Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re'sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir....
Maddesine dayalı Temliken tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı asıl talebi olarak çekişmeli taşınmazın kendi mülkiyetinde olduğu iddiasıyla Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde belirtilen tespitin kesinleştiği 04/05/1992 tarihinden sonraki 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açmış olmasına göre kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasının mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki Davacı terditli olarak TMK 724. Maddesine dayalı olarak temliken tescil isteminde bulunmakla , TMK'nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır, b) İkinci koşul ise yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır, c) Üçüncü koşul, yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir....
Belirtildiği üzere dava Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı temliken tescil istemine ilişkindir. Her ne kadar taraflar arasında yukarıda sözü edilen davada davacının elatmasının önlenmesine karar verilmiş ise de o dava Türk Medeni Kanununun 683. maddesine dayanılarak açılmış bir dava olduğundan eldeki dava ise aynı yasanın 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğundan dava sebeplerinin farklı olması nedeniyle olayda 6100 sayılı HMK’nun 303 maddesinde sözü edilen kesin hüküm olgusu söz konusu değildir. Diğer taraftan bir yapının ruhsata aykırı ve kaçak yapılmış olması imar mevzuatı hükümlerini uygulayacak belediyenin yaptırımına bağlıdır. Başka bir deyişle yapının imar mevzuatına aykırı yapılmış olması Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanılarak açılan temliken tescil davasının dinlenmesine engel teşkil etmez....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (13.6.1984 tarih ve 1982/358 Esas, 1984/710 Karar sayılı; yine 26.10.2005 tarih 2005/14-587 Esas, 2005/609 Karar sayılı, 2010/4-4 Esas, 2010/56 Karar sayılı ilamlarında) açıklandığı üzere elatmanın yanı sıra yıkım isteminin ve temliken tescil isteminin de söz konusu olduğu hallerde tüm müşterek maliklerin karşılıklı olarak davada yer almaları gereklidir. Davada temliken tescil talebi bulunduğundan 236 ada 1 parselin güncel tapu kaydının getirtilerek tüm maliklerin usulüne uygun olarak davada yer almasının sağlanması gerekir. Taraf teşkili tam olarak sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik taraf teşkiliyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
, karşı tarafın bilgisi dahilinde ve gözü önünde bina yapıldığını, eski binanın yerine yeni bina yapıldığını ve aradan yıllar geçtikten sonra karşı tarafın "benim arsama bina yapılmış diyerek" kötüniyetli olarak meni müdahale davası açtığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.11.2000 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil, alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.11.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanunun 724.maddesine dayalı temliken tescil, ikinci kademedeki istek ise arsa ve yapı bedelinin yarısının tahsiline ilişkindir....
hakkına itibar edilerek, 349 ada 34 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerinin 24.06.2013 tarihli krokilerinde gösterilen kırmızı renge boyalı (A) ile işaretli kısmı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle meni müdahale ve kal talebinin reddi ile temliken tescil kararı verilmesi doğru olmamıştır....
Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir....
Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir....