İLK DERECE KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmaza davalının harici satış sözleşmesine dayanarak müdahalede bulunduğu, davalı her ne kadar harici satış sözleşmesine dayanarak tapu iptal ve tescil ile terditli satış bedelinin tahsili talepli dava açmış ise de tapu iptal ve tescil davası reddedilmiş ve bu kısmı Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiştir. Keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre davalının davacının taşınmazına ağaç dikmek, tel örgü çekmek ve duvar yapmak suretiyle müdahalede bulunduğu sabit olduğundan müdahalenin menine karar vermek gerekmiştir. Davalı taraf her ne kadar mukabil dava olarak temliken tescil davası açmış ise de dava konusu taşınmazın davacı tarafından edinme tarihi 28/07/1993 tarihidir. Bu husus tapu kaydından anlaşılabilecek durumdadır....
Mahkemece, temliken tescil koşullarından objektif koşulun somut olayda gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı, davalılar miras bırakanı ....’ın paydaş olduğu 1618 parsel sayılı ( imar uygulaması ile 235 ada 9 parsel ) taşınmazda yapılan özel parselasyon sonucu oluşan ve.....’a düşen 43- 44 parsel sayılı taşınmazları 04.05.1998 tarihli harici satış sözleşmesi ile dava dışı ....’e onun da haricen bayii .... ve......’ya sattığını, kendisinin dava konusu taşınmazı .... ve......’den haricen satın almak suretiyle iyiniyetle bina yaptığını ileri sürerek temliken tescil istemiştir. Türk Medeni Kanununun 684. ve 718. maddeleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/04/2021 NUMARASI : 2019/54 ESAS, 2021/82 KARAR DAVA KONUSU : Temliken tescil isteminin bir türü olan başkasının arazisine bina yapılması nedeniyle açılan(TMK m. 724) tapu iptali ve tescil KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
ın bayisi ve annesi olan... adına kayıtlı iken davacı tarafından bina yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının temliken tescil davasına konu istemi kişisel hak niteliğinde olup yukarıda açıklanan ilkelere göre bina sahibi tarafından ancak inşaat yapıldığı tarihte taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Kaldı ki çaplı taşınmazlarda iyiniyet iddiası da ileri sürülemeyeceğinden davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.01.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının talebinin evin yapımındaki masrafın tahsili istemine ilişkin olup mal ayrılığı rejiminde hak iddiasında bulunan tarafın iddiasını ispatlaması gerektiği halde davacınınn iddiasını kanıtlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Davacı Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı temliken tescil istemiştir....
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; birleştirilen davada temliken tescil isteyen davacı, taşınmazı 1993 yılında satın aldığını, komşu taşınmaza taşkınlık yapacak bir değişiklik yapılmadığını, asıl davada elatmanın önlenmesini isteyen davacının bu zamana kadar hiçbir itirazı olmadığını, iyiniyetli olduğunu ileri sürmüş ise de elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmediğini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen bilebilecek durumda olmadığını ispatlayamamıştır. Bu durumda iyiniyetin varlığı kabul edilemeyeceğinden TMK'nın 725. maddesindeki temliken tescil koşulları gerçekleşmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... sayılı dosyasında, davacının tapu dışı haricen satın almaya dayalı olarak taşınmazın 1500 m2'lik kısmının tapusunun iptali ile adına tescili isteğinde bulunduğu, davalılar ... ve ... tarafından davanın kabul edildiği, dava konusu yerin imar kanunu hüküm ve yönetmeliğine göre ifrazı mümkün olmadığından davacının davasının reddine, tapu sicil müdürlüğü hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, hükmün taraflarca süresi içinde temyiz edilmemesi üzerine 10.3.1999 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Haricen satın alma hukuki nedenine dayalı olan bahsi geçen hüküm tarafları kesin hüküm nedeniyle bağlayıcıdır. Ancak, eldeki davada davacı davasını bu kez TMK'nun 724. maddesi gereğince temliken tescil hukuki sebebine dayalı olarak açmıştır....
Dolayısıyla anlatılan bu nedenlerle TMK'nın 725. maddesi gereğince temliken tescil talebinin reddine" şeklinde karar verilmiştir....
Birleşen davanın ise tecavüzlü bu alan hakkında temliken tescil istemine ilişkin bulunduğu anlaşılmıştır. Yerleşik uygulamaya göre yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. TMK’nın 724ve 725. . maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir....
Davacılar her ne kadar tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuş iseler de yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca temliken tescil şartları oluşmamıştır. Bu durumda mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı kayyım vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....