Sayılı 17.05.2022 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiştir." verilen kararın eksik inceleme ile verilen işbu karar hakkaniyete, hukuka ve kanunlara son derece aykırı olduğunu, aracın alındıktan 6 gün sonra ayıplı olduğu ortaya çıktığını, TKHK md. 10'da yer alan karinenin aksine dair hiçbir delil dosyada bulunmadığını, Yerel Mahkeme kararında gerekçe olarak; "Davaya konu araç 04.02.2021 tarihinde satın alındığı, satıştan sonra davaya konu araçta arıza meydana geldiği, mahkememizce alınan 10.03.2022 tarihli bilirkişi raporuyla dava konusu araçtaki arızanın ayıp niteliğinde ve satıştan önce var olduğu tespit edilemediği..." yazıldığını, aracı satın aldıktan sonra 6 gün içinde tamamen kullanılamaz hale geldiğini, davalı tarafından aracın teslim tarihinde ayıplı olmadığı ispatlanması gerektiğini, davalı tarafından cevap dilekçesi ile sunulan delillere bakıldığında aracın ayıplı olmadığına hiçbir delil bulunmadığını, dava konusu araçla ilgili olarak tesbit bilirkişi raporu ile dosyada...
Mahkemece, yargılama sırasında aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın gizli ayıp olup olmadığı yönünde aldırılan 1. bilirkişi raporunda, “yetkili servisçe yapılan inceleme sonucunda düzenlenen servis kaydında belirtilen sol ön çamurlukta vernik matlaşması, çamurluk üst kısmında bant izi ve montaj civatası paslanması nedeniyle sol ön çamurluğun imalat sonrasında ancak satıştan sonra tamirat yapıldığına dair delil bulunmaması nedeniyle satıştan önce bir kere daha 2010/13289-2011/8637 boyandığı şüphesini verdiği ancak boya üzerindeki bu izlerin gözle incelemede fark edilebileceği için açık ayıp niteliğinde olduğu; 2. bilirkişi raporunda, aracın sol çamurluğunda fabrikasyon harici boya olmadığı, mevcut boyanın normal değerler arasında bulunduğu, sol ön çamurluktaki boya farkının hemen görülebilir nitelikte açım ayıp olmadığı ancak özenle incelenmesi veya konusunda uzman olan kişilerin tetkiki neticesinde tespit edilebilir nitelikte olduğu, çamurluğun tespitinde kullanılan civatalardaki...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı satıştan ... hasar tazmini ve satış fiyatının tenzili davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan her iki tarafın bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 163.10 YTL. kalan harcın davalılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, 27.9.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde, aracın 30.000,00 TL'ye satıldığını, km'si yüksek olduğu için satış tarihindeki piyasa değerinin altında satıldığını, davacının babasına ait Polo marka aracın dava konusu araç satışı ile bir bağı ve ilgisi olmadığını, aracın km'si ile oynanmış olmasının kendisi tarafından yapıldığının kanıtlanmadığı gibi basit bir muayene ile davacı tarafça öğrenilebilecek bir husus olduğunu, satıştan 10 ay sonra muayeneye gidildiğini, eldeki davanın satıştan 20 ay sonra açıldığını, davacının haksız kazanç elde etme amacında olduğunu belirterek istinaf itirazında bulunmuştur. GEREKÇE: Dava, malın ayıplı olmasından kaynaklanan ayıp oranında bedelde indirim istemine ilişkindir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 17.12.2010 tarihinde tomografi cihazı satışına ilişkin sözleşme yapıldığını, davalının sözleşme konusu cihazı mevzuata aykırı olarak teslim ettiğini, cihazın ayıplı olduğunu, şikayetler nedeni ile cihazın iade edildiğini ve fakat davalının peşinat olarak aldığı 5.000,00 EURO’yu iade etmediğini, başlatılan ilamsız takibe de itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşme konusu cihazın ayıplı olmadığını, iade üzerine sözleşmede yer alan hüküm nedeniyle bir bedelin kesildiğini, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini ve sözleşmeye aykırı davranmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
-KARAR- Dava, ticari satıştan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, satın alınan bir kısım cıvataların hatalı olması nedeniyle ayıklandığını, ayıklama karşılığında açıklamayı yapan şirkete 44.603 TL ödendiğini, faturanın da davacıya gönderildiğini, bakiye borcun ise kapatıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde düzenlenen 42 faturayı ticari defterlerini kaydettiği, dolayısıyla fatura içeriği malların davalıya teslim edilmiş olduğu, ancak cıvataların ayıplı olduğuna ilişkin olarak davacıya ayıp ihbarında bulunulmadığı, buna karşılık dava dışı, üçüncü şirket tarafından düzenlenen beş adet toplam 42.307 TL bedelli faturalar ibraz ettiği, ayıklama bedeli faturalarının davacıya tebliğ edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirkete mal satıp teslim ettiğini, ancak davalının bu satıştan doğan bakiye borcunu ödemediğini, bunun üzerine başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafça satılan malların ayıplı olduğunu ve yüksek fiyatla satıldığını , cari hesaptan kaynaklanan borcun ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda davalı tarafça gönderilen reklamasyon faturasının davacı tarafça tebliğ alındığı ve itiraz edilmediği, alacak miktarı olan 2.347.62.TL'nin de davalı tarafça ödendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki malın ayıplı olmasından kaynaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan kapıdan satış yoluyla 6.7.2011 tarihinde imzalanan sözleşme ile kitap ve CD satın aldığını ancak daha sonra bu ürünleri fahiş fiyatla aldığını öğrenince ertesi gün davalı şirketi arayarak satıştan caydığını bildirdiğini ancak davalının ürünleri gelip alacağını bildirmesine rağman gelmediğini, bilerek sözleşmedeki cayma süresini geçirdiğini bu nedenlerle ürünlerin davalıya iadesi ile 2.450,00 TL'lik ürün karşılığı davalıya imzalayıp verdiği senedin kendisine iadesini istemiştir. Davalı, davacının 7 gün içinde cayma hakkını kullanmadığından bahisle davanın reddini dilemiştir....
-KARAR- Dava, satıştan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacının bedelini talep ettiği malların kusurlu ve ayıplı olduğunu belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece davalı yanın ayıp savunmasını kanıtlayamadığı, davacı kayıtlarına göre alacağın 8.999.21 YTL olduğu, talepten önce temerrüdün gerçekleşmediği gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne, itirazın iptali ile takibin 8.999.21 YTL üzerinden takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere reeskont faizi işletilerek devamına, hükmolunan miktarın %40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davalı yanın tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. İtirazın iptali davasının koşullarından biri ilamsız icra takibine usulüne uygun çıkarılmış ödeme emridir....
-K A R A R- Dava satıştan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekili hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, esas yönünden de davacının müvekkiline fahiş fiyatla ve kalitesiz mallar getirmeye başladığını, müvekkilinin ayıpla malların bedelini ödemekle yükümlü olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmiş ve davalı yanın yerleşim yerinin ..., davacı alacaklı şirketin ise ... olduğu bu nedenle ... İcra Müdürlüğünün yetkisiz olduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı satışa konu malların davalının ......