-KARAR- Davacı - karşı davalı vekili, müvekkilinin, yurtdışındaki firmaya ihraç ettiği tekstil ürünlerinde davalı şirketten alınan etiketleri kullandığını, ancak 11.270 adet ürünün, 17.01.2012 tarihli fatura ile geri çevrildiğini, durumun 10.02.2012 tarihli ihtarla bildirilip, uğranılan zararın tazmininin istenildiğini, ayıplı ürünlerin toplam 7.736 adedinin temin edilerek tekrar yurtdışına gönderildiğini, bakiye 3.534 adet ürünün ise temin olmadığından 37.402,26 TL masraf yapılarak yeniden dikilip yurtdışına gönderildiğini, ayrıca ayıplı malların ithalat – ihracat ve temizleme giderleri olarak toplam 52.287,70 TL masraf yapıldığını iddia ederek, müvekkilinin toplam zararı 89.689,00 TL'nin 17.01.2012 tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....
Otomotiv A.Ş.den 31.8.2005 tarihinde satın ve teslim aldığını,araçta 15.1.2005 tarihinden 28.1.2006 tarihine kadar çeşitli arızaların meydana gelmesi ile toplam 7 kez servise başvurulduğunu,aracın ayıplı olduğuna dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinin tespit raporu ile belirlendiğini,ayıplı aracın iadesi ile araç için ödediği bedel ile aracı kullanamamaktan dolayı uğradığı zararlarının tahsilini istemiştir. Davalılar ,davanın reddini dilemişlerdir....
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu ürünler üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, ürünler için kullanılan hammadde hataları, döşeme işçilik hataları, terzilik işçilik hataları, boya işçilik uygulama hataları şeklinde açık ve gizli ayıplarının tespiti yapıldığı, bu hatalar kullanım kaynaklı olarak veya sonradan tüketici tarafından oluşturulmuş ayıplar olarak değerlendirilemeyeceği, tüketicinin takımı oluşturan ürünlerin kendi içerisinde bu şekilde kullanılmasının tüketici fayda unsurunu ve ürünlerin bütünlüğü durumunu ortadan kaldıracağı, ürünlerin tüketiciden kaynaklanmayan ayıplı olması nedeniyle davacının 6502 sayılı yasanın 11. maddesindeki seçimlik haklarını kullanabileceği kanaatine varılmış, davaya konu ürünlerin nakliye masrafları davalıya ait olmak üzere davalıya iadesi ile 15.217,59- TL'nin iade tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine -Davanın KABULÜNE, Davacının elinde...
Davalılar ,davanın reddini dilemişlerdir., Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, aracın yenisi ile değiştirilmesine, bu mümkün olmaz ise ayıplı aracın davalılara iadesi ile aracın fatura bedeli olan 25.033,70 TL nin iade tarihinden faizi ile ,dava dışı araçta meydana gelen 7920 Tl zararın 29.11.2005 tarihinden faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiş ,hüküm,davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 Sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK.nun 4/2 maddesi gereğince malın ayıplı çıkması halinde tüketici, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Tüketici, bu seçimlik haklarından birini kullanabilecektir. Aynı şekilde tüketici bu haklarından birini kullandığını belirterek dava açabilecektir. Davacı dava dilekçesinde öncelikle aracın değiştirilmesini, mümkün olmaz ise bedel iadesini talep etmiştir....
(alış ve bedel iadesi tarihlerindeki fiyat farkı) zararının karşılanması gerektiğini; davalıdan satın alınan ürünlerin bir kısmının davacının müşterisi----- satıldığını; davalının iade talebinden sonra davacının müşterisi tarafından da davacıya ürünlerin iade edildiğini; müşterinin zararının karşılanması talebi üzerine 138.604,37TL+Kdv=149,692,71TL'lik fiyat farkının ödeneceğinin de iade faturasında kabul edildiğini; bu tutarın yarısının davacı tarafından müşteriye ödendiğini; kalan kısmının ise davalının davacının zararlarını ödediği zaman ödeneceğini; davalının, ayıplı ürünleri davacıya sattığını, fakat sağlığa zararlı olabileceği anlaşılan ürünlerin iadesi nedeniyle davacının uğradığı zararları karşılamaktan kaçındığını; iade sebebiyle davacının, müşterisinin zararlarını da ödeyerek fazladan ödeme yapmak durumunda kaldığını; davalının iade talebi ile zarara uğrayan ve beklenen karı elde edemeyen, alış ve bedel iade tarihleri arasındaki fiyat artışları nedeniyle zarara uğrayan müvekkilin...
Ancak davacı beyanının yanında bilirkişi raporunda da açıklandığı gibi, satın alınan halılardan ikisinin de üretim hatası nedeni ile ayıplı olduğu davalının ise bunların yerine bir halı bıraktığı ve davacı tüketicinin 4077 sayılı yasanın 4. maddesindeki seçimlik haklarından sözleşmeden dönme ile bedelin iadesini eldeki dava ile talep ettiği anlaşılmaktadır. Malların ayıplı olması nedeni ile davacının talebi gözetilerek bedel iadesine karar verilmesi gerekir. Ancak davacı tarafından satın alınan iki adet ayıplı halı ile iki adet yolluk bulunduğundan davacıdan iki adet yolluk için de bedel iadesi talebinin bulunup bulunmadığı sorularak, şayet tüm halılar için iade talebi var ise, bir bütünlük ve uyum içinde birlikte kullanmak üzere satın alındığı gözetilerek, ayıplı bulunmayan yolluklar için de bedel iadesine karar verilmelidir. Mahkemece, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usül ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2020 NUMARASI : 2019/134 ESAS - 2020/81 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı firmadan 30/06/2018 tarihinde 044661 nolu fatura ile bir takım mobilya ve ev eşyası satın aldığını, peşin olarak 19.000,00- TL ödediğini, bakiye 4.500,00- TL'yi ödemediklerini, neticeten davalının satmış olduğu ayıplı malların teşhir ürünü olması sebebiyle kabul edilemeyeceğinin, söz konusu malların kendisine iadesi ile 19.000,00- TL'nin tahsili ile müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava, araçtaki gizli ayıp iddiası nedeniyle, aracın yenisi ile değiştirilmesi veya sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebiyle birlikte manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili araç satıcısı ve ithalatçısı olan şirketlere karşı açtığı davada, araçtaki gizli ayıp nedeniyle aracın misli ile değiştirilmesini, olmadığı takdirde de sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmiş, ilave olarak da manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı şirketler vekilleri ise ayrı ayrı sundukları cevap dilekçeleri ile, ayıp iddialarını kabul etmediklerini, talebin zamanaşımına uğradığını, araçtaki ayıp nedeniyle ithalatçı firmadan bedel iadesi talebinde bulunmanın mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....
Noterliğinin 15.10.2018 tarih ve ..yevmiye no'lu ihtarı ile davalı şirkete ayıp ihbarında bulunularak oluşan zararın 10 gün içinde giderilmesinin istendiğini, ayıplı malın davalıya düşük bedelle iade edilmek zorunda kaldığını, Çin Halk Cumhuriyetin'den iade edilen malın gümrükten çekildiğini ve davalı şirkete 21.01.2019 tarihli fatura ile 77.950,08-USD bedel ile iade edildiğini, 108.321,50 USD bedel ile satın alınan mal 77.950,08-USD bedel ile davalıya iade faturası ile iade edildiğini ve sadece malın iadesi sonucunda 30.371,42 USD zararı oluştuğunu, iade edilen ayıplı mal ile ilgili olarak müvekkili şirketin navlun, demuraj, depolama, gümrük ve sair farklı kalemlerde toplam 55.246-USD bedelli fatura kesildiğini ve bu borcu ödemek zorunda kaldığını, borcu ödeyebilmek için müvekkil şirket yetkilisi ... Denizcilik A.Ş.‘ye şahsi kefaleti koşullu kabul edilmek kaydıyla senet vermek zorunda kaldığını, müvekkilinin depolama ve ardiye bedeli olarak 6.403,15 USD ödediğini ve ......
den satın alındığını kısa bir süre sonra başlayan arızaların servis tarafından giderilemediğini, ayıplı malın bedelinin iadesi istemiyle keşide olunan ihtara olumlu yanıt verilmediğini belirterek, sözleşmeden dönülerek araç bedeli olarak ödenen 56.885,04 TL'nin davalılardan reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerinde, husumet ve zaman aşımı itirazında bulundukları gibi aracın ayıplı olmadığı ve ayıp ihbar sürelerine de uyulmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuşlardır....