"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlu aleyhine ihtiyati hacze dayalı genel haciz yoluyla icra takibine geçildiği, borçlunun icra mahkemesine başvurarak teminat karşılığında hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece istemin aşkın haciz şikayeti olarak değerlendirilmek suretiyle bu yönden şikayetin reddine karar verildiği ve yine takip kesinleştiğinden ihtiyati haczin kaldırılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle de şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.İİK'nun 266. maddesinde; borçlunun, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehni yahut muteber...
İcra Müdürlüğü'nün 2010/2127 Esas sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını, takibin kesinleştiğini ve müvekkillerinin aleyhine haciz işlemleri yapılarak mallarına haciz tatbik edildiğini, ancak müvekkillerinin davalı tarafa herhangi bir borçlarının bulunmadığını, takip dayanağındaki senetteki imzaların müvekkillerine ait olmadığını ileri sürerek borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini ve davalının kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yapılan icra takibinin üzerinden on yılı aşkın bir süre geçtiğini, davacılar aleyhine cebri icra yapılmadığını, bu hali ile bir ve on yıllık zamanaşımının dolduğundan davacıların dava açmakta hukuki yararının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, ... Kurumu raporunda imzaların ... ve ...(...) ...'...
Dosya arasına getirtilip incelenen.... 2011/4995 esas sayılı takip dosyası içeriğinden, 14/05/2007 tarihinde bir kısım menkullerin haczedilerek davalıya yediemin olarak teslim edildiği, 14/12/2009 tarihinde icra müdürlüğü tarafından, dosyanın resen ele alınarak, bir yılı aşkın zamandır işlem yapılmamış olması nedeniyle işlemden kaldırıldığı, anılan dosyadan mahcuzların satışının talep edilmediği anlaşılmaktadır. ....tarihi itibari ile yürürlükte bulunan, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 106 ve 110. maddeleri uyarınca, taşınır mallarda satış isteme süresi, haciz tarihinden itibaren bir yıl olup malın satılması kanuni süre içerisinde istenmez ise; o mal üzerindeki haciz kalkar. Dosya içeriğinden, davaya konu menkuller üzerinde başkaca icra dosyalarından konulmuş hacizler bulunup bulunmadığı da anlaşılamamaktadır. Şu halde; mahkemece yapılacak iş, öncelikle malların hacizli olup olmadığını tespit etmektir....
Aynı maddenin son fıkrası uyarınca ise, icra memurunun haciz koyarken alacaklı ve borçlunun menfaatlerini gözetmesi gerekir. Yargıtay'dan tehiri icra kararı alabilmek üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminat, ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer’ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği kuşkusuz olduğu gibi, hacizlerin devam etmesi İİK'nun 85/son maddesiyle de bağdaşmayacaktır. Şu hale göre; borçlu tarafından, dosya borcunun tamamı (asıl alacak ve fer'ileri) icra dairesine depo edilmiş olmakla, mahkemece, aşkın hale gelen hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğünün 2020/... esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, ödeme emrinin müvekkillerine 21/11/2006 tarihinde tebliğ edildiğini ve takibin kesinleştiğini, icra takibinin takipsizlikten düştüğünü, 10 yılı aşkın süre takipsiz bırakıldığını ve sonrasında 29/01/2020 tarihinde temlik alan tarafından takibin yenilendiğini, yenilenen takip dosyasından tebligat ve bildirim yapılmadan, yenileme emri tebliğ edilmeden müvekkillerine haciz işlemi uygulandığını, alacağın ve kefaletin zamanaşımına uğradığını, kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, TBK'nın 598/3maddesi gereğince her türlü kefaletin on yılı geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalktığını, müvekkilleri yönünden zamanaşımını keser mahiyetteki son işlemin 28/08/2009 tarihinde fiili haciz yapmak suretiyle yapıldığını, haciz tutanağı düzenlendiğini belirterek icra takibinin müvekkilleri yönünden teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmek suretiyle tedbiren durdurulmasına, kefalet sözleşmesinde noksanlık olması sebebiyle...
yapılamayacağı yönündeki şikayetinin dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan ihtiyati tedbir kararlarının rızai satışa engel olup cebri icraya engel olmadığı, icra müdürlüğünce ilgili mahkemelere yazılan müzekkerelere verilen cevapların da aksi yönde olmadığı gerekçesiyle reddine, davacının İİK’nın 85. maddesine dayalı aşkın haciz şikayetinin davacının takip borçlusu olmadığından taşkın haciz iddiasında bulunamayacağı, aksi halin kabulünde dahi hacizli taşınmazın satışının yapılıp yapılamayacağının, taşınmaza alıcı çıkıp çıkmayacağının belli olmaması, satışın muhammen bedelin %50'si ve masraflar göz önüne alınarak yapılacağı, dosyadaki diğer hacizlerin borcu karşılamaya yetip yetmeyeceğinini henüz belirli olmadığı böylelikle mevcut durum itibariyle alacaklının alacak hakkının korunması gereği aşkın hacizden bahsetmenin mümkün olmadığı gerekçesiyle reddine karar vermiştir....
haciz kararının kaldırılmasını istemiştir....
Maddesinde de alacak miktarını aşacak şekilde haciz yapılamayacağının emredici hüküm olarak belirtildiğini, davalı tarafça borca yeter miktarda malvarlığı üzerinde haciz işlemi uygulandığını, davalı tarafın banka hesaplarına, taşınır ve taşınmaz diğer malvarlığı unsurlarına ilişkin haciz isteminin taşkın haciz sonucunu doğuracağını, taşkın haczin ise yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafın haciz talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
yapıldığı yönündeki şikayetlerinin yapılacağı merciin mahkememiz olmadığı, aşkın haciz şikayetinin yetkili ve görevli icra hukuk mahkemesinde ileri sürülebileceği, ihtiyati haciz şartlarının oluştuğu, davalı ve vekilinin itirazlarının kanunda sınırlı olarak sayılan ihtiyati hacze itiraz sebepleri arasında yer almadığı, davalı ve vekilinin ihtiyati hacze yönelik olarak yapmış olduğu itirazların yerinde olmadığı " gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğü ... sayılı takip dosyası ile takip yapıldığını, takibe davalının haksız ve hukuksuz olarak itiraz ettiğini, belirterek itirazın iptaline ve ihtiyati hacze karar verilmesini talep etmiş, mahkemece verilen ara kararla yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, ara karara karşı davacı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Talep, eser sözleşmesi kapsamında alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali davasında ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Mahkemece, yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, bu ara karar istinaf edildikten sonra, mahkemece16/03/2022 tarih, 2021/676 Esas, 2022/250 karar sayılı kararla HMK 116/1-b.maddesi gereğince davalının ilk itirazının kabulü ile uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözümlenmesi gerektiği gerekçesi ile davanın HMK nun 413/1 maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, karar verilmiştir....