım oranını denetleme görevi olmadığını, ilama dayalı takip talebine uygun olarak icra emri düzenleyerek borçluya tebliğ etmesi gerektiğini beyanla icra müdürlüğünün 02.03.2021 ve 12.03.2021 tarihli işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. III....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Nafaka miktarını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3- 169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Velayeti davacı babada bulunan müşterek çocuk Mustafa Emin Develi lehine Konya 7. Aile Mahkemesi tarafından aylık 50,00' TL iştirak nafakasına hükmedilmiş olup, reddedilen nafaka miktarı 150,00TL olup, bir yıllık ret olunan nafaka miktarının 1.800,00 (150x12=1.800,00TL) TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince miktar veya değeri 5.390,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu anlaşılmakla, HMK 352 maddesi gereğince kesinlik sınırında kalan davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Bölge adliye mahkemesi; ilk derece mahkemesince, kadının yoksulluk nafaka talebinin reddine ilişkin olarak yapılmış bulunun istinaf itirazının incelemesinde “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK.m.175) Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir....
Davalının sigortalı olarak çalışıp çalışmadığı incelenip belirlendikten sonra yoksulluk durumu ve nafaka miktarı irdelenerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerektiği" belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak davalının çalışarak asgari ücret düzeyinde bir gelir aldığı, ...’ya bağlı çalıştığının sabit olduğu, davacıya yakın gelir elde ettiği gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir. Davalının aldığı 185 TL nafaka ile geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün olmadığına göre, işe girip çalışması zorunluluk arzetmektedir. Aldığı nafaka ile çalışarak elde ettiği asgari ücret toplamı ise, davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Zira, yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır....
Ancak, nafaka alacaklarına mahkeme hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekmektedir. Mahkemece, faiz talebi yönünden, ”nafaka borcunun muaccel olduğu tarihten itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine” yönelik karar verilmiş olması doğru görülmemiş ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının bir nolu bendinden “...nafaka borcunun muaccel olduğu tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte...” ifadelerinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “...kararın kesinleşme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte...” ifadeleri yazılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.09.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Aile Mahkemesi 2013/573 E. 2013/562 K. sayılı ilamına istinaden Kayseri Genel İcra Dairesi 2021/13044 E. sayılı icra dosyasında birikmiş nafaka alacağına ilişkin icra takibi başlatıldığını, icra takibinde yer alan takip talepnamesinde ve icra emrinde ödenmediği iddia edilen nafaka aylarına ilişkin bir bilgi yer almadığını, davalının talep etmiş olduğu nafaka miktarlarının ilamla bağdaşmadığını fahiş nitelikte olduğunu, icra dosyasından müvekkilinin ev adresi olmasına rağmen iş adresine tebligat yapılmasının hatalı olduğunun, müvekkilinin söz konusu icra takibini e-devlet aracılığı ile 10.06.2021 tarihinde öğrendiğini. müvekkilinin nafaka yükümlülüğünü her ay düzenli ifa ettiğini ve davalıya karşı birikmiş nafaka borcunun bulunmadığını, müvekkili aleyhine başlatılan takibin kesinleştiğini ve müvekkilinin mal varlığının haczedilmiş olduğundan telafisi güç zararlara sebebiyet verilebileceğini ve icra takibinde yer alan ağır usulsüzlük halleri ile takibin açıkça ilama aykırı olması da dikkate...
İcra Müdürlüğü'nün 2018/3109 Esas sayılı dosyası ile davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında nafaka alacağına ilişkin icra takibi başlatıldığı, alacaklı vekilinin talebi üzerine dosya borcunun hesaplanması konusunda bilirkişi raporu alındığı, bilirkişi tarafından sunulan 11/02/2020 tarihli raporda rapor tarihi itibariyle bakiye dosya borcunun 54.281,23 TL olduğunun belirtildiği, Mahkemece dosya üzerinden alınan 23/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda icra takip dosyasındaki bilirkişi raporu tarihi itibariyle bakiye dosya borcunun 36.323,94 TL olduğunun belirtildiği, bilirkişi tarafından ilamda belirtilen nafaka tutarları ile nafaka artış tutarları ve nafaka borçlarının vade tarihinden itibaren yasal faiz oranlarına göre hesaplama yapılmış olması karşısında, hükme esas alınmaya elverişli ve yeterli olduğu kanaatine varılan bilirkişi raporu uyarınca, 11/02/2020 tarihi itibari ile bakiye nafaka borcunun 36.323,94 TL olduğunun kabulü gerekir....