Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K A R A R Davacı, davalı şirketten 23.05.2006 tarihinde taksitle 1.250.00.TL bedelle vitrin gümüşlük Tv ünitesi, 380.00.TL bedelle Tv sehpası ve 360.00.TL bedelle de perde mekanizması aldığını, karşılığında bono verdiğini, aldığı bu ürünlerin ayıplı çıktığını bunun üzerine 05.02.2008 tarihinde Tüketici Hakem Heyetine başvuru yaptığını, Hakem Heyetince ödeme yönünden sorun olduğu ve bu durumun hakem heyetince çözülemeyeceği gerekçesi ile talebinin reddedildiğini bunun üzerine Hakem Heyeti kararının iptali için dava açtığını ve Mahkemece yapılan yargılama sonucunda bu ürünlerin hatalı olduğu tespit edilerek hakem heyeti kararının iptaline karar verildiğini ve verilen bu kararın kesinleştiğini ancak bu sırada davalının ürünler için verdiği bonoyu icra takibine koyarak ayıplı ürün bedellerini kendisinden tahsil ettiğini belirterek ayıplı olan ve davalıya iade edilmesi gereken ürünlerin bedellerinin kendisinden haksız olarak icra yolu ile tahsil edilmesi nedeniyle ayıplı ürünler için...

    KARAR Davacı, davalı.... tarafından üretilen aracı 49.644,11 TL bedel ile ....’den satın aldığını, satın alındıktan sonra kısa bir sonra seyir halinde aracın ön kısmından kütürtü sesinin gelmesi nedeniyle değişik tarihlerde ve birçok kez üretici firmanın yetkili servisine aracı götürdüğünü, ancak sorunların yetkili servisçe giderilmeye çalışılmış ise de aynı ve değişik arızaları birçok kez tekrar ettiğini, aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı tutulması kaydıyla ayıplı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, bu talebin kabul görmemesi halinde toplam 52.200,00 TL bedelin ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, zamanaşımı itirazı ile aracın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

      Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.” düzenlemesine yer verilerek, ürünün ayıplı çıkması halinde tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeyle tüketiciye ayıplı mal nedeniyle tanınan seçimlik haklarından biriside ayıplı malın iadesi ve ödenen bedelin tahsilidir. Tüketici, yasayla kendisine tanınan dört seçimlik hakkından birini tercih etmekte özgürdür. Davacı eldeki davada sözleşmeden dönerek ayıplı ürünün fatura satış bedeli olan 25.370 TL'nin tahsilini istemekte olup, dava konusu ürünün satış bedelinin davacının talebi doğrultusunda iadesine karar verilmesi gerekir....

        Davacı tarafından, 22/09/2021 tarihinde 34.499,00 TL bedelle bilgisayar alındığı, bilgisayarın ayıplı olması nedeniyle davacı tarafından 16/02/2022 tarihinde 52.308,00 TL bedelle başka bir bilgisayar satın alındığı anlaşılmıştır.Somut olayda davacının menfi zararı yani edimin ayıplı ifa edilmiş olması nedeniyle uğramış olduğu zarar, ayıplı ifa nedeniyle almak zorunda kaldığı bilgisayar ücreti olan 52.308,00 TL ile ayıplı bilgisayar bedeli olan 34.499,00 TL arasındaki fark olan 17.309,00 TL'dir. Bilirkişi raporunda menfi zarar hesabı yapılırken davalı tarafından ayıplı bilgisayarın bedel iadesini geç ödemesi nedeniyle ödemek zorunda kaldığı faiz ve icra giderleri de hesaplamaya dahil edilmiş ise de, ayıplı ürünün salt değerinin dışındaki işlemiş faiz ve icra giderlerinin iadenin zamanında yapılmamasından kaynaklı olması nedeniyle hesaplamaya dahil edilmemesi gerektiği kanaatine varılmış ve bilirkişi heyetinin görüşüne itibar edilmemiştir....

          Uyuşmazlık, davalıya teslim edilen ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise, süresi içerisinde davalı tarafından ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı hususlarına ilişkindir....

            Bu durumda davalının davacı tarafından satılan ürünün ayıplı olduğunu tesbit ettiği halde, TTK. 18/3 maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’ nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ayıp ihbarında bulunulmadığı, teslim sırasında malların ayıplı olduğuna ilişkin bir tutanak tutulmadığı, sevk irsaliyesine bu konuda çekince düşülmediği gibi ihtirazi kayıtla teslim alındığı da iddia ve ispat edilmediğinden, davalı tarafça teslim edilen ürünün ayıplı olduğu tesbit edildiği halde ayıplı ürünü iade etmediği buna göre davalının ayıplı malları bu haliyle kabul ettiği varsayılmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; Cari hesaba konu faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 21.308,14 TL....

              Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu malların ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin tamamı üzerinde inceleme yapılarak malların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ürünlerin miktarı ve tutarı, tarafların birbirinden alacaklı olup olmadıkları hususlarının tespiti için kumaşların bulunduğu mahalde tekstil bilirkişisi ....'un refakati ile : 13/09/2021 günü saat 14.30 den itibaren keşif yapılmasına, aynı gün taraf defterlerinin mahkeme duruşma salonunda incelenmesine karar verilmiş ise de; davalı karşı davacı vekilinin 13.09.2021 tarihli beyan dilekçesi ile ayıplı olduğu iddia olunan malların davalı karşı davacı şirket bünyesinde bulunmadığını, aradan geçen zaman zarfında kumaşların atık haline geldiğini ve müvekkili uhdesinde tekstil bilirkişisi tarafından incelenebilecek herhangi bir ayıplı kumaş kalmadığını beyan ettiğinden keşif yapılamamıştır....

                Şöyle ki dosyanın tetkikinde her iki bozma ilamı neticesinde de eserin ayıplı olduğu ve süresinde ayıp ihbarı yapıldığı hususlarının kabul edildiği ve kesinleştiği anlaşılmaktadır....

                  Davalı vekili, davacının teslim ettiği malların bir kısmının kullanıldığını ve bunun sonunda ayıplı olduğunun anlaşıldığı bu nedenle bedelin davacıya ödenmediğini, davacının Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtığı alacak davasının mahkemece reddedildiği ve hükmün Yargıtay’ca onanarak kesinleştiğini, davacının ayıplı mallar teslim almadığını, müvekkilinin aradan (7) yıl geçtikten sonra malları davacıya iade ettiğini, davacının teslim edilmeyen ayıplı malların bedelini talep etmeye ... olmadığını, bu malların ekonomik değerinin olmadığını öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                    BK'nın 98. maddesinin yollamasıyla aynı Kanun'un 44. maddesi uyarınca davanın geç açılmasından kaynaklanan artan zarardan davalı yükleniciyi sorumlu tutmak mümkün olmadığından eksik işler bedeline yönelik hesaplamanın davanın açıldığı 2006 yılı serbest piyasa rayiçleriyle yapılması doğru olmamıştır. 3-Gizli ayıplı işler bedeline gelince; Gizli ayıplar davalı yükleniciye 15.12.2005 tarihli ihtarla bildirilmiş ve 15 gün içinde giderilmesi istenmiştir. Dosya kapsamından gizli ayıpların ortaya çıkmalarından itibaren makul süre içinde ihbar edildiği, dolayısıyla gizli ayıplı işler yönünden davacı arsa sahiplerinin talep ve dava hakkının düşmediği anlaşılmaktadır. Gizli ayıplı işler bedeline yönelik alacak, ihtarla verilen sürenin sona erdiği tarihte muaccel hale geldiğinden, gizli ayıplı işler bedelinin 2006 yılı Ocak ayındaki mahalli rayiçlerle hesaplanıp hüküm altına alınması gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu