Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Oto Servis AŞ.’nin sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle bu davalıya karşı açılan davanın reddine, diğer davalılar hakkında açılan davanın kabulü ile ayıplı aracın yenisi ile değiştirilmesine karar verilmiş; hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... Oto.Paz.Tic.AŞ. dışında kalan diğer davalıların bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4/2 maddesinde; "Ayıplı maldan ve/veya ayıplı malın neden olduğu her türlü zarardan dolayı tüketiciye karşı satıcı, bayii, acente, imalatçı-üretici ve ithalatçı müştereken ve müteselsilen sorumludur" hükmü bulunmaktadır. Davalı ... Oto.Paz.Tic.AŞ. ayıplı aracın taraflarınca ithal edilmediğini, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini savunmuştur....

    Davacı, kendisine teslim edilen televizyonun ayıplı olduğunu 30 günlük yasal süre içerisinde yetkili servise bildirmiştir. Davacı, üretim ayıplı ürün tesliminden dolayı 4077 sayılı Yasanın 4. maddesinde belirtilen seçimlik hakları kullanmakta serbesttir. Ve bu hakkını mahkeme aracılığıyla sözleşmeden dönerek bedel iadesi şeklinde kullanmıştır. O halde mahkemece, davacının ayıplı televizyonun iadesi ile ödediği bedelin tahsili isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucunda yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ayıplı ürün iade edilmedikçe, satıcı ürün bedelini iade etmekte temerrüde düşmez. Somut olayda da ayıplı ürünün davalı satıcıya iade edilmediği anlaşıldığından faiz başlangıcının ayıplı ürünün iade tarihinden başlaması gerekir. Aksi düşünce, davacının sebepsiz zenginleşmesine sebep olur. Mahkemenin bu yönü göz ardı ederek aracın iadesi tarihinden itibaren avans faizine hükmetmesi gerekirken dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nun 438/7. maddesi gereğidir....

        Bu nedenle satış sözleşmesi dosyaya konularak hükümleri incelenip, satış sözleşmesinde satıcı yüklenici ile arsa sahipleri arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine bir atıf olup olmadığı incelenip var ise arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde davalı yüklenicinin taahhüt ettiği işlere göre eksik ve ayıplı iş talep edebilecekleri aksi halde satış sözleşmesindeki şartlar gözönüne alınarak sonuca gidilmelidir. Davacılar eksik ve ayıplı işlere ilişkin talepte bulunmuş olup mahkemece bu talepler konusunda ayrıntılı inceleme yapılmamıştır. Eksik iş bedeli teslimden itibaren 5 yıl içinde talep edebilecekken ayıplı işler gizli ve açık olmalarına göre farklı şekilde talep edilebilirler. Açık ayıpların teslimden itibaren muayene için uygun bir süre geçmiş olması halinde gerekli ihtar yapılmadığı takdirde talep edilemeyecektir....

          Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunun sonuç kısmının 1, 2, 3 ve 4. bentlerinde ayıp nedeniyle uğranılan zarar talep edilen giyim eşyalarının tamamının davalı tarafça üretilmiş olamayacağı ve bunlardan davalının sorumluluğundan bahsedilemeyeceği belirtilmekle birlikte davalı tarafça ayıplı olarak dikilip teslim edilen ürün miktarına göre değil, tespit edilen ayıplı ürünlerin tamamına göre hesaplanmıştır. Ayıplı olsa dahi davalı tarafından sözlü sözleşmeye göre verilen kumaş ve malzeme ile üretilip davacıya teslim edilenler dışındaki ürünlerdeki ayıplardan davalı yüklenicinin sorumlu tutulması mümkün değildir....

            KARAR Davacı, davalının müteahhitliğini yaptığı inşaattan 15/06/2011 tarihinde konut satın aldığını, aralarında yapılan anlaşma gereği konutun eksiksiz olarak kendisine teslimi hususunda anlaştıklarını, 14.07.2011 tarihinde teslim edilen konutta eksik ve ayıplı işler olduğunu, bu hususların davalıya birçok kez şifahi olarak bildirildiğini, ancak her defasında eksikliklerin tamamlanacağı söylenerek kendisinin oyalandığını, ....Noterliği tarafından eksik ve ayıplı işlerin belirlenmesi için tespit tutanağı düzenlettiğini ve ....Noterliği tarafından 14.09.2011 tarihli ihtarname gönderildiğini, cevabı ihtarname de eksikliklerin kendilerinden kaynaklanmadığının belirtildiğini, bu sefer .... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/340 D. İş sayılı dosyasından eksik ve ayıplı işler ve bedelinin tespitini talep ettiğini, yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu 6.800 TL eksik ve ayıplı iş bedeli belirlendiğini,.......

              Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davalının süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığı, ayıp ihbarının süresinde olduğu kabul edilse bile ayıplı olduğu belirtilen ürünlerin davacıya iade ve teslim edildiğine ilişkin belge, bilgi bulunmadığı, davalının ayıplı olduğunu belirttiği kumaşı iade etmemekle bu ürünleri benimsediği sonucu çıktığı, davacının davalıdan 20.968,81 TL asıl alacağı bulunduğu, davalının takiple temerrüde düşürüldüğü, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalı, davacı tarafından kendisine satılan malların ayıplı olduğunu savunmuştur. Taraflar tacir olduğundan bu savunma yönünden dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi hükmünün uygulanması gerekmektedir. Buna göre; “ malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....

                Husumetin çözümü için ayıplı olduğu iddia edilen davaya konu ürünlerin ayıplı olup olmadıklarının ve tespiti halinde 6502 sayılı yasının 11.maddesinde sayılan seçimlik haklardan faydalanma sonucunu doğurup doğurmadığının tespiti gereklidir. Bu amaçla aldırılan hüküm kurmaya ve denetlemeye elverişli alanında uzman bilirkişi Prof.Dr. MakineYüksek Müh....

                den satın aldığı salon takımından Matilda Koltuk Takımının, tv ünitesinin ve yemek masası sandalyelerinin ayıplı ürün olduğu, Matilda Koltuk Takımının, tv ünitesinin ve yemek masası sandalyelerinin iadesi halinde elde kalan takımın diğer parçaları sebebi ile salon takımının renk ve model uyumunun ve estetik görüntüsünün bozulacağı, ürünlerin tüketici tarafından başka yerde kullanılamayacağı ve tüketicinin üründen beklenen faydayı yitireceği, satın alınan ürünlerin tamamen iadesinin ve bedelin davalıdan tahsili gerektiği, ürünlerin ayıplı ürün olduğu, ürünlerdeki hataların tamir edilmek sureti ile giderilemeyeceği, imalat hatası olduğu, kullanıcı hatası olmadığı, dava konusu mobilyaların 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanunun ayıplı mal ve hizmetler başlıklı 8. Maddesi gereği, ayıplı mal kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacı tüketicinin 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanunun 11....

                Tacirler arası ticari satımlarda satıcının ayıplı ifadan sorumluluğu esas itibariyle Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı madde hükümlerine tâbidir ancak tacirler arasındaki ticari satımlardan kaynaklanan ayıplı ifa hallerinde alıcının muayene ve ihbar külfetlerinin süresi hakkında Türk Ticaret Kanunu 23/1-c madde hükmünde düzenlenmiş olan özel hüküm uygulanacaktır. Satıcının ayıplı ifasına ilişkin diğer konularda ise Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı hükümlerinde düzenlenen genel hükümler uygulama alanı bulacaktır.6098 sayılı TBK’nun ayıba karşı tekeffül hukuki kurumunu düzenleyen 219 ve devamı maddelerine bakmak gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu