Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davanın, davacı tarafından davalı şirketten alınan lastiklerin ayıplı olduğundan bahisle sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, davacı tarafça ayıplı olduğu belirtilen lastiklerin---- olduğu belirtildiğinden talimat mahkemesi aracılığıyla lastikler üzerinde inceleme yaptırılarak davalı tarafından davacı tarafa satılan lastiklerin ayıplı olup olmadığı, lastiklerin kısa sürede patlamasının kullanımdan kaynaklı olup olmadığı, lastiklerin açık/gizli ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbar sürelerinin zamanında yapılıp yapılmadığı, davalı tarafından bedel iadesinin gerekip gerekmediği hususlarının tespiti amacıyla makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır....

    Eksik iş ve ayıplı iş ayrımının sınırları yasalarımızda açıkça belirlenmediğinden bu boşluk Yargıtay içtihatları ile doldurulmaktadır. Bu ayrımın hukuki sonuçları önemli olup birbirinden farklıdır. Çünkü özel hüküm yerine genel hükme başvurmak muayene ve ihbar süresi geçirilmişse önem arzedecektir. Nitekim ayıplı iş için mutlaka ihbar gerekirken eksik ifa da ihbara gerek kalmadan dava açılabilir. Bazı durumlarda eksik ifa ile ayıplı ifanın ayrımında güçlük yaşanmaktadır. İşte burada bitmemiş yani tamamlanmamış ifa ile ayıplı ifa ayırımını iyi yapmak gerekir. Bu husus doktrinde de tartışmalıdır; ifa etmeme çok kapsamlı bir kavram olup teknik ve gerçek anlamda “gereği gibi ifa etmemeyi” karşılamamaktadır. Borçlanılan edimin niteliklerine uymaması halinde gereği gibi ifa etmeme, kötü ifa veya ayıplı ifa demek mümkündür. (......

      Ayıplı ürünlerin "....Mah. ......

        Karar sayılı dosyasına istinaden; Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle: Davalı ile müvekkili arasında yapılan sözleşme gereğince davalının yapıp müvekkiline teslim ettiği işlerin bir kısmının eksik ve ayıplı olması sebebiyle davalı tarafa ihtarname düzenlendiğini, ihtarname üzerine bir kısım ürünlerin değiştirilmesine rağmen değiştirilen ürünlerinde arızalı ayıplı çıktığı, bu sebeple mahkeme vasıtasıyla gereken tespitin müvekkili tarafından yaptırıldığını, ayıplı işlerin toplam fatura bedellerinin 45.559,73.-TL olduğunu, müvekkilinin bu miktarın 22.309,37.-TL'si haricinde ödeme yapıldığını, kalan 23.351,36.-TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini yine 466,42.-TL ihtarname masrafı ile 694,00.-TL tespit masrafı- nın da davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

          . - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında faturalar içeriğindeki malların müvekkilince davalıdan satın alındığını, anılan malların ayıplı çıkması sonucu müvekkilinin zarara uğradığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 128.250.000.000.TL tutarındaki ayıplı mal bedelinin ayıp ihbarı tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte ve ayrıca 50.000.000.000.TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilince satılan malın ayıplı olmadığı gibi, ayıp ihbarının da süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur....

            -KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan membran malzeme satın aldığını, malzemenin ayıplı olması nedeniyle dava dışı işvereni tarafından hakedişlerinden kesinti yapıldığını belirterek davalının ayıplı mal teslimi nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıya satılan malzemenin ayıplı olmadığını, zararın davacının uygulamasından kaynaklandığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davacıya teslim edilen yalıtım malzemenin ayıplı olmadığı, davacının uygulamasındaki hatalar nedeniyle akıntıların meydana geldiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

              Davalı cevabında davacının yaptığı imalâtın eksik ve ayıplı olması nedeniyle Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/2320 sayılı esasında dava açtıklarını ve birleştirilmesini talep etmiştir. Davalı her ne kadar ödeme iddiasını ispat edememiş ise de, şartları varsa eksik ve ayıplı imalâttan dolayı mahsup talebine hakkı bulunduğundan ve bu konuda ayrıca dava açılmış bulunduğundan mahkemece HUMK’nın 45/I. maddesi uyarınca davalar birleştirilmeli, eksik ve ayıplı imalât değerlendirilmeli %40 inkâr tazminatı istemi de eksik ve ayıplı işlerle ilgili iddianın sonucuna göre takdir olunmalıdır. Diğer yandan icra takibinden önce davalı temerrüde düşürülmediği halde işlemiş faize dair davanın kabulü de doğru olmamıştır. İşlemiş faize dair itirazın iptâli istemi reddedilmelidir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

                Davalılar vekili, müvekkili şirketin davalıdan aldığı malların ayıplı olması nedeniyle borcu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının sattığı malların bir kısmının gizli ayıplı olması nedeniyle davalı şirketin bakiye borcunun 5.186.15 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 5.186.15 TL için yapılan itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece ayıplı malın bedelinin tahsiline karar verilmesine rağmen davalılarda olduğu anlaşılan ayıplı malın iadesine karar verilmemesi doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak hukukuna ilişkin davada İstanbul 3.Tüketici ve 2.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davacının satın aldığı 2. el otomobilin ayıplı çıkması nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Bakırköy 3.Tüketici Mahkemesince, ayıplı oto alım satımında taraflar arasında hukuki bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 2.Sulh Hukuk Mahkemesi ise, ayıplı oto alım satımında davalının aracılık ettiği, gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

                    KARAR Davacı, davalıya gübre sattığını, davalının karşılığında takip konusu çekleri verdiğini, davalının borcunu ödememesi üzerine başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini, gübrenin ayıplı olmadığını ileri sürerek itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya gübre sattığını iki adet çek aldığını, bedelinin ödenmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı ise davacıdan gübre satın aldığını, gübrenin ayıplı çıkması sebebi ile bedelini ödemediğini savunmuş, mahkemece satıma konu gübrenin ayıplı olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının davalıya gübre sattığında bununkarşılığında davalıdan iki adet çek aldığında ihtilaf yoktur. İhtilaf çek bedelinin ödenip ödenmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davacı gübreleri satıp teslim ettiğine göre davalı çek bedellerini ödemekle sorumludur....

                      UYAP Entegrasyonu