"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 126 parsel sayılı taşınmazını Diyarbakır Bölge Trafik Denetleme Müdürlüğü binası yapılması şartıyla 03.02.1978 yılında bağışladığını, ancak binanın ilgili idarece yıkılarak Diyarbakır-Elazığ Karayolu üzerinde hizmet vermeye başladığını, şarta bağlı yapılan bağışlamada bağışlanan tarafından bağışlama amacına aykırı davranıldığını ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın süresinde açılmadığını, davacının taraf ehliyeti bulunmadığını, bağış amacına aykırı davranılmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur....
Mahkemece, taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu ve işlemin bağışlama hükmünde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, İİY'nın 278/2 maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptali tabi olduğunun öngörülmesine, 3. kişi tarafından taşınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanamamasına, edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceğine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ve aşağıda dökümü yazılı 405.00.-YTL kalan onama harcın temyiz eden davalı ...'...
Mahkemece, tasarrufun, yakın akrabalar arasında yapılmış olmasından dolayı bağışlama sayılacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, 3.kişi ...’in borçlu ...’nın damadı, 4. kişinin de oğlu olmasına, İİY'nın 278/1 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine, diğer taraftan damadı ... ile oğlu ...’ın borçlu ...’nın alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olmaları nedeniyle de tasarrufların iptali gerekeceğine (İİY. 280/II) ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre, davalı borçlu vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 291.60....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/10/2013 NUMARASI : 2010/415-2013/363 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, asıl dava ecrimisil; birleşen dava ise sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak isteğine ilişkin olup hüküm sadece asıl davada davalı (birleşen davada davacı) tarafından birleşen davada sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak hakkında verilen red kararı temyiz edilmiştir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Öte yandan 11.04.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasa ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunun60.maddesi gözetilmek suretiyle işbölümü incelemesinin Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna ait bulunmaktadır....
GEREKÇE : Taraflar arasına taşınmaz alımından kaynaklı akdi ilişki kurulduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davalının sözleşmeden kaynaklana edimlerini zamanında yerine getirip getirmediği, sözleşmeden kaynaklı cezai şart isteminin ve maddi zarar talebinin yerinde olup olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde hangi mahkemenin görevli olacağı hususundadır. İlk derece mahkemesince " ...Davacı vekili dava dilekçesinde davacının taşınmazı kira geliri elde etmek için, kar amaçlı satın aldığını belirtmiş olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmıştır. Göreve ilişkin usul kuralları HMK'nun 114/1- c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup, HMK'nun 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine..." karar verildiği görülmüştür. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, her ne kadar davalı tarafın söz konusu devrin bağışlama niteliğinde olduğunu iddia ettiği ve mahkemece de bu hususin kabul edilerek karar verilmişse de bağışlama kavramının hatalı olarak değerlendirildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, ortada gerçek anlamda bir bağışlama iradesinden söz edilemeyeceğinin açık olduğunu, davalı, dava dışı Erdoğan'ın Kutay ile ortak murisleri olan babalarından kalan mirasta kendisinin yeterince hak elde edemediğinden bahsettiğini, bu durumda dava dışı eski paydaş Erdoğan Kutay'ın söz konusu miras payı hakkından fazlasını aldığı çıkarımında bulunulabileceğini, dolayısıyla tarafların, miras paylarını eşitlemek amacıyla söz konusu satış akdi olarak görünen işlemin bağışlama iradesi ile yapıldığı iddiasında ise de aslında burada dava dışı Erdoğan Kutay'ın, bağışlama iradesinden bahsetmenin mümkün olmadığını, davalı...
(Örnek: Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 25/10/1965 günlü, 4557/5028 sayılı kararı) Öte yandan; mehri müeccel, ileriye (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulunması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Başka bir anlatımla mehir, kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında bazen de sona ermesi halinde kadına belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan bir şeyi armağan etmesidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir. Ancak, bu durum, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 128. maddesinde (818 sayılı BK 110. maddesi) yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp, TBK'nın 288. maddesinde (BK 238. maddesi) düzenlenmiş bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır.(TBK m. 288/1)....
Davacıların, çekişmenin esasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Kısaca bir tanımlama yapmak gerekirse, bağışlama; hayattakiler arasında teberru amacıyla yapılmış kazandırıcı bir işlemdir. Bağışlama aktinde, bir tarafın mal varlığında azalma, buna karşılık diğer tarafın ise mal varlığında ise bir çoğalma meydana gelir. Bağışlamanın konusunu, temliki mümkün olan herhangi bir şey veya hak teşkil edebilir. Dava dilekçesi incelendiğinde; davacıların, davalıya dört ayrı nedenle bağışlama yaptıklarını iddia ettikleri görülmektedir. Bunlardan ilki, 28.09.1998 tarihinde İnterbank Bakırköy şubesinden davalının hesabına havale edilen 1.007.893,- ABD Doları, ikincisi elden verildiği iddia edilen 302.000,- ABD Doları, üçüncüsü, bazı şirket hisse senetlerinin bağışı, dördüncüsü ise 307 parseldeki 9 ve 10 numaralı, 1382 ada 73 parseldeki 12 ve 13 numaralı bağımsız bölümler bağışıdır....
Esas sayılı dosyasıyla) davalı taraf aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, bilirkişi marifetiyle tarafların ticari defter ve kayıtları ile vergi kayıtları incelendiğinde boçlunun müvekkil şirkete faturalardan kaynaklı olarak takip tarihi itibariyle faizsiz ve masrafsız 56.976,30-TL borcu bulunduğunun anlaşılacağını belirterek; davalı tarafından haksız ve kötü niyetli yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20'sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın bağışlama sözleşmesinden kaynaklanmasına ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 14.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....