WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça 2012 ve 2013 yıllarında yapıldığı bildirilen toplam 1.260,00 TL tutarındaki ödemelerin taraflarınca icra müdürlüğüne bildirildiğini, aradan 9 yılı aşkın zaman geçtiğini, davacı borçlunun alacaklı olduğu ve haricen tespit ettikleri icra dosyasındaki alacaklarına haciz konulmasını talep ettiklerini, icra müdürlüğünce gerekli hesaplama yapılarak talebin kabul edilip, haciz işleminin gerçekleştirildiğini, haciz konulması sırasında 1.260,00 TL'lik ödemenin dosya borcundan düşülmemiş olmasının, kalan borç tutarı dikkate alındığında sonucu değiştirmeyeceğini, bakiye dosya alacakları yönünden icra takibinin derdest olduğunu, icra dosyası kaydına konulan haczin kaldırılmasının değil, haciz tutarının düzeltilmesinin talep edilebileceğini, davacı tarafça hakkaniyete aykırı olarak haczin tümü ile kaldırılması talebinin hukuka aykırı olduğunu, söz konusu işlemin icra müdürlüğünün hatalı hesaplamasından kaynaklandığını ve davalı aleyhine yargılama...

Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır. Zira aşkın (munzam) zarar sorumluluğu, temerrüt faizinden sorumluluktan farklı olarak kusur sorumluluğuna dayanmakta olup burada aranan kusur, borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Ancak aşkın (munzam) zarar iddiasının ileri sürüldüğü durumlarda sorumluluk için, diğer koşulların varlığı durumunda borçlunun temerrüde düşmedeki kusurunun varlığı asıldır. Başka bir anlatımla temerrüt sonrasında borçlunun temerrüde düşmedeki kusurunun alacaklı tarafından ispatı gerekmez. Aksine borçlu, temerrüde düşmede kusursuz olduğunu ispatlamadıkça ortaya çıkan aşkın (munzam) zarardan sorumludur. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken son koşul ise; borçlunun temerrüdü ile alacaklının aşkın (munzam) zararı arasındaki illiyet bağının mevcudiyetidir....

    İstinaf kanun yoluna başvuran davalı T27 vekili dilekçesinde özetle; somut bir veri olmadan delilsiz bir gerekçeyle ve orantısız bir teminatla verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2020 / 1939 Esas, 2020 / 1349 Karar sayılı ve 16.02.2020 tarihli kararında istinaf ilamı kapsamında verilen kararlar yerel mahkeme tarafından yerine getirilmediğini belirterek teminat miktarının orantısız olduğunu belirterek müvekkili adına kayıtlı taşınmaz üzerine orantısız bir teminatla, haksız ve delilsiz olarak konulan ve aşkın/taşkın haciz mahiyetindeki ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Talep, İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davasında talep edilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı istinaf başvurusuna ilişkindir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; HMK'nın 353....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında Karacabey İcra Müdürlüğü'nün 2020/1011 E sayılı dosyasında yapılan ilamlı takip sonucunda ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalı/alacaklı tarafından süresinde haciz isteminde bulunulması üzerine müvekkilinin tüm mal ve hakları üzerine haciz konulduğunu, müvekkilinin yapılan takibe herhangi bir itirazı olmadığını ve borcunu kabul ettiğini, ancak müvekkiline karşı gerçekleştirilen takip dosyasındaki borç miktarının 2.540.322,64TL olmasına rağmen icra müdürünce gerçekleştirilen haciz işlemi sonucunda üzerine haciz konulan malların toplam değerin borç miktarını aştığını, ayrıca ilgili takip dosyasına sunulan 20/04/2022 tarihli bilirkişi raporu ile kıymet takdiri yapılan taşınmazın tespit edilen değerin borç bedelini karşıladığını, müvekkilinin malların ve hakları üzerine konulu diğer tüm hacizlerin aşkın haciz niteliğine haiz olduğunu belirterek müvekkilinin diğer tüm mal ve hakları üzerine konulan hacizlerin...

    Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin yetkisini ve görevini aştığını, bilirkişi değerlendirmesi yapılmadan, herhangi bir teknik ve bilimsel veri kullanılmadan farazi bir değerleme ile 1.000.000- TL değer biçilip ardından aşkın haciz değerlendirmesi yapılarak hüküm kurulduğunu, şikayete konu dosya dışındaki bir alacağa istinaden koyulan rehin ve haciz hakkının tanınmayarak ve hatta dikkate alımayarak hacizli ve rehinli malların tesliminin sağlanmasının müvekkilini maddi olarak zarara soktuğunu, toplamda farklı alacaklar olan yaklaşık 300.000- TL'lik alacakları ve rehinleri varken şuan ellerinde sadece 175.000- TL'lik teminat mektubu kaldığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda kabulüne, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, Büyükçekmece 1....

    Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir (..., ... : 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Cilt I, 2012, s. 810). Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. Bu para borcunun kaynağının, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliği için herhangi bir önemi bulunmamaktadır....

      , sözleşme gereği ihtiyati haciz talep eden tarafından talep edilen fatura bedeli 340.614,00 USD (ihtiyati haciz kararı sırasında 5.917.827,63 TL) iken, müvekkilinin tüm banka hesaplarına, değeri alacak miktarının bir hayli üzerinde olan tüm araçlarına ihtiyati haciz konulmuş olmasının müvekkilin ticari hayatını çok olumsuz etkileyeceğini, maddi-manevi büyük zararlara sebep olacağını, alacak miktarının çok üzerinde bir haciz uygulanmış olması nedeniyle aşkın haczin söz konusu olduğunu, ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi sonucunda büyük hak kayıplarının ve telafisi imkansız zararların meydana geleceği kuşkusuz olup bu durumun müvekkilinin maddi manevi zararına sebep olabileceğini, bu sebeplerle yerel mahkeme tarafından verilmiş olan ihtiyati haciz kararına karşı itirazlarının kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen kararın kaldırılmasını talep etmek gerektiğini beyanla; açıklanan ve re'sen göz önünde bulundurulacak nedenlerle yerel mahkemece verilen ihtiyati haciz...

        Bu itibarla davacı-zarar görenin soyut ispat yöntemine dayanan aşkın zarar talebinin yerinde olduğu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama yönteminin ----- uygulamasına uygun olduğu anlaşılmış, davacının aşkın zarar talebinin kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Yargıtayın süre gelen uygulamasında aşkın zarar talebi için kişinin somut zararının bulunmasını ve aşkın zararın davacı tarafça somut olarak ispat edilmesi gerektiği hususunu katı bir biçimde uygulamaktaydı. Ancak -------- aşkın zararla ilgili vermiş olduğu kararında TBK 122. maddesinde düzenlenen “Aşkın Zarar” müessesi ile paradaki alım gücü düşüşüne (enflasyon vb.) bağlı taleplerin değerlendirilebileceğini açıkça beyan edilmiştir. ---- bu kararından sonra ---- arasında görüş farklılığı ortaya çıkmıştır. Ancak ----son içtihatlarına bakıldığında, aşkın zararın ispatı için alacaklının mevcut olan zararını açık ve somut bir biçimde ispat edilmesi gerektiği yönündedir. Başka bir deyişle, ----- ihlal kararından sonra somut ispata ilişkin katı tutumunu biraz yumuşatmış ise de son kararlarında tekrar somut ispat hususunu katı bir şekilde aradığı görülmektedir. ------ Şunu ifade etmek gerekir ki aşkın zararın ispatında salt bir yöntemin seçilmesi hukuken mümkün değildir....

            Başka bir deyişle, aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. -------Doktrinde aşkın zararın ispatı hususunda soyut veya somut olmak üzere iki tane yönteminin olduğu kabul edilmektedir. Somut yöntemde, davacı aşkın zararının açık bir şekilde ispat etmesi gerekirken, soyut yöntemde enflasyon, develüasyon vb hususlardan yararlanarak paradaki alım gücü düşüklüğü sebebiyle aşkın zararının ispat edilebileceği belirtilmektedir. Soyut yöntem ile alacaklıya ispat kolaylığı sağlanmaktadır. Bu yöntemde belli ekonomik göstergeler dikkate alınarak değerlendirme yapılır. Alacaklı bu yöntemde uğradığı zararı somut vakıalarla ispat etmek zorunda değildir. ----- süre gelen uygulamasında aşkın zarar talebi için kişinin somut zararının bulunmasını ve aşkın zararın davacı tarafça somut olarak ispat edilmesi gerektiği hususunu katı bir biçimde uygulamaktaydı....

              UYAP Entegrasyonu