Buna göre, dosya alacağının tamamının icra müdürlüğüne yatırılması halinde, mevcut hacizler aşkın hale geleceği gibi, hacizlerin devam etmesinde alacaklının da hukuki yararı kalmayacağından kaldırılmaları gerekir. Somut olayda; icra takibinin kesinleşmesinden sonra, dosya borcunun tamamını, asıl alacak ve fer'ileri ile birlikte karşılayacak teminat mektubunun icra dosyasına sunulduğu görülmektedir. O halde, mahkemece, dosya borcunun tamamının yatırıldığı ve dolayısıyla hacizlerin aşkın hale geldiği dikkate alınarak şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafından iki adet bonoya dayalı olarak başlatılan kombiyo yolu ile icra takibinde, aracının ve evinin haczedildiğini, aşkın hacizler bulunduğunu ve müvekkilinin bonolarda ciranta durumunda olmasına rağmen, davalı hamilin dava dışı keşideciye ödememe protestosu çekmediğini, davalıya borçlu olmadığını ileri sürerek aşkın haciz sebebi ile araç üzerindeki haczin ve yakalama şerhinin kaldırılmasına ve takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yargılama sırasında usulüne uygun takip yapıldığını, davacının borçlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....
Eş söyleyişle alacaklının, borçlu ile arasındaki hukukî ilişkiden doğan temerrüt faizinin akdi yahut yasal olması, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliğine engel teşkil etmez. Burada önem arz eden husus alacaklının temerrüt faiziyle karşılanamayan zararının mevcudiyetinin ispatıdır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır. Zira aşkın (munzam) zarar sorumluluğu, temerrüt faizinden sorumluluktan farklı olarak kusur sorumluluğuna dayanmakta olup burada aranan kusur, borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Ancak aşkın (munzam) zarar iddiasının ileri sürüldüğü durumlarda sorumluluk için, diğer koşulların varlığı durumunda borçlunun temerrüde düşmedeki kusurunun varlığı asıldır. Başka bir anlatımla temerrüt sonrasında borçlunun temerrüde düşmedeki kusurunun alacaklı tarafından ispatı gerekmez. Aksine borçlu, temerrüde düşmede kusursuz olduğunu ispatlamadıkça ortaya çıkan aşkın (munzam) zarardan sorumludur....
Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir ----- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Cilt I, 2012, s. 810). Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. Bu para borcunun kaynağının, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliği için herhangi bir önemi bulunmamaktadır....
Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir (Uygur, Turgut: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Cilt I, 2012, s. 810). Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. Bu para borcunun kaynağının, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliği için herhangi bir önemi bulunmamaktadır....
Ancak aşkın (munzam) zarar iddiasının ileri sürüldüğü durumlarda sorumluluk için, diğer koşulların varlığı durumunda borçlunun temerrüde düşmedeki kusurunun varlığı asıldır. Başka bir anlatımla temerrüt sonrasında borçlunun temerrüde düşmedeki kusurunun alacaklı tarafından ispatı gerekmez. Aksine borçlu, temerrüde düşmede kusursuz olduğunu ispatlamadıkça ortaya çıkan aşkın (munzam) zarardan sorumludur. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken son koşul ise; borçlunun temerrüdü ile alacaklının aşkın (munzam) zararı arasındaki illiyet bağının mevcudiyetidir. Bu çerçevede alacaklı, borçlunun temerrüde düşmesi ile ileri sürdüğü aşkın (munzam) zarar olgusu arasındaki illiyet bağını ispatla yükümlüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklının borçlu hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlattığı, borçluya örnek 10 no’lu ödeme emrinin 11.03.2011 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, borçlunun İİK’nun 168/5 maddesinde öngörülen yasal 5 günlük sürenin geçmesinden sonra 22.03.2011 tarihinde icra mahkemesine başvurarak 04.12.2009 tarihinde yapılan işlemden itibaren 6 ayı aşkın süre ile takip dosyasının işlemsiz bırakıldığını ileri sürerek zamanaşımı itirazında bulunduğu görülmektedir....
(İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi'nin 2021/201 Esas 2021/991 Karar Sayılı Kararı) Taşkın haciz şikayetine ilişkin olarak;Davalı vekili Av. T4'ye çıkartılan Üsküdar 11....
USD dövizin bozdurularak aktarılmış olduğunu, söz konusu ihtiyati haciz kararının verildiği tarih olan ... tarihinde USD efektif satış kurunun ... TL olduğunu, ancak dava açılış tarihi olan ... tarihinde ...'a kadar geçerli olan TCMB internet sitesindeki güncel USD efektif satış kurunun ... TL olduğu göz önüne alındığında davacının haksız ihtiyati haciz kararı nedeniyle ... TL maddi zararı bulunduğunu, davalı tarafça, ihtiyati hacize konu Antalya Genel İcra Dairesi ... E. sayılı icra dosyası kapsamında ödeme emrindeki alacak miktarı olan ... TL'nin çok üzerinde olan yaklaşık ... TL değerindeki davacı şirkete ait tüm taşınır ve taşınmaz malları üzerine haciz koydurarak hukuka aykırı olarak aşkın haciz uygulamış olduğunu, davacının söz konusu haksız ihtiyati haciz nedeniyle adeta bloke olmuş olduğunu, ticari hayatta iş yapamaz hale gelmiş olduğunu, haksız şekilde tüm malvarlığına ihtiyati haciz konulan ...'...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/264 Esas sayılı dosyasında ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile alacaklarının güvence altına alınması ve davalarının sonuçsuz kalmaması amacı ile davalı tarafın taşınır, taşınmaz malları, araçları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine karşı beyanda bulunmamıştır. DELİLLER : İstinaf incelemesine esas; Yerel mahkemenin dosyası içerisinde bulunan belge ve kayıtlar. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, talep ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir....