Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/10/2019 NUMARASI : 2018/589 ESAS-2019/862 KARAR DAVA KONUSU : Babalık Davası KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının evlilik dışı birlikteliğinden, 15.01.2018 tarihinde küçük Zeynep'in doğduğunu belirterek davalının küçük Zeynep'in babası olduğunun tespitine ve küçük için aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 5.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

Bunun sonucu olarak davacı, kendisine karşı müteselsilen sorumlu olan kendi eşi hakkında bu eylemden dolayı, (geçimsizlik veya zina nedeniyle) boşanma davası açmadığı, manevi tazminat istemediği veya dava açıp, sonradan manevi tazminat isteğinden vazgeçtiği veya sadece kendi eşine karşı Türk Medeni Kanunu'nun 174/2 maddesine dayanarak manevi tazminat davası açıp manevi tazminat aldığı hallerde; Türk Medeni Kanunu'nun 161/3 maddesi gereğince kendisine karşı müteselsil sorumlu olan ve eylemin tarafı olan eşini affettiği kabul edileceğinden, eşten manevi tazminat alınan halde ise, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince davalıdan ayrıca manevi tazminat alınması mümkün olmadığından Borçlar Kanunu'nun 147/2. maddesi gereğince davalının sorumlu tutulması mümkün değildir....

    Ancak, söz konusu yanlış kaydın düzeltilmesi, soybağı davaları ile değil açılacak kayıt düzeltme davası sonucunda gerçekleşecek (MK m.39) ve bu dava her türlü delil ile ispat edilebilecektir. Gerçek annenin tespit edilmesi sonrasında ise babalık karinesine dayalı olarak babanın belirlenmesi mümkündür. TMK hükümlerine göre soybağının reddi davası ancak babalık karinesi kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını ifade eden bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 20/04/2022 NUMARASI : 2020/702 ESAS 2022/613 KARAR DAVA KONUSU : Babalık (Babalık Davası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

      ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 27/02/2018 NUMARASI : 2016/276 E 2018/265 K DAVA KONUSU : Babalık (Babalık Davası) KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı ile dava dışı ihbar edilen annenin 1999’lu yıllarda birlikte yaşadıklarını, 21/10/2000 tarihinde doğan doğan küçük Aylin Çetin’in babasının davalı olduğunu belirterek küçük Aylin Çetin’in babasının davalı olduğunun tespitine, aylık 750,00TL iştirak nafakasına ve 20.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun tebligatlar yapıldığı halde cevap dilekçesi sunmamış, dava ve duruşmalara katılmamıştır....

      Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/541 Esas, 2021/694 Karar sayılı 16.09.2021 tarihli kararı ile küçüğü babalık davasında temsil etmek üzere İlkercan Polat'ın küçüğe kayyım olarak atanmasına karar verildiği, kararın 11.11.2021 tarihinde kesinleştiği, küçüğü temsilen kayyımı tarafından babalık açma davasını içerir şekilde Av. T2 vekaletname verildiği, dosyaya ibraz edildiği görülmüştür. Dava, çocuk tarafından açılan babalık davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın anne tarafından açılan babalık davası olduğu tespiti ile TMK'nun 303/1.madde gereğince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İlk derece mahkemesince küçüğe kayyım atanması için ihbarda bulunulması, davacı küçüğün davada temsilinin sağlanması gerekirken bu husus yerine getirilmediği gibi davacının anne olarak nitelenmesi doğru görülmemiştir. Çocuk tarafından açılan babalık davası yönünden hak düşürücü süre söz konusu değildir....

      Davalının, davacının tazminat talebine "açık muvafakatinin” olmadığı konusunda ise bir duraksama yoktur. O halde davacının bu davada Hukuk Muhakemeleri Kanununun 141. maddesinde gösterilen süreden sonra maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1- 2) talep edemeyeceği gözetilerek davacının maddi ve manevi tazminat isteği hakkında süresinden sonra talep edildiğinden bahisle "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerekirken davacının bu talepleri ile ilgili olumlu veya olumsuz karar verilmemesi usul ve yasaya uygun olmadığından davacının bu yöndeki istinaf talebinin kabulüne davacının maddi ve manevi tazminat isteği hakkında süresinden sonra talep edildiğinden bahisle "karar verilmesine yer olmadığına" dair karar verilmiştir. Kişisel ilişki düzenlemesinde çocuğun menfaatleri yanında analık ve babalık duygularının tatmini de esastır....

      Bunun sonucu olarak davacı, kendisine karşı müteselsilen sorumlu olan kendi eşi hakkında bu eylemden dolayı, (geçimsizlik veya zina nedeniyle) boşanma davası açmadığı, manevi tazminat istemediği veya dava açıp, sonradan manevi tazminat isteğinden vazgeçtiği veya sadece kendi eşine karşı Türk Medeni Kanunu'nun 174/2 maddesine dayanarak manevi tazminat davası açıp manevi tazminat aldığı hallerde; Türk Medeni Kanunu'nun 161/3 maddesi gereğince kendisine karşı müteselsil sorumlu olan ve eylemin tarafı olan eşini affettiği kabul edileceğinden, eşten manevi tazminat alınan halde ise, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince davalıdan ayrıca manevi tazminat alınması mümkün olmadığından Borçlar Kanunu'nun 147/2. maddesi gereğince davalının sorumlu tutulması mümkün değildir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusuru, tedbir -iştirak nafakası, tedbir- yoksulluk nafakası ve maddi - manevi tazminat miktarını istinaf etmiştir. Davalı erkek vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusuru, davanın kabulünü, velayeti, kadın lehine tedbir - iştirak nafakası, tedbir - yoksulluk nafakası ve maddi - manevi tazminat verilmesini, erkek lehine maddi - manevi tazminat verilmesini istinaf etmiştir....

        Manevi zararın tespiti istemine ilişkin olarak; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2-14 E, 2006/26 K. sayılı kararında ifade edildiği üzere manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Zarar görene tanınmış olan manevi tazminat hakkı kişinin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda öngörülen bir tazminat türüdür. Amacı ise kişinin, hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi, zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoyması gibi olguları karşıladığı bir gerçektir. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçlar. Bu tazminat bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığıdır....

          UYAP Entegrasyonu